Türkiye’nin NATO üyeliği çerçevesinde müttefiklik ilişkisi içinde olduğu ABD ile Almanya, Suriye’de Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarını “yok sayan” bir tutum içine girdi. ABD; Türkiye’nin uyarılarına rağmen ilişkisini sürdürdüğü terör örgütü PYD’nin askeri kolu olan YPG güçlerini; taktik zırhlı araçların yanı sıra lazer güdümlü anti tank füzesi javelin ve yerden havaya atış yapan Stinger füzesi ile donattı. Bu ağır silahların ileride Türkiye’ye karşı kullanılması potansiyeli taşıması, Ankara’da ciddi bir rahatsızlığa neden oldu. El Bab operasyonunda Türkiye ile askeri ittifak görüntüsü veren Rusya da Münbiç ve Afrin’de PYD ile askerlerine YPG arması taktıracak yakın bir ilişki içine girdi. Alman Hükümeti de, El Bab operasyonu sırasında hasar gören tanklar için gereken savunma sistemlerinin Türkiye’ye satışına izin vermedi.
ABD sözünü tutmadı
Suriye’de Münbiç’ten Rakka’ya uzanan hat üzerinde tehlikeli bir denklem oluştu. Türkiye, Fırat Kalkanı harekatı ile Suriye’de sahada etkili bir biçimde yer alacağını ortaya koydu. El Bab’ın alınmasıyla Münbiç ile Afrin çizgisi üzerinde güneyden oluşturulması planlanan Kürt koridoru planı engellendi. El Bab operasyonu safhasında ABD hava desteğini bir süre çekmişti. ABD’nin söz vermesine rağmen YPG de Münbiç’ten çekilmedi.
TSK’nın özel birlik tank ve topçu desteği altında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) unsurları, El Bab operasyonunun ardından Münbiç’e doğru ilerledi. Türk tankları desteğindeki ÖSO’ya karşı, PYD Rusya ile anlaşmaya vardı. PYD, Münbiç’in batısındaki bölgeyi Rusya desteğindeki rejime bıraktı. Bölgeye rejim güçleri ile Rus zırhlıları yerleşti. Böylece bölge, Türk askerleri ve ÖSO’nun ilerleyişine karşı kapatıldı.
ABD’den Münbiç’e takviye
Türkiye’nin, harekâtın Münbiç’e doğru süreceği yönündeki açıklamalarının ardından ABD’nin Münbiç çevresindeki güçlerine zırhlı birliklerle takviyede bulunması dikkat çekici bulundu. ABD, Münbiç bölgesini Fırat Kalkanı güçlerine karşı kapatan bir konuşlanma içine girdi. ABD, PYD’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi konusundaki sözünü tutmazken, Rakka operasyonu için PYD ile işbirliği içine girdi. Türkiye, ABD’ye Rakka operasyonunun Türk ve Amerikan özel birlikleri ve ÖSO güçleriyle yapılması önerisinde bulunmuştu. Ancak 21 Mart’tan itibaren Rakka’ya fiilen başlatılan operasyon, ABD’nin Rakka için ağırlığını YPG’nin oluşturduğu SDG tercihinde bulunabileceğini gösterdi. YPG güçleri, Rakka’ya 8 kilometre kadar yaklaşmıştı. 21 Mart’taki harekâtta ise Rakka’nın güneybatısına güç kaydırması yapıldı. ABD özel birlikleri Tabka bölgesine konuşlandırıldı.
Ağırlığını YPG’nin oluşturduğu SDG güçleri de bu bölgeye yerleşti. Zırhlı araçlar bölgeye sevk edildi. Bu bölgenin önemi, Rakka-Halep karayolu ile demiryolunun buradan geçmesinden kaynaklanıyor.
