Arap baharı ile başlayan ancak Suriye'de sonbahara dönüşen özgürlük talepleri, Suriye halkına ağır faturalar ödetmeye devam ediyor. Dış ülkelerinde desteğiyle kısa sürede iç savaşa dönüşen olaylarda 12 milyondan fazla insanın evlerinden edildi, 6 milyon civarında Suriyeli ise ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletlerin dahi savaşın üçüncü yılından itibaren ölümleri saymadığı çatışmalarda şu ana kadar resmi olmayan rakamlara göre 600 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Esad rejimi bir faciaya kapı araladı
Rusya ve başta İran olmak üzere Şii cephesinin desteğini arkasına alan Beşar Esad rejimi başta DEAŞ, PKK ve El Kaide olmak üzere dünyadaki bir çok radikal terör örgütünün de Suriye'de yuvalanmasına neden olan bir faciaya kapı araladı.
Açlık, ölüm ve her türlü hastalığın kol gezdiği Suriye'deki krize dünyanın duyarsızlığı ise her geçen gün artarak sürüyor. Astana ve Cenevre'de muhtelif zamanlarda yürütülen barış görüşmeleri ise ne yazık ki istenen sonucu vermedi. BM'nin şu ana kadar iki genel sekreter, dört temsilci ve sayısız ara bulucu ile yürüttüğü görüşmelerden kısa vadede bir çözüm umudu yok.
14 milyon insanın acil yardıma ihtiyacı var
Ancak, 2011 yılında 22 milyon nüfusu olan Suriye'de, yaklaşık 14 milyon insanın acil yardıma ihtiyacı var.
Sadece geçtiğimiz yıl en az 340 hastane hedef alındı, çocukların çoğu tıbbi malzeme eksikliğinden dolayı hayatını kaybediyor.
Mültecilerin dörtte üçü kadın ve çocuk
Başlarını sokacak bir evleri dahi olmayan 6 milyon insan komşu ülkelere kaçtı. Türkiye 3 milyon, Lübnan 1 milyondan fazla ve Ürdün 650 bin , Irak ve Mısır ise 300 bin Suriyeli’ye ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık bir milyon kişi de Avrupa’ya sığınma talebinde bulundu. Mültecilerin dörtte üçü kadın ve çocuk. Herkesin ülkeden çıkma şansı olmadı. Geride kalanlar da ölümle burun buruna yaşıyor.
Yaklaşık bir milyon kişi Suriye’de kuşatılmış bölgelerde sıkışıp kaldı. Hiçbir yardımın ulaştırılamadığı yerlerde açlık ve kıtlık en büyük sorun.