Başbakan Binali Yıldırım, TRT 1 ve TRT Haber ortak yayınına konuk oldu. TBMM’de gerçekleştirilen yayında Anayasa değişiklik teklifi görüşmeleri hakkında konuşan Yıldırım önemli açıklamalarda bulundu. Meclis’te dile getirilen düşüncelerin fiili eylemlere dönüştürülmesinin doğru olmadığına işaret eden Yıldırım, “Milli iradenin oluştuğu yer Meclis. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye yazıyor. Ona bir itirazımız yok. İş kendini ifade etme, demokratik sınırların içinde kalma olunca tamam ama fiili duruma dönüşürse, milletvekilleri arasında şiddete dönüşürse veya engellemek için teamül dışı, tüzük dışı, dikkat çekici, zaman kaybettirici bir takım hareketler oluyor. Buları onaylayamayız, doğru şeyler değil. Hiçbirimiz ne milletvekilleri veya başkaları milletin zamanının almaya, çalmaya hakkımız yok. Millet fikirlerini buraya kendi işini vermek kanunları çıkarmak memleketin faydasına olacak işleri yapmak için gönderdi” şeklinde konuştu.
“KONUŞULACAK NE VARSA KONUŞULSUN AMA HAKARET OLMASIN, İNSANLARI İNCİTİCİ ŞEYLER YAPILMASIN”
Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaaka’nın TBMM kürsüsünde gerçekleştirdiği eylem sırasında yaşanan arbedeye değinen Yıldırım, “Bunlar hoş şeyler değil. Orada muhalefet partilerinden olduğu kadar bizim partimizden de mağdur olan arkadaşlarımız var. Gönül ister ki buna benzer olaylar yaşanmasın. Bunun için her türlü gayreti gösteriyoruz. Biz sabır gösteriyoruz. Her an gerilim olabilir. İstiyoruz ki işler görülsün, zaman etkin kullanılsın. Her şeyi söyleyelim, ona bir itirazımız yok. Konuşulacak ne varsa konuşulsun ama hakaret olmasın, insanları incitici şeyler yapılmasın. Fiili durumlar yapılmasın, şiddet yapılmasın. Bunlar vatandaşlarımız için iyi örnek olmuyor. Bunu izleyen çocuklar için iyi örnek olmuyor. İnsanlar bakıyor, ‘Bu ne biçim Meclis, bunlar sokaktaki insanlar gibi kavga ediyor” diyor. Bunlar Gazi Meclis’in itibarına yakışan şeyler değil. Onun için bütün milletvekillerimizin sorumluluğunun bilinciyle hareket etmesi gerekiyor. Bir an öne bu meseleyi Meclis’ten geçirip işin sahibine götüreceğiz. Vatandaşın önüne gidecek. Bu anayasa değişikliğinde vatandaş da kararını verecek” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinin ikinci tur oylamaları sırasında sürpriz olabileceği iddiaları hakkında, “Hiçbir tereddüt falan olamaz. Arkadaşlar birinci tur oylamada ne yaptıysa aynısını ikinci tur oylamada da yapacak. Bunda tereddüt olamaz” dedi.
Genel Kurul’daki görüşmeler sırasında Meclis iç tüzüğüne aykırı olayların yaşanmadığını söyleyen Yıldırım, “Ana muhalefet partisinin hakkıdır, bunu anayasa Mahkemesine taşıyabilir. Herhangi bir sebep olamasa da ‘Anayasa değişikliği Anayasa’ya aykırı’ diye de götürebilir. Kaldı ki Meclis’te oy kullanma konusunda iç tüzüğe, teamüllere uymayan bir davranış yok. Bu konuda hem Meclis başkanı, hem Grup Başkanvekilleri gerekli uyarıları yapıyor. Esasen biz AK Parti’nin 316 Milletvekili olarak bu teklife imza koyduk. Bu teklife imza koymak demek, ‘Biz irademizi ortaya koyduk. Biz bu teklifi kabul edeceğiz, evet diyeceğiz’ demek. Benzer şekilde bu teklife karşı çıkan CHP, HDP onlar da ‘biz bu teklife Hayır diyeceğiz’ dedi. Nesi gizli bunun” açıklamalarında bulundu.
“SİSTEM DİDİŞMEYİ ORTADAN KALDIRACAK”
Anayasa değişikliğinin neler getireceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, şunları söyledi:
“Vatandaşa ne getireceğini uzun uzadıya anlatacağız biz meydanlarda ama şu sınırlı zaman içinde söylemek gerekirse, bu anayasa değişikliği ülke yönetiminde zaman ekonomisi sağlayacak. Bürokrasi ile siyaset arasındaki ayrışma ortadan kalkacak. Vatandaş sandığa gidecek. Orada iki tane zarf var. Bir tanesi Cumhurbaşkanları Seçimi aynı anda, bir tanesi de Milletvekilleri seçimi. Diyor ki vatandaş; ‘Memleketti 5 yıllığına idare etmek için ben Cumhurbaşkanı olarak filancayı tayin ediyorum.’ Diğer yandan da diyor ki; ‘Bu seçtiğim Cumhurbaşkanını denetleme görevini de bu 600 milletvekiline veriyorum Aynı zamanda memleketin ihtiyacı olan kanunların çıkarılma işini de yine Meclis’e veriyorum.’ Cumhurbaşkanına da ‘Sen bahane üretme, kendi ekibini kur, bakanlarını, yardımcılarını tayin et. Ne vaat ettiysen, yerine getir. Ben de seni izleyeceğim ama benim adıma Meclis de izleyecek. Bir yanlış yaparsan, Meclis gereğini yapacak. Sana ben yetki verdim senin işlerini engellerse sen seçim kararı alabilirsin o zaman Meclis de sen de seçime gideceksin. Biz hakem olacağız, kim haklı kim haksız kararı vereceğiz’ diyor. Sistem didişmeyi ortadan kaldıracak. Çift başlılığı ortadan kaldırıyor, kararların hızlı verilmesini sağlıyor, Türkiye’yi, yönetimi güçlendiriyor.”
