Dışişleri Bakanı Mevlüt çavuşoğlu, Antalya’nın Kepez ilçesi Kütükçü Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Şevkat ve Huzurevi açılış törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Çavuşoğlu, Kepez Belediyesi’nin yaptığı ve işlettiği şefkat ve huzurevinin açılışını yaptıklarını söyledi. Bir taraftan devlet bir taraftan yerel yönetimler diğer taraftan sivil toplum örgütleriyle hep birlikte büyüklere sahip çıkılması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Çocuklarımıza, engelli vatandaşlarımıza elbette sahip çıkacağız. 15 yıldır izlediğimiz sosyal politikalar dünyaca örnek gösteriliyor. Uluslararası örgütler tarafından diğer ülkelere de anlatılıyor. Çünkü biz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı ile Türkiye’ye hizmet ediyoruz. Çünkü biz Recep Tayyip Erdoğan ile beraber, onun liderliğinde milletimize, hizmetkarlık ediyoruz. Devletimiz hiç kimseyi çaresiz bırakmamak, yalnız bırakmamak için her türlü tedbirleri alıyor. Yasaları çıkartıyoruz. Herkesi güvence altına alıyoruz. Huzurevinde ise huzurevinde, evde ise evde, okulda ise okulda, evde eğitim ise evde eğitim, yaşlı bakım herkesin yanında olmamız gerekiyor. Olur ya insan kimsesiz de kalabilir. Annesi babası vefat edebilir, kardeşi olmayabilir, akrabası olmayabilir. Nankörlük yapanlar da olabilir. Devlet belediyeler bunun için vardır. İnsani amaçla kurulmuş sivil toplum örgütlerinin de birinci vazifesi budur. Hep birlikte çok daha fazlasın yapmamız lazım” diye konuştu.
Sözlerine Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü överek devam eden Çavuşoğlu, “Hakan kardeşim göreve geldiği günden bu yana belediyecilik nedir hepimize gösteriyor. Bana göre Türkiye’nin en başarılı belediye başkanlarından bir tanesi. Bu sadece kendisini sevdiğimi için sübjektif bir değerlendirme değil hizmet etme kriterlerine göre söylüyorum bunu. Yol yapmak, kaldırım yapmak, hizmet etmek büyükşehir için söylüyorum su getirmek diğer konular zaten yapılması gereken işler. İnsana dokunmak lazım” ifadelerine yer verdi.
Konuşmasına ikindi ezanı arasında ara veren Bakan Çavuşoğlu alana gelen özel danışmanı Eski Almanya Aşağı Saksonya Eyaleti Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Mustafa Erkan’a ‘hoş geldin’ dedi. Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mustafa, Almanya’da milletvekiliydi Türkiye’yi satmadığı için ‘Sen küçük Erdoğan’sın’ diye bir daha aday göstermedi partisi biz de danışman yaptık.”
Tütüncü’nün belediyeciliğin sadece yol, su, park yapmak gibi bir hizmet olmadığını iyi bildiğini belirten Çavuşoğlu, “Gelirken büyük bir kent meydanı yaptığını gördük. İnşallah onu da birlikte açacağız. Hakan Tütüncü’yü sosyal medyadan da takip ediyorum. Çocuklarla çocuk. Çocukların kurduğu bir fan kulübü de var. Ben de üye olmak istedim büyüksün, yaşlısın dediler almadılar. Bir bakıyoruz evlerde vatandaşları ziyaret ediyor. İhtiyacı olanları temsil ediyor. Hastaları evde ziyaret ediyor. Ramazan’da diğer günlerde sporun her dalında maşallah faal bir belediyecilik. Kepez’in birikmiş sorunları var. Vakıf orman, problemi var eskiden kalmış çetrefilli konular var, hepsini bir bir ayıklıyor, çözüyoruz. Kepez’in tüm sorunlarını aşağı yukarı çözdük. Vatandaşları tapularıyla kavuşturduk. Halkın arasında olursanız halkın sorunlarını bilirsiniz, çözüm yolunu vatandaş anlatıyor. Vatandaş o sorun uğraşıyor, o sorunu biliyor. Yıllardır çözüm arayışı içinde olmuş. Olacağı da biliyor olmayacağı da. Bizim hizmet etme anlayışımız budur” dedi.
