Milli İrade Platformu tarafından organize edilen “15 Temmuz Şehit Yakınları ve Gaziler Programı” Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleşti. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, 15 Temmuz gazileri, şehit yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dininde şehitliğin önemine değinerek, “Kuru kuruya toprak vatan olmaz, o arazidir. Eğer o arazi şehit kanları ile yoğrulmuşsa o vatandır. Bu toprakları bize yurt yapan şühedadır. Yüzyıllardır Anadolu şehit kanları ile yoğrula yoğrula vatan olmuştur. Şehitlerimiz aynı zamanda istiklalimizin de ebedi sembolleridir. Bizler sadece ülke içinde değil, dünyanın 34 ülkesinde 78 şehitliği olan milletiz. Dünyada bu kadar şehitliğe sahip olan başka bir ülke yok. Malta’dan Hindistan’a, Bosna Hersek’ten Yemen’e kadar 3 kıtada şehitliklerimiz var. Nerede zulüm varsa ecdadımız oraya gitmiş. Donanma göndermiş. Sadece bir zulüm için. Şimdi birileri diyor ya ne işimiz var Suriye’de. Biz her bir şehitliğimizi o topraklara vurulmuş mühürlerimiz olarak görüyoruz. Onların aziz hatırlarına sahip çıkıyoruz. Gözlerini kırpmadan canlarını ortaya koyan yiğitlerimiz için ne yapsak azdır. Her şeyin bir karşılığı vardır ama can borcunun bir bedeli olamaz. Canın sahibi hazreti Allah’tır. Karşılığını verebilecek yegane mekan da oradadır” ifadelerini kullandı.
Büyük milletlerin imtihanının da çetin olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ciddi kararlar, büyük bedeller ödemeyi gerektirir. Biz 1071’de büyük bir karar verdik. Aynı şekilde 1453 yılında İstanbul’u fethettiğimizde yine böyle bir karar verdik. Birileri 1453 yılında İstanbul’u kaybetmenin acısını yüzyıllardır unutamadı. Birileri Balkanlara, Kuzey Afrika’ya, Akdeniz’e, Karadeniz’e damgamızı vurmamızın kızgınlığından kurtulamadı. Asırlardın bu cennet toprakları kaybetmenin üzüntüsü ile yaşıyorlar. Bunun bedelini de milletimize ödetmek istiyorlar. Zayıf anımızı kollamalarının sebebi budur. Elbette böyle bir coğrafyayı vatanlaştırmanın bedeli vardır. Bizler bu toprakları kendimize yurt edindiğimiz 1071’den beri bunun bedelini ödüyoruz. Çanakkale bu mücadelenin ete küreğe bürünmüş halidir. Sevr bu saldırıların diplomasideki yansımasıdır. Kurtuluş savaşı bu bin yıllık mücadelenin zirvesidir. Yüzyıllardır saldırın yöntemi, aktörü değişse de hedefi gayesi değişmemiştir. Bu hedef Türkiye’dir. Bu milletin temsil ettiği kadim değerlerdir. Bu hedef Konstantiniye’yi İstanbul yapan inançtır. Bu hedef Anadolu’yu bir nakkaş titizliğiyle camiler, medreseler, vakıflar ile süsleyen medeniyet birikimidir” şeklinde konuştu.
Ah Kılıçdaroğlu hayatın yalanla dolu"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesinde havalimanından çıkış görüntülerini yorumlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeşilköy Havalimanı’na indiğimde orada on binlerce kişi varken, orada tüm o geceyi yönetmeye başladığımızda birileri bana şunu söyledi: ‘Az önce VIP’den birileri geldi geçti’ Şaşırdım. Yahu olur mu? ‘Bir darbe girişiminde bulunulursa tankların önünde ilk ben dururum’ diyen birisidir bu adam dedim. ‘Yok yok’ dedi gitti. Şimdi görüyoruz ki tankların önünde ışıldaklı bir araçla görüşmeler yapılıyor ve ondan sonra o araca binip bir yere gidiyor. Onu da öğreniyoruz ki Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitmiş. Oteller kapalıymış girememiş. Hani sen ‘tankların önüne önce ben çıkarım’ diyordun. ‘Cumhurbaşkanı geliyor eğer beni haberdar etseydi beklerdim’ diyor. Ben tüm Türkiye’ye çağrımı yaptım. Halkım meydanlara indi. İşte millet burada, kendisi nerede. İşte tankların üzerine yürüyenler burada, kendisi nerede. Ah Kılıçdaroğlu hayatın yalanla dolu. Bir yalan makinesi olarak çalıştın” diye konuştu.
"Bunlar medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır"
16 Nisan’da yapılacak referandumun bir kırılma noktası olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Pazar günü milletimiz 15 Temmuz’un bedelini ödetecektir. Bir tarafta Kandil var ‘hayır’ diyor. Bir tarafta İmralı var ‘hayır’ diyor. Bir tarafta Pensilvanya var ‘hayır’ diyor. Kişi sevdikleri ile beraber haşrolunacaktır. Bunu kimse sağa sola çekmesin. Kim kiminle yürüyorsa onla beraberdir. Bunların yolu belli, bu milleti parçalamak isteyenler ‘hayır’ diyor. Bizler 30 yıldır bu ülkede bölücü terör örgütlerinin yanında, bunları üzerimize salan odaklarla mücadele ediyoruz. Esasında asıl kavgayı perde gerisinde güçlerle veriyoruz. Almanya’da, Belçika’da, Hollanda’da, İsviçre’de, İsveç’te bu güçlerle mücadele ediyoruz. Bizim dışişleri bakanımıza uçuş izni verilmiyorsa, aile bakanımız arabanın içerisine mahkum ediliyorsa, kadın haklarından bahseden bu terbiyesizler bir bayan bakana bu şeklide muamele ediyorsa bunların medeniyetten yana nasibi yoktur. Bunlar medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır. Bunlarda medenilik yok.”
