AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kılıçdaroğlu’nun askerlere yönelik açıklamalarına ilişkin, “15 Temmuz’u önce ‘kontrollü darbe, sonra tiyatro, öngörülmüş ama önlenememiş darbe olarak nitelendiren, FETÖ ağzıyla konuşan Kemal Kılıçdaroğlu şimdi de 15 Temmuz’un kahramanlarını itibarsızlaştırmak için kendi kulağına fısıldananları paylaşıyor. Kasetle gelen Kemal Kılıçdaroğlu kendini getirenlere bir diyet ödemektedir” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısının gündemine ilişkin açıklamalarda bulunarak, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yılın son MKYK’sında 2017 yılının genel bir değerlendirmesinin yapıldığını belirten Ünal, toplantıda ele alınan konulara ilişkin bilgi verdi. Ekonomi alanında ise 2017’de dış beklentilerin çok üzerinde bir başarının sergilendiğine dikkati çeken Ünal, büyüme oranındaki artışa değindi. Ünal, 2018 yılında 5.5 büyüme 170 milyar dolara ulaşan ihracat hedeflerinin olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2017’de 144 bin kilometre kat ettiğini belirten Ünal, Erdoğan’ın 22 devlet başkanı ile görüştüğünü ifade etti.
Ünal, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu’nun askerlere yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Ünal, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz sonrası söylemi, üslubu, stratejisi, sistematik olarak yürüttüğü bu siyaset biçimi artık milletimizin vicdanını kanatmaktan öte adeta bir ihanet noktasına gelmiş durumda. 15 Temmuz’u önce ‘kontrollü darbe, sonra tiyatro, öngörülmüş ama önlenememiş darbe olarak nitelendiren, FETÖ ağzıyla konuşan Kemal Kılıçdaroğlu şimdi de 15 Temmuz’un kahramanlarını itibarsızlaştırmak için kendi kulağına fısıldananları paylaşıyor. Kasetle gelen Kemal Kılıçdaroğlu kendini getirenlere bir diyet ödemektedir” dedi.
“FETÖ’cülere dönük, onların haklarını savunmaya dönük bir söylem geliştiren Kemal Kılıçdaroğlu şunu bilmelidir ki bu millet kendine silah sıkan askerlere dönük saldırmayı bırakın linç uygulamayı, onların silahlarını ele geçirdiğinde onları tek tek infaz edebilirdi” diyen Ünal, “Sabaha kadar kendine ateş etmiş o FETÖ’cü askerlere bu millet dokunmadı, onları hukuka, emniyet mensuplarına teslim etti. O gecenin bir ahlakı, erdemi vardı. Bu akıl bu anlayış, bu akıl, sabahında kafası kesilmiş asker yalanını uydurdu. Kemal Kılıçdaroğlu şuna karar vermelidir, 15 Temmuz’da bu milletin gösterdiği kahramanlıktan kendi ülkesini adeta çıplak elle korumaktan rahatsızlık duymuş olabilir, hayal ettiği planlar gerçekleşmemiş olabilir, 15 Temmuz’la ilgili bir hayal kırıklığı olabilir. Kemal Kılıçdaroğlu açıkça çıksın desin ki ‘ben darbecilerin yanındayım’ desin, karnından konuşmasın. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar söylemlerinin analizi yapıldığında, bu milletin yanında olmadığı, şehitlerimizin, gazilerimizin yanında olmadığı, onların hassasiyetleriyle ilgili konuşmadı görülmüştür. Kemal Kılıçdaroğlu’nun şehit yakınlarımızla empati yaptığını zannetmiyorum” açıklamasında bulundu.
Ünal, konuşmasında şunları kaydetti: “O gece kendi ülkesini korumak için sokağa çıkanlara hakaret eden milletvekiline karşı disiplin işlemi başlatacak mıdır? Başlatacağını zannetmiyorum. Aynı Kemal Kılıçdaroğlu bu millete ‘sarayın askeri, halkın polisi, halkın askeri’ diye bölücülük yapıyor mu yapıyor. Aynı Kemal Kılıçdaroğlu, o gece darbe yapmak için harekete geçen, darbecilerin halkın üzerine ateş açan, darbecilerin çaresiz olduğunu söyleyecek kadar da aklımızla alay edecek bir üslup kullanıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bundan vazgeçeceğini zannetmiyorum, çünkü kullandığı dil, üslup, içinde bulunduğu gaflet dalalet artık örtülemez hale gelmiştir. Biz, bu durumu acıyla izliyoruz. Biz bu durumu milletin ferdi olarak bu sözleri söylerken gerçekten içim yanıyor. Çünkü, bertaraf edilmiş bir darbe girişimi, kurtarılmış bir ülke varken Kemal Kılıçdaroğlu o gece tankların yanından sıvışmayı, kaçmayı tercih etmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu kadar kutsalı varsa, o geceyle ilgili bir daha konuşmaz.”