"Türkiye'yi hedeflerine ulaştıracağız"
Türkiye’de de çok çalışılması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Çünkü daha hedeflerimizin başındayız. Türkiye Cumhuriyeti olarak Türk milleti olarak. Ulaşmamız gereken büyük hedefler var. Türkiye’nin ve Türk milletinin neden çok daha güçlü olması gerektiğini izah etmeye çalışıyorum. Ulaşmamız gereken bir hedef var. Ulaşmamız gereken kızıl elma var. Bir de bu hedeflere giderken önümüzdeki engeller var. O hedeflere ulaşmak için çok çalışacağız. O engelleri zincirleri kırmak için de dimdik ayakta, güçlü duracağız. Çünkü biz ilerledikçe biz büyüdükçe bizi durdurmak isteyen, ayağımıza pranga vurmak isteyen, önümüze set kurmak, duvar örmek isteyenin sayısı çoğalıyor. İşte bugün karşı karşıya kaldığımız sınamaları, zorlukları daha iyi biliyorsunuz. 15 yıldır tüm engelleri aşa aşa Türkiye’yi bu noktaya getirdik. Bundan sonra da karşımıza çıkan engel ne olursa olsun, o engelleri yıkarak Türkiye Cumhuriyetini hedeflerine ulaştıracağız” ifadelerine yer verdi.
"Amaçları hukuku çiğnemek ülkeleri bölmek"
“Terör örgütünün her türlüsüyle sonuna kadar mücadele edeceğiz” diyen Çavuşoğlu, “Hem de bitirinceye kadar. İnlerine, çukurlarına gömünceye kadar. O dağlarda inler yapmışlar kat kat yapmışlar. O inlerin hepsini başlarına yıkıyoruz. Cumhurbaşkanımızın tabiriyle tepelerine iniyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin istikrarına göz dikenin gözünü oyacağımızı söyledik. Ne dedi cumhurbaşkanımız,’ Bir gece ansızın gelebiliriz’. Bu gecenin yani illa akşam yani gün batımıyla ilgisi yok. Bunun anlamı şudur. Her an her yerde bize karşı olanın tepesine ineriz demektir. İçeride dışarıda fark etmez. Şimdi de Afrin’de hain PYD, PKK terör örgütünün yuvalarını başlarına yıkıyoruz. Çünkü oradan bize tehdit geliyor. Çünkü bize oradan saldırı geliyor. Bu saldırı Türkiye’yi ve Türk milletini hedef alıyor. Bizim de buna karşı yaptığımız müdahale meşru müdafaa hakkımızdır. Uluslararası hukuktan doğan hakkımızdı. Birleşmiş Milletler şartından doğan hakkımızdır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında bir ülkenin hangi tehdide karşı, nasıl mücadele yapacağı, içeride ve dışarıda da belirtilmiştir. Çünkü biz hukuk devletiyiz. Bu teröristlerin amacı hukuku çiğnemek ülkeleri bölmektir” dedi.
“Hepsinin amacı yakmak, yıkmak”
“Bizim Suriye’nin toprağında bir gözümüz yok. Irak’ın da Suriye’nin de sınır bütünlüğünü, birliğini beraberliğini destekliyoruz” diyen Çavuşoğlu, “Irak’ta da Suriye’de de bize yönelik terör örgütü varsa gideriz o terör örgütünün tepesine ineriz. Yaptığımız budur. Kahraman Mehmetçiğimiz, ÖSO ile birlikte YPG ve PKK’ları da Afrin’de de yerle bir ediyor. Tıpkı Fırat Kalkanı operasyonunda Cerablus’tan, El Bab’a kadar 2 bin kilometre karede DAEŞ’i yok ettiğimiz gibi. Bizim için DAEŞ de, FETÖ de, YPG de, PKK da birdir. Hepsi aynıdır. İdeolojisi farklı olabilir ama hepsi terör örgütüdür. Hepsinin de amacı yakmak, yıkmaktır” diye konuştu.
