Xi, “Çin, kendi konumunu Ukrayna meselesinin esasına göre belirliyor. Soğuk Savaş zihniyeti terk edilmeli, tüm ülkelerin meşru güvenlik kaygılarına önem verilmeli ve saygı gösterilmeli ve müzakereler yoluyla dengeli, etkili ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik mekanizması oluşturulmalıdır. Çin, çözüm için Rusya'nın Ukrayna’yla masaya oturmasını destekliyor.” ifadelerini kullandı. Putin ise Ukrayna ile üst düzey görüşme yapmada istekli olduğunu belirtti.
Bu, son derece önemli bir görüşme olduğu gibi, Çin’in Ukrayna sorununun siyasi çözümünü hızlandırmak için yaptığı yeni çaba anlamını taşıyor.
Xi-Putin görüşmesi ayrıca şöyle önemli bir sinyal verdi: Rusya ile Ukrayna arasında askeri çatışmaların yaşanmasına rağmen, iki tarafın sorunu diyalog yoluyla çözmesi için fırsat yine mevcut. Rusya tarafından önceki gün yapılan açıklamada, Ukrayna’nın tarafsızlık konumu ve yurtiçinde silahların konuşlandırılmaması hakkında müzakere yapmaya hazır olması halinde, Rusya’nın Ukrayna’yla görüşmede istekli olacağı bildirildi.
Putin, Xi Jinping ile yaptığı son görüşmede de müzakere isteklerini iletti. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, dün erken saatlerinde yaptığı açıklamada, “Rusya’yla görüşmekten korkmuyoruz. Bütün sorunları görüşmeye hazırız.”dedi.
Bütün bunlar, Ukrayna sorununun siyasi çözümü için kapının kapanmadığını, zıtlaşmanın meseleyi çözemeyeceğini ve ancak diyalogun Ukrayna krizini çözecek rasyonel tercih olduğunu gösterdi.
Öte yandan Zelenskiy, dün yaptığı açıklamada görüşme niyetini gösterirken, NATO’ya duyduğu hayal kırıklığını da dile getirdi.
Zelenskiy, 27 Avrupa ülkenin liderine Ukrayna’nın NATO’ya katılıp katılamayacağına dair soruyu sorduğunu, ancak hiç bir cevap almadığını söyledi. Zelenskiy, “Batı, Ukrayna’yı tamamen terk etti.” ifadesini kullandı. Zelenskiy’nin sözlerinde kandırılmasından ve terk edilmesinden duyulan üzgünlük ve çaresizlik göze çarpıyordu.
Ukrayna sorununun bugünkü hale gelmesi hakkında, başı ABD’nin çektiği NATO, kaçınılamaz sorumluluğu üstlenmeli. Soğuk Savaş bitiminden sonra, ABD’nin inisiyatifiyle NATO doğuya beş defa genişleyerek, Rusya’nın etrafındaki güvenlik ortamını sürekli bozdu. Bu, Rusya ile ABD ve NATO arasındaki ilişkilerin devamlı gerginleşmesine neden olan temel kaynak. 2014 yılından bu yana ABD, Ukrayna’ya milyarlarca ABD doları tutarındaki askeri yardımı sağladı. NATO, Ukrayna’yla sık sık büyük çaplı askeri tatbikat yaparak, Ukrayna’yı Rusya’nın kalkınmasını engellemenin ön cephesine itiyor. Bu, Ukrayna’ya ABD ve NATO’dan güvenlik koruması isteyebilecek şeklindeki bir “halüsinasyon” verdi. Ne var ki, Ukrayna’nın NATO’ya katılım talebine karşı, ABD’nin başı çektiği NATO ise hep “hayır” diye cevap verdi. Bunun arkasında yatan mantık çok net: ABD ve NATO, Ukrayna’yı sadece Rusya kalkınmasını engellemek için kullandıkları bir alet olarak görüyorlar.
Aslında, ABD'nin Ukrayna'yı terk ettiğine dair işaretler zaten vardı. ABD, Ukrayna’ya silahları sürekli göndermesine rağmen, “savaşa askerleri göndermeyeceğiz” şeklindeki açıklamayı defalarca net bir şekilde yaptı. Bunun arkasında, ABD’nin bencil hesaplaması yatıyor.
Eski ABD Temsilciler Meclisi üyesi Tulsi Gabbard, kısa süre önce basına verdiği demeçte, “ABD hükümetinin Ukrayna’nın NATO’ya katılımını kabul etmeme sözünü vermesi durumunda, Rusya ile Ukrayna arasında askeri çatışmalar önlenebildi, ancak bunu yapmak istemiyorlar ve Rusya ile Ukrayna arasında savaşın çıkmasını dört gözle bekliyorlar. Bir yandan, ABD hükümeti Rusya’ya daha sert yaptırım yapmak için daha net bir bahane bulabilecek, öte yandan ABD’nin savunma sanayisi askeri çatışmalardan bol bol kazanç gerçekleştirebilecek.” diye konuştu
Ukrayna’yı kandırması ve terk etmesinden müteffiklerini bırakıp Afganistan’dan askeri birliklerini çekmesine kadar, ABD’nin bütün girişimleri, “America first” yönündeki hegemonyacılık özünü ortaya çıkarttı. ABD’ye dayanmak isteyenler, böyle bir ABD güvenilir mi diye iyice düşünmeli.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov dün yaptığı açıklamada, Putin’in Ukrayna heyetiyle görüşmek üzere Minsk’e bir Rusya heyetini göndermeye hazır olduğunu belirtti.
Uluslararası toplum, Rusya ve Ukrayna’dan soğukkanlılığı koruyarak, sorunu müzakere yoluyla barışçıl bir şekilde çözmelerini bekliyor.
Çin’in, bütün ülkelerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve BM Tüzüğü’nün amacı ile ilkelerine uyulması gerektiği yönündeki tutumu daima net. Çin de kendi yöntemiyle barış ve müzakere sağlamak ve Ukrayna sorununun siyasi çözümünü hızlandırmak için çaba göstermeye devam edecek.
Hibya Haber Ajansı