Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İdlib'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akar, Esed rejiminin gözlem veya askeri noktalara karşı herhangi bir saldırı yapması durumunda askerlere daha güçlü şekilde misilleme yapma talimatı verildiğini ifade etti.
DHA'nın Associated Press'e dayandırdığı haberine göre, Bakan Akar, "Herhangi bir şey olursa misilleme olacak. Biz defalarca personelimizi ve askerlerimizi (İdlib'deki gözlem noktaları) oradan çekmeyeceğimizi söyledik. Görevlerine devam edecekler." diye konuştu.
"REJİMİN M5 KARA YOLUNDAN ÇEKİLMELERİNİ İSTEDİK"
Türkiye'nin İdlib'deki 12 gözlem noktasından hiçbirini boşaltmayacağını bildiren Bakan Akar, Türk askerlerinin Suriye'nin askeri noBakan Akar, Türkiye'nin rejim güçlerinin daha önce üzerinde mutabık kalınan ateşkes anlaşmasındaki hatta geri çekilmesi ve stratejik önemdeki (M5) kara yolunu terk etmesi için Rusya’ya Suriye rejimi üzerindeki etkisini kullanması konusunda baskı yaptığını söyleyerek şunları kaydetti:"Rejim unsurlarının M5 kara yolundan derhal geri çekilmelerini istedik ve bunu istemeye devam edeceğiz. (Rusya'dan) Bu rejim saldırılarını derhal durdurmasını, ateşkese uyulmasını ve bunun sonucunda da insanların evlerine, topraklarına dönmelerini sağlamasını istiyoruz."
Bakan Akar, Türkiye'nin İdlib'deki amacının 2018 yılında müzakere edilmiş olan ateşkes anlaşmasını (Soçi mutabakatını) desteklemek ve bir göç dalgasını önlemek olduğunu vurguladı.
"NATO VE AVRUPA, İDLİB İÇİN DESTEK SAĞLAMALI"
Türkiye'nin NATO Savunma Bakanları Toplantısı’ndan beklentilerinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine Bakan Akar, müttefiklerden beklentilerinin "Esed rejiminin Avrupa'yı ve ötesini tehdit edecek yeni bir mülteci dalgasını tetikleyecek İdlib'deki saldırganlığını durdurmak için somut hamleler yapması" olduğunu bildirdi.
Bakan Akar, İdlib'deki insani durumun, radikalleşmenin artmasına yol açacağı uyarısında da bulunarak, şunları kaydetti:
"NATO ülkeleri, NATO, Avrupa ve dünya bu (Esed rejiminin İdlib'deki saldırıları) konuya daha yakından bakmalı ve ciddi, somut destek sağlamalıdır. Evlerini ve ailelerini kaybeden insanlar çaresizlik içinde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ve bu da aşırılıkçıların ellerini güçlendiriyor. Ve öyle ya da böyle radikalleşmenin önünü açıyor."