TÜM KONULARI ELE ALDIK
“Bugün bildiğiniz gibi saat 12.30 itibariyle Sayın Başkan Trump ile görüşmemiz oldu. İkili görüşmemizi müteakiben basın açıklaması yaptık. Sonra da heyetler arası görüşmeye geçtik. Bu aynı zamanda çalışma yemeği idi. Toplam 2 saat 45 dakika sürdü. Ama maalesef bazı medya organlarının “Görüşme kısa sürdü” gibi nahoş bir yaklaşım peşinde. Sonra, gerçeğin çarpıtılması karşısında tavır göstermemize de kızıyorlar. “Sen dürüst ol canımı ye” ama sen dürüst olmazsan kusura bakma. Bizler çatladı kapı mahallesinin muhtarı değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıyız, ülkemizi temsilen burada bulunuyoruz. Malumunuz, baş başa görüşmenin ardından basın açıklaması yaptık, akabinde de çalışma yemeğinde bölgedeki gelişmeler dahil tüm konuları ele aldık. İki ülke münasebetlerini masaya yatırdık. Gerek PKK/YPG, gerek FETÖ tüm bu meseleleri ele aldık.
ABD RAKKA KARARINI VERMİŞ
Görüşmemizde özellikle Sayın Trump’ın “Geleceğe yönelik sizlerle iyi işler yapacağız. Bu konuda kararlılığımız var” ifadesini önemsiyorum. Suriye’deki, Irak’taki konulara gelince; ABD Rakka konusunda kararını vermiş durumda. Bizim de kendilerine söylediğimiz şey şu: Mevcut durumda, böyle bir yaklaşımı benimseyemeyiz, kesinlikle sizlerle beraber olamayız. Rakka’da terör örgütüyle işbirliğinizi sağlıklı bulmuyoruz.
Kendilerine şunu da açıkça ifade ettik: YPG ve PYD’den Türkiye’ye olabilecek herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız. Bunu da açıkça söyledik. Nitekim biz Rai’de zaten bunları yaptık, Cerablus’ta bunu yaptık, El Bab’da bunu yaptık. Türkiye ne yapabileceğini ortaya koydu. “Bırakın terör örgütlerini, gelin terörle mücadeleyi beraber yapalım” dedik. Maalesef yanaşmadılar. Münbiç’i boşalttık dediler ama böyle bir şey olmadı. Hâlâ oradalar. Mümbiç’te, Rakka’da da DEAŞ’ı bitirdiğiniz zaman oralara kim yerleşecek? Oraların yerli halkı kim? Araplar. Peki oraları siz Kürtlerle mi dolduracaksınız? O zaman Araplarla Kürtleri vuruşturacaksınız demektir. Temenni ederim ki gerek Münbiç gerek Rakka’da terörle mücadele isabetli bir adımla tamamlansın.
GÜVENLİ HATTAN KONUŞMA
Türkiye olarak biz de kendi sorumluluk alanımızda terörle mücadele için gerekenleri yapacağız. Terör örgütlerine içeride de dışarıda da nefes aldırmayacağız. Bir kuşak oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Ayrıca ekonomik konuları, FETÖ ile ilgili süreci konuştuk. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte gerek arkadaşlarımızla gerekse güvenli hattan bizzat kendisiyle konuşma suretiyle temasta olmak konusunda mutabık kaldık.”
FOTOĞRAFLARI ÖNLERİNE KOYMAYI SÜRDÜRECEĞİZ
(Rusya Devlet Başkanı Putin’in (Kürtlerle çalışmayı sürdüreceğiz. Ancak silah vermeyi düşünmüyoruz’ sözleri) Mesele Kürtlerle çalışıp çalışmamak değil. Önemli olan terör örgütüyle ilişki içerisinde olunmamasıdır. Muhataplarımıza “Bunlara silah veriyorsunuz. Elimizde belgeler var. Füzelerin fotoları var” diyoruz. Kabul etmiyorlar. Biz de bunları önlerine koymaya devam edeceğiz.
KAPIMIZI ÇALACAKLAR
Trump ile tam mutabakat halinde olduğunuz, geliştirmeyi düşündüğünüz konular neler?
İkili ilişkileri daha ileri bir noktaya taşıma, ekonomik ilişkileri güçlendirme konularında kararlıyız. Ben Suriye konusunda kapımızı çalacaklarına da inanıyorum. Şu an Rakka’yı kuşatmışlar. Neler olacağını göreceğiz. Ama bölgede Türkiye arazide mutlaka olacak. Suriye’de de Irak’ta da olacak. Karar mercii olarak da Türkiye işin dışında tutulamaz. Zaten önümüzde NATO zirvesi var. Burada da terör önemli bir gündem maddesi. Bu konular orada da gündeme gelecek.
Trump’ı Türkiye’ye davet ettiniz mi, ne yanıt verdi?
Evet, kendisini ailesiyle birlikte ülkemizi ziyarete davet ettim. O da bundan büyük memnuniyet duyacağını ifade etti ama tabii ki tarih henüz belli değil. Biliyorsunuz ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan, Vatikan ve İsrail’e yapacak.
BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ
YPG ile Amerika’nın ortak adımları sürdürme konusunda ABD tarafı size güvence verdi mi?
Güvence verme hususu baştan beri dile getirdikleri bir şey. Önemli olan, fiiliyatta neler olacağına bakmamızdır. Afganistan’da ve Irak’ta yaşanan olumsuzları gördük. Tekrarlanmasını arzu etmeyiz.
Müttefikliğin gereği yerine getirilmezse kendi göbeğimizi kesebileceğimize işaret etmiştiniz.
O koridorda ülkemize yönelik bir tehdit olursa buna müsaade edemeyiz.
Yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmazsa, verdikleri güvenceler hayata geçmezse...
Sözler yerine getirilmezse o anda başımızın çaresine bakarız. Yetkili birimlerimizle konuşup gerekli adım atarız. Ama neler olacağını şimdiden söylemek doğru olmaz.
FETÖ meselesinde ABD’de bir tavır değişikliği gördünüz mü?
Trump’ın daha farklı bir havası var. Obama’dan farklı görünüyor. Belli ki onun da zihninde bazı soru işaretleri oluşmuş. Görüşmemizde onlar da İzmir’de tutuklu Amerikalı Protestan din adamı Andrew Brunson’u gündeme getirdiler. Bu kişinin FETÖ yapılanmasıyla iltisaklı olmasından dolayı yargılandığını belirttik. FETÖ meselesinde FBI’ın özel bir soruşturma komitesi oluşturmasını, çalışma grubu kurmasını talep ettik.
Buna nasıl baktılar?
Kayıtlara aldılar.
ABD’de tutuklu Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı konusu görüşüldü mü?
İkili görüşmede bunları da konuştuk. Yasal sürece işaret ediyorlar. Dışişleri ve Adalet Bakanlarımız konuyu takip edecekler.
PRATİK VE NET BİR İNSAN
Sayın Trump ile 3 kez telefonla görüştünüz. Nasıl bir izlenim edindiniz ilk görüşmede? Candan mı, diplomat mı, işadamı mı?
Bildiğiniz gibi diplomasiden gelen birisi değil. İş dünyasından gelen bir insan olması hasebiyle pratik bir havası var. Ben kararlı bir havada gördüm kendisini. Görebildiğim kadarıyla düşündüklerini söylemekten çekinmeyen ve de net bir insan.