İlk defa Ankaragücü’nün deplasman maçını takip eden biri olarak, karşılaşma boyunca gördüğüm manzara, futbol adına kara bir gündü. Hakem hataları, taraftar kavgaları, saha içi ve stat dışındaki olaylar bir yana Ankaragücü’nü takip için giden 12 meslektaşımla birlikte darp edilmemizi, stattaki basın odasına kapatılarak Gümüşhanespor yöneticisi olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından, “Hiç biriniz buradan sağ çıkamayacak” şeklinde tehdit idilmemizi, asla unutamayacağım. Futbol müsabakasına mı gittik savaşa mı doğrusu anlayamadım.
Polisi aramamıza rağmen, bir emniyet görevlisi bile basın tribününde değildi. Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Gümüşhane Valisi Okay Memiş’in şemsiye altında maç izlerken, bizim yukarıda yaşadıklarımız mesleğimiz adına utanç vericiydi.
Amaçları maçı izleyip haberleştirmek olan, çektiği fotoğrafları bürolarına geçmeye çalışan gazeteciler, yaşananlar nedeniyle haberlerini zor şartlarda göndermek zorunda kaldı. Hatta bir arkadaşımızın objektifi kırıldı.
BAKALIM NASIL BİR CEZA GELECEK
Olayların ateşini fitilleyen ilk kıvılcım stat girişinde Ankaragücü otobüsünün önünün kesilmesi ve ev sahibi takımın taraftarlarınca taşlanmasıydı.
Statta güvenlik önlemlerinin yetersiz olması ve iki takımın taraftarlarının yan yana maç izlemesi futbol terörünün büyümesinde en önemli nedendi.
Karşı tribünde Bakan Ağbal’ın memleketi Bayburt’tan gelen taraftarların yerine Ankaragücü taraftarı yer alsaydı, iki tribün arasındaki ateş ve karşılıklı kavgalar bu denli yüksek olmazdı. Nitekim Ankaragücü Kulüp Başkanı Mehmet Yiğiner de maç sonunda bunu dile getirdi.
Ankaragücü Teknik Direktörü İsmet Taşdemir de dahil, Ankara’dan gelen herkes, kabus gibi bir gün yaşadı hatıralarına olayları ve kavgaları ile unutamayacağı bir maçı aldı. Olaylar nedeniyle, 15 dakika ara verilen maçın iptal edilmemesi de kesinlikle tartışılmalı.
Futbol Federasyonu temsilcisinin vereceği müsabaka raporuna göre, nasıl bir karar çıkacak bekleyip hep beraber göreceğiz.