YPG’ye javelin füzesi
ABD’nin Rakka operasyonunda kullandığı terör örgütü YPG’yi, ağır silahlarla donatması Türkiye’yi ciddi biçimde rahatsız edici boyut kazandı. ABD, YPG’ye 200’ün üzerinde IAG Guardian zırhlı personel taşıyıcı verdi. ABD’nin YPG’ye verdiği silahlar içinde dikkat çekici olanlarından biri de, ABD menşeli FGM-148 Javelin anti tank füzesi oldu. Tank katili olarak nitelendirilen füze, lazer güdümlü olarak omuzdan atılıyor ve çok etkili. YPG’nin ABD’den aldığı bir diğer silah ise yerden havaya atılan Stinger füzesi. Tow ve Milan füzelerine sahip olan YPG, Javelin ve Stinger füzeleri ile silah gücünü ciddi biçimde artırdı. ABD, daha önce Javelin füzelerini Türkiye’ye satmamıştı. YPG’nin Javelin ve Stinger füzelerine sahip olması, Ankara’da ciddi biçimde rahatsızlık yarattı. Bu gelişmelere karşı Türkiye’nin Suriye satrancında nasıl bir hamlede bulunacağı ise merak konusu oldu.
Rus generalde YPG arması
Rusya da, PYD ile yaptığı anlaşma çerçevesinde Münbiç’in ardından Afrin bölgesinde de bayrak gösterdi. Rus zırhlı birlikleri, PYD bölgesi olan Afrin’de konuşlandırıldı. Rus birliklerinin Afrin’e yerleşmesinin ardından PYD bölgesinden açılan keskin nişancı ateşiyle Hatay sınırında bir askerin şehit edilmesi, Türkiye’de rahatsızlık yarattı. Rus askerlerinin Nevruz kutlamalarında YPG flamaları ile poz vermeleri de, Ankara’da rahatsızlık yaratan bir gelişme oldu. Özellikle Rus tümgeneralin kutlamalar sırasında koluna YPG arması takması, rahatsızlığı derinleştirdi.
Almanya ambargosu
Türkiye-Almanya arasında yaşanan gerilim de Hollanda krizinin etkisiyle daha da arttı. NATO’da Türkiye’nin müttefiki olan Almanya’nın tavrını, askeri ilişkilere kadar derinleştirmesi dikkat çekici bulundu. El Bab operasyonu sırasında 10 kadar Leopard tankı hasar görmüştü. Alman hükümeti Türkiye’nin bu tankların onarımı için almak istediği savunma sanayi ürünlerinin satışına yasak getirdi. Savunma şirketi Rheinmetall CEO’su Armin Papperger, “Alman hükümeti şu an bazı ihracat sözleşmelerimizin gerçekleşmesine izin vermiyor” diye konuştu.
Erdoğan: Bizi üzüyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki akşam CNN’de Rusya ve ABD’nin PYD ile ilişkisi konusunda, şunları söyledi: “Suriye ile ilgili verilecek bir karar varsa, bunu Suriye’deki gelişen tablolar üzerinde değerlendiriyoruz. Rusya’nın ve Amerika’nın YPG terör örgütüne gösterdiği ilgi bizi üzmektedir. Bu araziler bunlardan temizlenmedikçe bizim Suriye’deki görevimiz bitmez. Neymiş, rejim davet etmiş. Her davete icabet edilmez. Değerlendirmenizi yaparsınız, kimi rahatsız ediyor bu, en çok bizi rahatsız ediyor. Niye? Benim 911 kilometre sınırım var Suriye’ye.”
‘Kabul etmiyoruz’
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da, Rus askerinin terör örgütü YPG’nin armasını takması konusunda, “Maalesef bu görüntüler Türkiye’yi üzüyor. YPG, PKK’nın Suriye uzantısıdır. YPG ile ABD ve Rusya Federasyonu’nun hiçbir şekilde işbirliği yapmasını kabul etmiyoruz” dedi. Işık, “Almanya’nın aklıselimle davranmasını bekleriz. Teröristlere silah temininde, maalesef Alman silahlarını teröristlerin elinde görürken, Almanya’nın bunu görmezlikten gelip Türkiye’deki silah taleplerine ambargo görüntüsü vermesini kabul etmeyiz” diye tepki gösterdi.