"20 ayda 10 bin 500 terörist etkisiz hale getirildi"
Kürt kökenli vatandaşlara da çağrıda bulunan Erdoğan, “Bölücü terör örgütünün 1984 yılından beri hunharca katlettiği insanların çoğunluğunu Kürt kardeşlerim oluşturuyor. Bu Pazar aynı zamanda benim Kürt kardeşlerimin de sınavıdır. Artık kimse ‘bizi tehdit ediyorlar’ diyemez. Türk silahlı kuvvetleri, polisimiz hepsi Güneydoğu’da Doğu’da bunların sırtındadır. 20 ayda 10 bin 500 terörist etkisiz hale getirilmiştir” dedi.
"Sen danışıklı dövüş ile oradan kaçıp gittin"
Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı ve Başbakan darbeyi örtbas etmek istiyor" iddialarına da yanıt veren Erdoğan, "Sen danışıklı dövüş ile oradan kaçıp gittin. Şu anda cezaevlerinde binlerce kişi var. Bunları yürütme organı olarak içeri alan sen misin. Biz aldık. Bunlar yargılanıyorlar. Akıbetleri ne olacak. Yargı kararını verecek" ifadelerini kullandı.
"Bunlar din suikastçısı"
FETÖ'nün Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişiminin başarısız olması üzerine 15 Temmuz'da darbe girişimine kalkıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O gece yaşananlar sadece kalleş bir darbe girişimi değildir. Ayın zamanda FETÖ eliyle vatanımızı işgal teşebbüsüdür. Sizler o gecenin en yakın şahitlerisiniz. Asker elbisesi giymiş teröristlerin milletin üzerine nasıl bir pervasızlıklar saldırdıklarını iyi biliyorsunuz. Bunlar üstat Necip Fazıl Kürek'in ifadesiyle çilesiz, hikmetsiz din suikastçısıdır. Hainlerin birbirleri arasında yaptığı yazışmalar bu katil sürüsünün ruh halini ortaya koyuyor. 'Vurun, öldürün, acımayın, üzerine sıkın, her şey serbest'. Bu tür emirlerin havada uçuştuğunu görüyoruz. Yok ettiklerini sandıkları görüntüler, birer birer ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.
"Mert direnir, namert kaçar'
Kılıçdaroğlu'nun "kontrollü darbe" iddialarını sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Aslında o geceki hadiselerin bal gibi darbe teşebbüsü olduğunu kendisi de biliyor. Ey Kılıçdaroğlu 7 Ağustos'ta Yenikapı'ya niye geldi. Ben seni çağırdığımda önce olumsuz cevap verdin. Sonra son anda geleceğini bildirdin. Geldiğinde böyle konuşmuyordun. Aradan 1 hafta geçti 'Yenikapı ruhu bitmiştir' dedi. Sen Yenikapı ruhunu anlamadın ki bittiğini anlayasın. Düşünün ülkemizin birçok yerinde insanlarımız o saatlerde çıplak elleri ile darbecilere direniyor. Ellerinde silah yok, bayrak var, imanı var. 15 Temmuz şehitleri köprüsünün üzerinde tanklar vatandaşlarımıza ateş ediyor. Genelkurmay Başkanlığı önünde vatandaşlarımıza kurşun sıkılıyor. Bu zat oradaki tankların arasından rahatça geçip kendini Bakırköy'e atabiliyor. 12 dakika kiminle telefonla görüştün ey Kılıçdaroğlu. Demek ki darbecilerin radarları Kılıçdaroğlu’nu algılamıyor. Yaptıkları ortadayken hicap duyup milletten özür dilemek yerine '15 Temmuz kontrollü darbe' diye iftira atıyor. İnsanda haya olur, edep olur. Madem direniş göstermedin bari o gece canlarını ortaya koyanlara saygı dur. Madem sözünün eri olamadın bari tankların üzerine çıkan kahramanları incitme. Ne demişler 'mert direnir, namert kaçar'. Zaten darbecilere direnmek herkesin harcı değil. Biz bu zatın asıl karın ağrısını iyi biliyoruz. Bu zat oturduğu kontrollü koltuğun diyetini ödüyor. Bu zat o gece darbeciler verdiği sözü yerine getiriyor. Bunun için FETÖ'nün avukatlığını yapıyor. Emin olun dile getirdiği iddiaların hiçbiri kendine ait değil. Bunların tamamı 15 Temmuz gecesi suçüstü yakalanan FETÖ'nün paçayı kurtarmak için servis ettiği iftiralar. Pensilvanya senaryoyu yazıyor, ana muhalefet sergiliyor. Gazi Mustafa Kemal bunları görse, kurucusu olduğu partinin Pensilvanya'nın partisi haline dönüşmesine herhalde çok üzülürdü."