Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, sedef, vitiligo, ekzema, kronik kaşıntı ve bir tür deri kanseri olan mikozis fungoides olmak üzere pek çok deri hastalığının tedavisinde uzun yıllardır kullanılmakta olan PUVA (fototerapi) tedavi yöntemi hakkında bilgiler verdi. Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, “PUVA tedavisi KKTC’de çok az merkezde yapılmaktadır. Tedavi yöntemlerinden biri olan banyo PUVA tedavisi ise sadece hastanemizde uygulanmaktadır ” dedi.
Açıklamalarına devam eden Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, PUVA’nın, faydalı güneş ışınları üreten bir cihaz içerisinde, Psoralen (P) olarak bilinen ışığa karşı duyarlandırıcı madde ile ultraviyole A ışınlarının (UVA) birlikte kullanıldığı bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.
PUVA tedavisindeki başarı oranları yüz güldürüyor
Tedavi başarı oranları yüksek olan PUVA’nın, hastalığı durdurduğunu, yeni lezyonların oluşumunu azalttığını veya hafifletip kontrol altına alınmasını sağladığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz ortalama tedavi süresinin 2-3 ay olduğunu ve tedavideki amacın, hastalarda uzun süreli iyileşme dönemi sağlamak olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Didem Mullaaziz şöyle devam etti; “Genel PUVA tedavisi kapalı bir kabin içerisinde yapılmakta ve tedavi günlerinde hastaya ışık tedavisinden önce duyarlandırıcı ilaç verilmektedir. Lezyonların el ve ayaklarla sınırlı olduğu hastalıklarda lokal PUVA tedavisi tercih edilmektedir. Lokal PUVA tedavisinde, ışık tedavisi öncesi lezyonlu alanlara duyarlandırıcı jeller uygulanmaktadır. Saçlı deri lezyonu olan hastalarda ise Tarak PUVA tedavisi kullanılmaktadır. Banyo PUVA tedavisi, vücutta yaygın lezyonları olan fakat ağızdan duyarlandırıcı ilaç kullanılamayan hastalarda tercih edilmektedir. Hasta duyarlandırıcı jel katılarak hazırlanan su ile dolu bir küvet içerisinde bekletildikten sonra kabin içerisine alınarak ışık tedavisi uygulanmaktadır.
Tedavide Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Mullaaziz: PUVA tedavisi öncesi yüz ve vücuttaki benlerin kapatıldığını, tedavi sırasında UV ışığının gözlere zarar verme ihtimaline karşın, kabin içerisinde iken hastalara güneş koruyucu gözlük kullandırıldığını söyledi. Ayrıca hastaların tedavi seansı sonrası 24 saat süre ile UV koruyuculu güneş gözlüğü ve 30 koruma faktörlü güneş koruyucu krem kullanması gerektiğini söyledi.
“Gebeliğin ilk üç ayından sonra tedavi UVB şeklinde uygulanıyor”
Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, gebeler ve emziren hastaların da PUVA tedavisinde kullanılan psoralen madde nedeniyle tedavisinin uygun olmadığını, bu durumlarda mümkünse tedavinin ertelendiği ya da gebeliğin ilk üç ayından sonra tedavinin UVB şeklinde uygulandığını söyledi. Ayrıca on iki yaşından küçük deri kanseri öyküsü olan çocuklarda ise tedavinin kullanılamadığını ifade etti.