"Neymiş endişe ediyorlarmış"
Bakan Çavuşoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Şimdi nasıl Fırat Kalkanı operasyonu bölgesinde insanlar huzur içinde yaşıyorsa,inşallah Afrin’de de şimdi Mehmetçiği gören kadınların, amcaların nasıl sevindiğini görüyorsunuz. Onar gibi oraları terk etmek zorunda kalan insanlarda geri dönerek huzur bulacaktır. Türkiye’den Fırat Kalkanı bölgesine 100 bin insan döndü. Suriye içinden de 150 bine döndü. Türkiye’de 350 bine yakın Suriyeli Kürt kardeşimiz yaşıyor. Ve bu hain terör örgütü YPG, PKK, Amerika’nın da desteğiyle Suriye topraklarının yüzde 25’inden fazlasını kontrol ediyor. Neden bugüne kadar bir tane Suriyeli Kürt kardeşimiz bu topraklara dönemedi. Bunu sormuyorlar. Bu müdahale zamanında bize ders vermeye kalkıyorlar. Esasen hiç kimse çıkıp da bizim PKK, YPG terör örgütüne karşı mücadelemize laf edemiyor. PKK’yı savunan partiler milletvekilleri var Avrupa’da. Onlar zaten ideolojiden dolayı PKK’yı terör örgütü olarak da görmüyor. Bu bizi bağlamaz o ayrı bir şey. Neymiş efendim, sivillerden endişe ediyormuş. Bir yerden endişe belirtecek ya bahane bulacak. İnsanı konulardan dolayı endişe ediyorlarmış. İnsani konularda, siviller konusunda, göçmen konusunda, dünyada Türkiye’den daha hassas bir ülke var mı?. Türk milletinden daha hassas insani bir millet var mı?”
"Sen hangi hakla insani konuları hatırlatıyorsun"
3,5 milyon Suriyeli, Iraklının Türkiye’de misafir edildiğini kaydeden Mevlüt Çavuşoğlu, “Hiçbir zaman öf demedik, yeter artık demedik. Bu kadar masraf ederken Türkiye’ye ne kadar katkı sağladınız da insani konuları Türkiye’ye hatırlatmaya kalkıyorsunuz. Biz kaç tane şehrimizden geçtiğimiz yıllardan PKK terör örgütünden temizledik. Şimdi o kardeşlerimize evlerini yapıyoruz. Sivillere yönelik biz ne zaman hassasiyetimizi yitirdik de bize bunu hatırlatmaya kakıyorsunuz. Üstelik kim hatırlatıyor. Irak’ı işgal ettikten sonra, daha sonra çıkan fotoğrafları videoları gördük. O insanları soyup, üstündeki elbiseleri çıkarıp da , işkence edenleri gördük biz. Sen hangi hakla bana insani konuları, sivilleri hatırlatırsın. Sivillere yaptığınız işkenceleri tarih de biliyor biz de biliyoruz.
Senin Afrika’da da birçok ülkede o insanlara yaptığın zulmü, tarihte yazdı bende biliyorum. Sen hangi hakla vana sivil konuları insani hakları hatırlatıyorsun. Daha bugün dünyanın her yerinde Müslümanlara zulüm ediyorlar. Myammar’da başka yerde Müslümanlara zulüm ederken susuyorsun da terör örgütüne yaptığın müdahaleden doğrudan rahatsızlığını belirtmiyorsun ama insani ve sivil konularda Türkiye’ye ders vermeye çalışıyorsun. Biz sizin ikiyüzlülüğünü çok iyi biliriz. Geçmişinizi de çok iyi biliriz” dedi.