Yıldırım, Türkiye’nin stratejik konumunun bazı riskleri de beraberinde getirdiğini ifade ederek, “Hatırlayın eskiden yüzde 30, 25’le bile iktidar olunuyordu. Böyle bir imkan yok. Bu sistemde yüzde 50’yi bir oyla geçmeniz gerekiyor, yoksa iktidar olamıyorsunuz. Dolayısıyla sürekli tek başına iktidar oluyorsunuz. Güçlü iktidar olunca daha hızlı karar alıyorsunuz, terörle mücadelede zafiyet oluşmaz, ekonomik konularda zafiyet oluşmaz, bürokrasinin hızlanmasında ciddi anlamda irade ortaya konur. Böylece Türkiye’nin kalkınması büyümesi huzuru temin edilmiş olur. Türkiye’nin bölgede önemli bir konumu var ama bir o kadar da riskleri var. Bu riskleri en aşağıya düşürmek Türkiye’nin bölgede güçlü kalması için güçlü siyasi irade lazım. Bu da getirilen hükümet sistemi, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle sağlanmış olacak” açıklamalarında bulundu.
“REFERANDUMDA FARKLI ŞEYLER SÖYLENEBİLİR AMA AMAÇ AYNI”
Referandum sürecinde MHP’lye ortak kampanya yürütecekleri iddialarını reddeden Yıldırım, şunları söyledi:
“MHP ayrı parti biz ayrı partiyiz ama hedefimiz aynı. Meclis genel kurulunda değişiklik görüşmelerinde bu değişikliği savunduk. Sokakta da biz milletimize AK Parti olarak Anayasa değişikliğinin önemini anlatacağız ve ‘Evet’ demesini isteyeceğiz. MHP de hem kendi teşkilatına, hem de milletimize kendi bakış açısından aynı şeyi söyleyecek. Farklı şeyler söylenebilir ama amaç aynı.”
“DEĞİŞİKLİK İLE MEVCUT HAL ANAYASAYA UYUMLU HALE GELİYOR”
“Bu Anayasa değişikliğini ölüm, kalım meselesi yapan ana muhalefet partisini anlamakta zorlanıyorum” diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bu 19’uncu değişiklik yapılıyor. Bu değişimin anlamı parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş. Bir yanda mevcut sistem, 12 Eylül’den kalan karma bir sistem, darbe anayasasında sistem Parlamenter Sistem gibi görünüyor ancak Cumhurbaşkanlığı yetkilerine gelince Yarı Başkanlık Sistemi gibi görünüyor. Bu çelişkili bir durum. Bu durum ortadan kalkıyor. Mevcut hal Anayasaya uyumlu hale geliyor. Yaptığımız budur, bunun dışında bir şey yok. O bakımdan “Rejim değişiyor, memleket elden gidiyor, Türkiye bölünecek” gibi ipe sapa gelmez sözler gerçeği yansıtmıyor. Karşı olabiliriz, AK Parti’yi sevmeyebiliriz ama başbakanlık makamı kalkıyor. Ben bu makamı temsil ediyorum. Bulunduğum makamın kalkmasını savunuyorum. Çünkü memleketin geleceği benim geleceğimden daha önemli. Memleketim kazansın yeter ki ben kaybedeyim, ne önemi var. İnsanlar fani ama çocuklarımıza daha güzel bir gelecek bırakmak için gayret edeceğiz. Bir zarfla makam, sıfat verlir, bir başka zarfla da elinizden alınır. Önemli olan o iki zarf arasında memlekete ne yaptınız? Bu gök kubbede hoş bir seda bırakmak önemli olan.”
Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde Başbakanlık görevi sona erecek olan Yıldırım, görev süresi boyunca yaptığı en önemli icraatın sorulması üzerine, “Komşularımızla ilişkilerimizi düzeltiyoruz. ‘Dostlarımız arttırıp, düşmanlarımızı azaltacağız’ dedik. Bunu adım adım gerçekleştiriyoruz ama Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihinde yaşanmamış bir 15 Temmuz alçak darbe girişimiyle muhatap olmuş, milletimizin cesareti, kararlılığı ve hükümetimizin dik duruşu, Cumhurbaşkanımızın dik duruşuyla bu darbeyi bertaraf etmiş ülkenin aydınlığa çıkmasına bu önemli olayın içinde bulunmuş biri olmaktır” dedi.