Bakan Sarıeroğlu, AK Parti Grup Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Sarıeroğlu, taşeron ile ilgili çalışma hakkında, "Merkezi bütçe ile düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarındaki 450 bin taşeron kardeşimize tam kadro veriyoruz. Şartsız, ne sözleşmeli ne geçici ne önünde tekrar ek sözleşme ne ÖSP tamamı tam kadro almış durumda. Belediye ve İl Özel İdarelerinde çalışan taşeron kardeşlerimiz içinde, aradan taşeron firmaları kaldırıyoruz ve belediyelerin iştiraklerinde, iktisadi teşekküllerinde istihdamlarını sağlıyoruz. İştiraklerin daimi işçi statüsünde olacaklar. 4C statüsündeki kardeşlerimizin talebi de 4B statüsüne geçmekti. Onları 4B statüsüne geçiriyoruz. Mevsimlik geçici işçilerimiz var. Onların da yıllardır talepleri vardı. 5 ay 29 gün çalışıyorlardı. Onların çalışma sürelerini en fazla limit olan 4 aya kadar uzatma imkanı getirdik. Toplamda 900 bin işçilerimizi ilgilendiren gerçekten önemli bir çalışma" değerlendirmesini yaptı.
Çalışmanın Meclis'e ne zaman geleceğine ilişkin soruya Bakan Sarıeroğlu, "En kısa zamanda yasal zemine kavuşturacağız. 2018 Ocak ayı yetiştirmek için çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmek istiyorum. Çok geniş kapsamlı yapma imkanı bizlere kavuşma vesilesi oldu. Başbakanımız tüm çalışmalarda koordinasyon anlamında bizlerle birlikteydi. Maliye Bakanlığımız, iki bakanlığın bürokratları uzun süredir gece gündüz çalışıyoruz. Bütün arkadaşlarımızın sendikal örgütlülüğünü koruyacağız. Çalışma barışı, huzuru anlamında bir sıkıntı çıkmaması açısından süreci sendikal örgütlülükle, sözleşmelerle sürdürmüş olacağız" ifadelerini kullandı.
Sarıeroğlu şunları kaydetti:
"Bütçe görüşmelerinden sonra Genel Kurul'da görüşeceğiz, hemen uygulamaya geçeceğiz. Bizim planımızda inşallah uygulamaya geçtikten üç ay içinde geçişleri tamamlamak. Büyük bir iş, kapsamlı bir iş. Aracı, alt işveren şirketler var. Onların sözleşmeleri fesh edeceğiz. Onlarla ilgili düzenlememiz olacak."
Asgari ücretliden fedakarlık beklemesi ile ilgili konuşmasına istinaden Sarıeroğlu, "Konuşmamın başından sonuna dinlense, tüm kesimlerin hak ve hukukunu koruma anlamında ne kadar hassasiyetle bir dil kullandığım anlaşılacaktır. Tamamen komisyon yapısı içerisinde oradaki temsilcilere yönelik söylenmiştir. Birlikte kazanmak için komisyonumuzla birlikte çalışalım anlamında söylenmiş bir şeydir. Komisyon çalışmalarının esası uzlaşıdır. Hep birlikte karar vereceğiz, tek kesimin vermiş olduğu karar değil. Bu yapıdaki, üçlü mekanizmadaki komisyon usulü, çalışma kültürü herkesin bir adım atmasıdır. Toplu sözleşmenin ruhu budur, toplu sözleşme masasındaki kültür budur. Bu anlamda ülkemiz bugüne kadar çok badire atlattık, çok sıkıntılardan geçtik ve hiçbir zaman topu başka tarafa atmadık. Her zaman biz üzerimize düşen sorumluluğu yaptık. Bu kültürde, bilinçte olan bir siyasetçiyim. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak işçinin, işverenin, çiftçinin, emeklinin, tüm toplum kesimlerinin 80 milyonu kapsayan bir Bakanlığız. Bu anlamda herkesin hak ve hukukunu korumak, daha ileri götürmek benim sorumluluğum. Bu anlamda haksız bir durum oldu" diye konuştu.