"Bittiği yere kadar gideceğiz"
İnsani yardımlarda dünyada birinci sırada olan bir ülkeye kimsenin ders veremeyeceğinin altını çizen Bakan Çavuşoğlu, “Söyleyeceğiniz bir laf varsa açıkça söyleyin bize. Terör örgütüyle mücadelemizden rahatsız olduysan onu da açık söyle. Mert ol, ikiyüzlü olma. Dürüst ol. Hem terör örgütüne silah vereceksin, ondan sonra silah verdiğin kısımdakiler ayaklanacak, ondan sonra da aman efendim ‘sivillerden endişe ediyoruz, fazla uzamasın da’ ne fazla uzamasın kardeşim bittiği yere kadar gideceğiz, tükendiği yere kadar gideceğiz. Onları tükettikten temizledikten sonra da oraları gerçek sahiplerine, yani Suriyelilere teslim edeceğiz. Sen terör örgütü için bir ülkeyi işgal et, terör bahanesiyle başka bir ülkeye gir. İstediğin ülkeyi istediğin silahla vur. Benim yanı başımda, sınırımda terör beni camimi hedef alıyor, vatandaşlarımı hedef alıyor. Ben o terör örgütüne karşı müdahale etmeyeceğim, yada dikkatli olacağım, yada başka bir şey yapacağım. Ben dikkatliyim, hedefim sadece teröristtir. Ben insaniyim. Hepinizden daha fazla insaniyim. Sivilleri hepinizden daha fazla düşünüyorum. Ama yanı başımızdaki terör örgütünü biz, bitinceye kadar temizleyinceye kadar sürdüreceğiz. Efendim,’Sınırlı olsun’ neyi sınırlı olsun. Operasyon mu sınırlı olsun. Bazıları da diyor ki siyasi çözüm. Terör örgütüyle ne siyasi çözüm bulacaksın. Kimle oturup konuşacaksın, diplomasiymiş kiminle diplomasi yapacağız. Biz diplomasinin en iyisini biliriz” ifadelerini kullandı.
"Terör tehdidi nereden gelirse onu yok ederiz"
“Uyarı yapmadık mı ağababalarını da uyardık” diyen Çavuşoğlu, “Onlara da söyledik. Uyarıdan kimse ders almazsa, dinlemezde olacağı budur. Senin sınırlı olun derken kastın sadece Afrin’le sınırlı kalın, Afrin’in dışına girmeyin derseniz o da bizim için geçersizdir. Terör tehdit nereden gelirse gelsin, ister Afrin’den ister Sincar’dan isterse Kandil’den isterden Mümbiç isterse Fırat’ın doğusundan gelsin nereden gelirse gelsin terör örgütüne müdahale ederiz, onu yok ederiz. O tehditi yok etmek bizim görevimizdir. Hem mücadele edeceğiz hem de diplomasiyi yürüteceğiz. Diplomasiyi kiminle yürüteceğiz. Türkiye ile dost olmak isteyen herkesle dost oluruz. Önce Türkiye’ye herkes saygı duymayı öğrenecek. Güzel öğrenmeye başladılar. Türkiye’ye karşı nasıl yaklaşacaklarını öğrenmeye başladılar. Türkiye tehditten, baskıdan, şantajdan korkan bir ülke değil. 15 Temmuz hain darbe girişiminin bize karşı çıkartılan engellerin bir faydası oldu. Her şerde bir hayır vardır diyoruz ya. Esasen büyük bir millet tekrar uyandı. Türk milletinin güveni tekrar geri geldi. Ne kadar büyük bir millet olduğumuzu hatırladık. Dünyada yaşanan olaylar bir kez daha bize bir şeyi gösterdi. Tüm mazlumların dünyada gözü Türkiye’de. Tüm ümmetin umudu Türkiye Cumhuriyetidir. O nedenle bu bilinçle çok daha güçlü olmamız, çalışmamız lazım. Türkiye’ye karşı dostane yaklaşan herkesle dost oluyoruz. İlişkilerini geliştirmek isteyen herkesle ilişkileri geliştiriyoruz” dedi.
"Kılıçdaroğlu milli ruhu bozacak ortamdan kaçın"
İlişkileri düzeltmek isteyen ülkelerle ilişkileri düzelttiklerini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Düzeltmek isterseniz biz düzeltiriz. Adımlar atıyoruz. Başka ülkelerle de öyle. Bazı ülkelere de şunu söylüyoruz. Başta ABD olmak üzere. Artık belli konularda adım atmak için kaybolan güveni tazelememiz lazım. Güvensizlik var. Bu güvensizliğin sebebi biz değiliz. Verdiğimiz sözün arkasındayız. Dünyada seven de sevmeyen de şunu söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söyledi mi doğruyu söyler, Erdoğan sözünü tutar. Tüm dünya bunu kabul ediyor da. Bu son görüşmeyle ilgili açıklamalardan sonra Kılıçdaroğlu ne diyor. Neredeyse Amerika haklı demeye getiriyor. Milletin birliğini, beraberliğinin tesis edildiği zaman da bile operasyonda destek verilen ortamda bile şu milli ruhu bozacak ortamlardan kaçın. Son günlerde attığımız adımlardan da çok rahatsız. İlişkileri geliştirmemiz de çok rahatsız. Afrin Zeytin Dalı operasyonunda da dünyanın da tam tepki koyamamasından da bu konuda yürüttüğümüz diplomasiden de rahatsız. Türkiye’nin yararına olan her şeyden rahatsız bir ana muhalefet partisi ve onun genel başkanı var. Bizim için iyi gerçi. Bize lazım da. Allah ıslah etsin. Diyecek başka bir şey yok. Allah başımızdan eksik etmesin diyeceğim ama. Anladınız siz onu. Bu kadar huzursuz oldu. Bu partinin içinde DHKP-C’liler var. DHKPC, PKK bugün beraber. İdeolojileri de beraber. Bu partinin içinde PKK sempatizanları olanlar da var. Bunu söyleyince kızıyorlar. Tekrar söylüyorum dava aç benim hakkımda. Partinin içişlerine karışmıyoruz. Ön seçimde kimlerin nasıl girdiğini de biliyoruz. Bir partinin içine DHKP-C’li giriyorsa Türkiye’nin güvenlik meselesi haline geliyor. Ama vatandaşımız milletimiz her şeyi görüyor. O nedenle bizim çok daha fazla çalışmamız lazım” dedi.
