Türkiye basketbol liginde, 1987-1989 sezonlarında Eczacıbaşı, 1989-1992 sezonlarında Fenerbahçe, 1992-1994 sezonlarında ise Efes Pilsen forması giyen, başarılı sporcu kimliğinin yanı sıra sempatik tavırlarıyla taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurduğu Türk basketbol severlerce ''Aslan yürekli Richard'' lakabını alan ABD'li eski basketbolcu Larry Richard, Türkiye'de geçirdiği yılları hala özlemle anıyor.
Basketbolu bıraktıktan sonra, ABD'nin Los Angeles kentinde, Kaliforniya eyaleti için kolluk kuvvetlerinde görev yapan Richard, HİBYA'ya Türkiye'de geçirdiği yılları anlattı.
''Türkiye'de geçirdiğim tüm yıllar harikaydı'' diyerek sözlerine başlayan Richard, kendisine Türkiye'de oynama fırsatı verdiği için Nur Gencer'e müteşekkir olduğunu söyledi.
- Hep kazanmak istedim
Richard, Eczacıbaşı'na geldiğinde genç olduğunu, ilk kez yurt dışında oynayacağını belirterek, ''Her zaman sadece kazanmak istedim. Çok çalışacaktım ve hedefim her maçı kazanmaktı. Antrenmanları çok ciddiye aldım. Türkiye'ye ilk geldiğimde Eczacıbaşı için oynayacaktım. Kimse takımımızın başarılı olabileceğini düşünmüyordu, çünkü çok gençtik. Ama bildiğiniz gibi sonrasında şampiyon olduk. Performansım iyiydi ama ben asla tatmin olmayanlardanım. Hep kazanmak istedim.'' dedi.
Forma giydiği kulüplerde takım arkadaşlarının harika insanlar olduğunu, en güzel günlerini geçirdiğini, bir çoğuyla hala görüştüğünü aktaran Richard, Türkiye'yi çok sevdiğini, kendisi için mükemmel bir yer olduğunu dile getirdi.
- Hastayken bana çorba getiren komşularım vardı
Richard, Türkiye'de geçirdiği yıllarda Fenerbahçe ile şampiyonluk kazanmasını, Efes Pilsen'le Avrupa Kulüpler Kupası'nda final oynamasının unutulmaz anlar olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
''Efes'te çok yakın arkadaşlarım oldu. Can Sonat, Yusuf Erboy, Volkan Aydın, Tamer Oyguç. Bana göre o dönemin en iyi basketbolcusu Harun Erdenay'dı. Türkiye ligini hala takip ediyorum. Hem Efes'i hem de Fenerbahçe'yi izliyorum. En iyi arkadaşım Pete Williams'tı. Hala Türkiye'yi ve oradaki anılarımızı konuşuruz. Bize karşı çok iyi olan insanlar vardı. Keşke oraya gidip herkese teşekkür edebilseydim.. Bazı komşularım vardı. Hastayken bana çorba getir, her zaman iyi olduğumdan emin olmak isterlerdi.''
En fazla sevdiğin takım hangisiydi? şeklindeki soruyu yanıtlayan Richard, ''Her iki takımı da çok sevdim, o yüzden takım seçemiyorum. Efes için oynadığımda Avrupa şampiyonu olamasak da finale kalmamız Türk basketbolu için çok önemliydi. Ertesi yıl şampiyonlar grubunda birinci olduk. Türk basketbolu için bu bir ilkti. Çok güzel şeyler yaptık, bu yüzden bugün Türk basketbolu bu kadar güzel ve ileride.'' ifadesini kullandı.
- Ağırlık kaldırmak omzunda problem yarattı
Richard, Türkiye'de oynadığı yıllarda kullandığı enteresan faul atışlarına ilişkin şu bilgiyi verdi:
''Türkiye'ye ilk geldiğimde asıl sorunum yeterince güçlü olmamaktı. Bunun için ağırlık kaldırmaya başladım. Bana çok yardımcı oldu. Farklı bir oyuncuydum. Sorun, haftada 5 gün ağırlık kaldırmamdı. Bu nedenle omzumda problemler yaşamaya başladım. İlk başta o kadar büyük bir yoktu. Avrupa'daki oyuncular fizik olarak benden çok daha iyi olduğu için ağırlık kaldırmaya devam ettim ve sonra omzum daha da kötüleşti. Fenerbahçe'deki son yılımda gerçekten kötüye gidiyordu ve Efes için oynamaya başladığımda şut atmaya çalışırken acı çekiyordum. Ondan sonra hala ağırlık kaldırmaya devam ettim. Biliyorum deliydim, duramadım.''
Fenerbahçe'de oynamanın kendisi için harika bir deneyim olduğunu vurgulayan Richard, ''Ben gelmeden önce Pete Williams ve Erman Kunter gibi harika oyuncuları vardı. Fenerbahçe'de oynamayı seçtim. Orada oynamak büyük bir riskti çünkü işler yolunda gitmezse eve gönderilebileceğimi biliyordum. Pete'den sonra gelip oynamak da zor, çünkü taraftarlar onu sevmişti. O harikaydı, anladım. Birçok insanın takımımızın iyi olmayacağını düşündüğünü biliyorum, ama ben o takımı iyi yapmak için kararlı mıydım? Oyuncu olarak Türkiye'ye getirdiğim şeylerden biri de sanırım kazanmak için ne gerekiyorsa yapmak. Takım arkadaşlarımın dışarıdan şut atabilmelerini sağladım, her ribaundu almaya çalışırdım. Basketbol bir takım oyunudur. En iyi oyunculara sahip olabilirsiniz ama yine de kazanamazsınız.'' diye konuştu.
- Aslan yürekli Richard
Larry Richard, ''Aslan yürekli'' lakabını çok sevdiğini, bu isimle gurur duyduğunu, bunun için medyayı takdir ettiğini söyledi.
Her maçta elinden geldiğince iyi oynamaya çalıştığını, asla pes etmediğini ve hiçbir oyuncunun kendinden daha sert oynamasına izin vermediğini dile getiren Richard, ''En iyi oyuncu değildim, benden daha fazlasını yapabilen birçok oyuncu vardı. Ama her seferinde yüreğimle mücadele ettim.'' dedi.
Richard, Türkçesinin pratik yapması halinde eskisi gibi iyi olacağını, fırsat buldukça yemek yiyebileceği Türk lokantaları bulmaya çalıştığını, hatta geçen sene New York'ta kebap, köfte, salata alabilmek için Türk lokantasına gittiğini ifade etti.
- Olaylı Aris maçı
''Aslan yürekli Richard'' 1993 yılında Avrupa Kulüpler Kupası finalinde Aris ile yaptıkları ve olayların çıktığı maça da değinerek, şunları anlattı:
''Olaylardan korkmadım, ama bir şeyler olacağını biliyordum. Maçtan sonra perişandım ve kaybettiğimiz için öfkeyle oturuyordum. Aris taraftarları bize yaklaştığında ayağa kalktım ve bir sandalye aldım. Tuzağa düştük ve bize saldırmak için geldiler, bir adama sandalyeyle vurdum. Bu çılgıncaydı. Ama rakibimiz harika bir oyunla maçı kazandı.''
Türkiye'de hayatının en güzel dönemini geçirdiğini ve bunu asla unutamayacağını belirten Richard, herkese selamını iletti.
Hibya Haber Ajansı