Birinci Meclis’te yeni sistemin ilk kabinesinin birinci toplantısı nedeniyle düzenlenen açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yıl dönümünün yaklaştığına dikkat çekerek, “81 ilde anma törenlerimizi Ankara başta olmak üzere İstanbul’la devam ettirecek ve ikinci yılı da unutulmaz hâle getireceğiz. Birinci Meclis Gazi bir Meclis’ti. Şuandaki Meclis’imiz de gazilikle şereflendirilmiştir” diye konuştu.
“Ecdadımızın emanetini yere düşürmemek, ezanlarımızı susturmamak” diyen Erdoğan konuşmasını şöyle dürdürdü: “Bugün eski Meclis binasındaki bu törenimizi bu tarihi sürekliliğin bir sembolü olarak görüyorum, onun için duyguluyum. Bu duygusallığımı hoşgörün. Dün bu sıralarda devleti kurtarmak ve istiklali sağlamak için bir araya gelinmişti. Bugün ise Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırarak, dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri hâline getirmenin kararlılığı ile buradayız.
Geleceğimize güvenle bakabileceğimiz bir Türkiye inşa edene kadar hepimiz dur durak bilmeden çalışacağız. Yaşadığımız her hadise bize bu ülkede hayatımızı sürdürebilmemizin bir bedeli olduğunu gösteriyor. Bu bedel kimi zaman Çanakkale’deki gibi topyekûn ölümün üzerine yürümektir. Bu bedel kimi zaman istiklal harbinde olduğu gibi küllerinden yeniden doğmak mecburiyetinde kalmaktır. Bu bedel kimi zaman darbelere, vesayete, her türlü tuzağa ve oyuna karşı dimdik ayakta durabilmektir. Madem bedel ödüyoruz öyleyse ülke ve millet olarak her alanda hakkımız olanı da alabilelim istiyoruz. İşte bu anlayışla 16 yılda Türkiye’yi 3 buçuk kat büyüttük, bu dönemde ülkemizi 2 kat daha büyüterek devletimizi payidar kılmakta, milletimizin mutluluğunu ve refahını arttırmakta kararlıyız. Bu dönemin sorumluluğu çok önemlidir. Hem inşa, hem ihya edeceğiz.
Bizim davamız milletimizin davasıdır. Bizim derdimiz, milletimizin derdidir. Bizim mücadelemiz, milletimizin mücadelesi, bizim öfkemiz de milletimizin öfkesidir. Bizim yanımızda milletimiz var. Karşımızda ise terör örgütleri ve onları destekleyen güçler var. Karşımızda ülkemizin büyümesinden, gelişmesinden, kalkınmasından rahatsız olanlar var. Bugüne kadar hep dediğimiz gibi bize Allah yeter, milletimiz yeter. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği yanımızda olduğu müddetçe, üstesinden gelemeyeceğimiz tehdit, kazanamayacağımız mücadele yoktur.”
SADECE ZAFER MARŞLARI YAZACAĞIZ
Herkesle birlikte yürüyecek daha çok yolumuz var. Hiçbir insanımızı dışarıda bırakmadan bir ve beraber olarak kucaklayacağımız aydınlık bir geleceğimiz var. İşte bu geleceğimizi inşa edeceğimiz, özellikle okul öncesi eğitim öğretimden başlayıp bu süreci hiçbir dönemde olmadığı kadar çok daha başarılı bir şekilde hem inşa hem ihya edeceğiz. O yüzden bu dönemin sorumluluğu bu noktada çok önemli. Sahip olduğumuz hazinenin anlamını, merhum Mehmet Akif Ersoy’un kalemiyle değil yüreğiyle yazdığı İstiklal Marşımız anlatıyor. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızdan sonra hep birlikte elimizi açıp tıpkı Akif gibi Rabb’imizden bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmamasını hatırlayın dilemiştik. Bundan sonra sadece zafer marşları yazacağız. Bundan sonra çocuklarımıza sadece başarılarımızın hikâyelerini anlatacağız.
Meclisimiz en iyi kanunları çıkartacak, en iyi yasama faaliyetlerini yürütecek, buna inanıyorum. Hükümetimiz en iyi icraatları yapacak, en iyi yürütme faaliyetlerini gerçekleştirecek, buna inanıyorum.”