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, sosyal ve kültürel belediyecilikte farklı bir şehir oluşturmak için kendileriyle yarıştıklarını kaydetti. Seçimlerde söz verdikleri şefkat ve huzurevini hizmeti açan mutluluğunu yaşadıklarını aktaran Tütüncü, “52 odalı tesis sadece huzurevi değil, şefkat evi kısmında sosyal çalışmalar yapılıyor. Devamlı kalanların haricinde iki ayrı programla bu tesis farklı bir tesistir. Birincisi anne ve babasını huzurevlerine bırakmayan kendileri bakanlar için farklı bir hizmeti var. Zaman zaman tatil farklı vakit geçirmek isteyen vatandaşlarımız, büyüklerini bırakacakları bir yer yoktu. Günlük ve gecelik bakımla vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. Gece konaklamasız gündüzde buradan istifade edebiliyorsunuz. Tazelenme eğitimleri, seminerlerini programlı şekilde veriyoruz” diye konuştu.
Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç, Antalya’nın parlayan yıldızının Kepez olduğunu belirterek, yol, alt yapının yanında Kepez Belediyesi’nin sosyal yapılanma anlamında önemli projeleri hayata geçirdiğini belirtti.
2002 yılında 1 milyar lira olan sosyal yardımın 2017 yılının bütçesinde 50 milyar liraya çıktığını kaydeden Enç, “Yapılan yardımlar vicdani sorumluğumuzdur. Kepez çok hızlı gelişen ve büyüyen bir ilçedir. Bu büyümeyle gelen bir takım sorunları var ama bu sorunları sizlerin belediyeye verdiğiniz destekle çözüyoruz” diye konuştu.
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, son 15 yıldır sağlık hizmetlerindeki kaliteni artmasıyla ortalama yaşan süresinin uzadığını kaydetti. Ortalama yaşan süresinin kadılarda 80, erkeklerde 78’e yükseldiğini dile getiren Vali Karaloğlu, “Ortalama ömür uzadıkça bu ve benzeri tesislere daha çok ihtiyacımız var. Şefkat olmadan, sevgi olmadan, huzur olmaz. Huzur olması için diğerlerine mutlaka ihtiyaç vardır. Burada kalan yaşlılarımıza şefkatle muamele edileceğine inanıyoruz. Günü birlik ve hafta sonu bakımı çok önemlidir. Bunu devlet olarak veremiyorduk ama belediye olarak verilmesi çok önemli. Bu alan yaşlı bakımına yeni bir bakış ve anlayış getirmiştir. Antalya Huzurevi yıkıldı yenisi yapılmak üzere arsa proje ödenek hazır. Bu sene huzurevi inşaatımıza başlayacağız. Oda bittiğinde ihtiyacı olan vatandaşımıza, büyüğümüze hizmet edecek" dedi.
Bakan Çavuşoğlu’na, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Antalya Milletvekilleri Gökçen Özdoğan Enç, Hüseyin Samani, İbrahim Aydın, Mustafa Köse,Atay Uslu, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü eşlik etti.
Konuşmaların ardından tesisin açılış kurdelesi kesildi.