Program döneminde de uygulayacağımız reformlar sayesinde yüzde 5.5 düzeyinde daha dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcılığını artırdığımız bir
Kalkınma Bakanlığında bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, 2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı basın toplantısı ile açıkladı. İstikrarlı ve yüksek hızlı büyüyen bir ekonomik yapı için Orta Vadeli Programda 5 politika alanına öncelik verdiklerini belirten Mehmet Şimşek, “Bunlar; makro ekonomik istikrarın sürdürülmesi, beşeri sermaye ve işgücü kalitesinin artırılması, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve kamuda kurumsal kalitenin artırılmasıdır” açıklamasında bulunduktan sonra öncelik verilen alanlarda yapılacak çalışmaları ve alınacak tedbirleri açıkladı.
“Uygulayacağımız reformlar sayesinde 2017 yılında yüzde 5.5 büyüme hedefliyoruz”
İlk olarak küresel ekonomiyi ele alan Başbakan Yardımcısı Şimşek, daha sonra Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Hedefimiz büyümeyi hızlandırmak, istihdamı artırmak ve gelir dağılımını daha da iyileştirmek” açıklamasında bulunan Mehmet Şimşek, Bu çerçevede enflasyonun düşürülmesi, mali disiplinin sürdürülmesi ve cari dengenin iyileştirilmesinin önem arz ettiğini söyledi. Şimşek, “Türkiye ekonomisi 2016 yılında karşılaştığı iç ve dış olumsuzluklara rağmen yüzde 3.2 oranında büyüdü. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle 2016 yılı son çeyreğinden itibaren ekonomide hızlı bir toparlanma gerçekleşti. 2017 yılına ilişkin göstergeler yıl genelinde yüzde 5.5 seviyesinde büyüme oranının yakalanabileceğine işaret etmektedir. Program döneminde de uygulayacağımız reformlar sayesinde yüzde 5.5 düzeyinde daha dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcılığını artırdığımız bir büyüme patikası hedefliyoruz. Son 14 yılda küresel krize ve bir çok iç ve dış şoka, jeopolitik gerginliklere rağmen Türkiye ortalama yüzde 5.6 büyümüştür. Nihai hedefimiz ülkemizin refah seviyesini daha da yükselterek, ekonomimizi üst gelir seviyesine taşımaktır. Program dönemi sonunda kişi başı milli gelirimizin 13 bin doları aşacağını tahmin ediyoruz. Bu seviye bugün itibariyle Dünya Bankası tamına göre üst gelir grubuna çıkmak için belirlenen eşik değerin üzerindedir” dedi.
“İşsizlik oranında yılbaşından itibaren kademeli bir iyileşme sağladık”
2016 yılında ekonomideki ivme kaybının da etkisi ile işsizlik oranında bir artış söz konusu olduğunun altını çizen Şimşek, “İstihdama artırmaya yönelik aldığımız tedbirler ve ekonomik büyümedeki hızlanma sonucunda işsizlik oranında yılbaşından itibaren kademeli bir iyileşme sağladık. Program dönemi boyunca bu eğilimin devam edeceğini öngörüyoruz. 2019 itibariyle işsizlik oranının yeniden tek haniye düşmesini, 2020 yılında yüzde 9.6 oranında gerçekleşmesini öngörüyoruz ki, bu dönemde işgücüne katılım oranındaki artış ve çalışma çağındaki nüfustaki artışa rağmen sağlanacaktır” diye konuştu.
“Enflasyonun kademeli olarak iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesini hedefliyoruz”
2017 yıl sonunda enflasyonun yüzde 9.5 olacağının öngörüldüğünü ifade eden Şimşek, “Önümüzdeki dönemde enflasyon, hedefle uyumlu patikaya gelene kadar para politikasında sıkı duruşun sürdürülmesi beklenmektedir. Program döneminde enflasyonun kademeli olarak iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesini hedefliyoruz. 2016 yılında milli gelire oranla yüzde 3.8’e kadar gerileyen cari işlemler açığının 2017 yılında altın ve enerji dengesindeki bozulma nedeniyle bir miktar artmasını bekliyoruz. 2020 yüzde 3.9 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Cari işlemler açığın finansmanını iyileştirmeye yönelik çabalarımız devam etmekte. Yatırım ortamının iyileştirilmesi bu konuda temel önceliğimizdir” şeklinde konuştu.
“Bütçe açığının bu sene yüzde 2 sene düzeyinde yükselmesini öngörüyoruz”
“Ekonomiyi artırmak için aldığımız tedbirlerin etkisiyle geçici olarak bütçe açığımızın bu sene yüzde 2 düzeyine yükselmesini öngörüyoruz” açıklamasında bulunan Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde gerek bütçe gelirlerinin kalitesini gerekse cari harcamalarda tasarrufların artırılması gerekse yatırım harcamalarının etkinleştirilmesi sonucunda program dönemi boyunca bütçe açığının kademeli olarak iyileşmesini hedeflediklerini ifade etti.
2018 yılında yüzde 1.9 olarak gerçekleşmesi beklenen merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 1.6’ya düşürmeyi hedeflediklerini de kaydeden Şimşek, “2017 yılında yüzde 2.4 seviyesine yükselmesi beklenen kamu kesimi borçlanma gereğinin milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 1.3’e gerilemesini hedefliyoruz. 2016 yılında yüzde 28.1 olan AB tanımlı borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranının 2017 yılı sonunda sınırlı artarak yüzde 28.5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2018 yılında da bu seviyede kalacak olan borç stokunun program dönemi sonunda yüzde 27.5 seviyesine gerilemesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.