Kılıçdaroğlu’nun ‘tek tip kıyafet uygulamasına’ ilişkin soruya Ünal, “PKK ne diyorsa PKK’nın elebaşları ne söylüyorsa CHP’de aynı şeyi söylüyor. Tek tip kıyafetle ilgili biz kamuoyuyla, Amerika, İngiltere, Almanya örneğini paylaştık. O gece darbe suçundan suçüstü yakalananların ve bu ülkenin güvenliğine, devletin bekasına dönük bir girişim içerisinde bulunanların yani teröristlerin tek tip kıyafet içinde olacakları ile ilgili düzenleme yapıldı, bu da kamuoyunda paylaşıldı. Meselenin masumiyet karinesine uygun olmadığı yönünde itirazlar var. AİHM kararlarına bakıldığında AİHM bir konuda karar verirken, tek bir unsura bakarak karar vermiyor, yargılamanın bütününe bakarak karar veriyor. Kemal Kılıçdaroğlu burada da kimi savunuyor, burada o teröristlerin hakkını savunuyor gözüküyor. Bir kere de bu milletin yanında olsun. Ne olur bir kere de bu milletin yanında olsun, bu milletin adına demokrasi, insan haklarını konuşsun” karşılığını verdi.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün KHK’lara ilişkin yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Ünal, “11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, AK Parti’nin milletvekilliği yapmış, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış, AK Partili olduğunu düşündüğümüz, dolayısıyla bizim bir ilkemiz vardır, dostlarımızın bizimle medya üzerinden konuşmasını doğru bulmayız. Bu, bizi üzer. AK Partililer birbirleriyle medya üzerinden konuşmazlar. Eğer, gördükleri bir eksiklik varsa biz işlerimizi istişare ile yaparız, dolayısıyla biz bu meseleyi istişare ederiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘üzüldüm’ ifadesinin nedeni de budur. Eksik gördüğü bir şey varsa, Sayın Cumhurbaşkanımızla ya da Başbakanımızla gayet rahat bir şekilde istişare edebilecekken, bizimle medya üzerinden konuşuyor olması üzücüdür. Bizimle dostlarımızın medya üzerinden konuşmasını ilke olarak kabullenmedik, ahlak olarak da, AK Partili olmak birbiriyle medya üzerinden konuşmamaktır, istişare ile yürütmektir. Cumhurbaşkanımızın da Sayın Abdullah Gül’le teması olmamıştır” dedi.
ByLock tuzağından tahliye olanların işe dönüşünü içerecek yeni bir KHK’nın çıkacağı yönündeki haberlerin sorulması üzerine Ünal, “15 Temmuz gecesinden başlamak üzere, o gecenin bir erdemi vardı, bu aziz millet son derece merhametli hareket etti. 2016 Temmuz sabahı o teröristleri emniyet güçlerine teslim etti. Ondan sonraki süreçte biz hiçbir şekilde uluslararası hukuka aykırı hiçbir şeyin yanında olmadık. Tam tersine iç hukukta yeni yollar oluşturduk. Bu bir detay çalışma, ciddi çalışma, devletin, hükümetin ve ilgililerin bu konudaki hassasiyetini göstermesi açısından son derece önemlidir. Bizim tek bir amacımız var, adalet. Bu meselede de son derece hassas davranıyoruz. Bu konuda herhangi bir mağduriyet olmaması için de büyük bir hassasiyetle çalışıyoruz. Bundan sonrası artık bunun ayıklanmasından sonra ilgili bakanlığımız bu konuda gerekli açıklamaları yapacak. Bu konuda gerekli ayıklama yapıldıktan sonra bu konuda ortaya çıkmış mağduriyet varsa bu giderilecektir” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun ‘adaylık’ açıklaması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday olabilirim’ açıklamasına ilişkin konuşan Ünal, “Bizim ısrarla söylediğimiz bir şey var, 15 Temmuz’dan sonra kaçınılmaz olarak doğal ittifaklar oluştu. Bir tarafta kendi milletini, aidiyetini ölümüne seven yerli ve milli unsurlar, düşünceleri, siyasi görüşleri ne olursa olsun. Bir tarafta da Türkiye’yi her fırsatta şikayet eden, baktığınızda FETÖ ile söylem birliği içerisinde olan, PKK ile aynı dili konuşan, Türkiye karşıtı lobiler, aynı argümanlarla konuşan bir ittifak ortaya çıkı. Kimi çıkarırsanız çıkarın, kiminle gelirseniz gelin biz milletimizle, inandığımız değerlerle beraber yolumuza devam edeceğiz. 2019 ve daha sonrası Türkiye için çok daha güzel olacak. Biz özgüvenimizi muhafaza ederek 2023, 2053 hedeflerimizi gerçekleştirmek için yolumuza devam ediyoruz. Bizim gündemiz budur. Onlar kiminle geliyorlarsa buyursunlar gelsinler. Biz sandıkta milletimizin takdiriyle yolumuza devam edeceğiz. 8 defa yenildi, 9 defa yenilip de koltuğunu koruyan genel başkana da denilse denilse ‘dikta’ denir. Çünkü başka bir şekilde bu kadar başarısızlıkta genel başkanın koltuğunu koruması da mümkün olmaz” açıklamasında bulundu.