Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını Kısıklı'daki Hazreti Ali Camii'nde kıldı. Cuma namazı çıkışı basın mensuplarının sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de görüşülen anayasa değişikliği görüşmelerinde yaşanan kavgayla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Öncelikle 8 madde bu gece itibariyle parlamentoda müzakerelerde demokratik olmayan yaklaşımlarla olsa da geçti. Gönlümüz kürsü adabına uygun bir şekilde herkesin demokratik hakkını en güzel şekilde kürsüde kullanması, oradan düşüncelerini, partilerinin düşüncelerini ifadelerini orada ortaya koymalarıydı. Başından itibaren ne yazıkki böyle olmadı. 8 madde öyle ya da böyle geçti. Bundan sonra temenni ederiz ki çok daha sakin bir havada ve demokrasinin adabına uygun bir şekilde devam etsin. Bir milletvekilinin burnunun kırılması, bir milletvekilinin afedersiniz ayağının dişlenmesi gibi çirkin durumların olması hiçbir milletvekiline yakışır bir şey değil. Böyle şeyleri arzu etmezdik. Ne yazık ki öyle ya da böyle bu işin biteceğine inanıyorum. Bu hafta içinde biter, işin asıl sahibine gidecek millete gidecek. Millet bunun asıl sahibi. Millet bunun asıl kararını verecek. Bu telaş niye öyleyse kürsüyü kırmak katiplerin çevresindeki çiçekleri atmak. Eninde sonunda buradaki arkadaşlar milletin vekilleri. Asıl değil neyi bekliyorlar. Milletimiz 330 aşılırsa bize gelsin diyor. Milletimiz 'Bu işin gerçek sahibi benim' diyor. Meydanlarda yeni bir anaya sözü verilmişti" dedi.
"Türkiye'de tek adamcılık bugüne kadar uygulamasını yapan siyasi parti ana muhalefet partisi, CHP'dir"
Tek adamcılık eleştirilerine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek adamcılık lafları ediyor. Türkiye'de tek adamcılık bugüne kadar uygulamasını yapan siyasi parti ana muhalefet partisi, CHP'dir. Kuruluşundan tek adam üzerine gelişmiş daha da ileri gittiler il başkanlarını vali ve belediye başkanı yapmışlardır. Bunu bizim siyasi tarihimizin kayıtlarında görmek mümkün. Kimi nereden dolanıp aldatmaya kalkacaksınız" dedi.
"Parlamento çalışılamaza hale getirilirse bunlar düşünülmeyecek şeyler değil"
Başkanlık sistemini de değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tutulduğu ülkelere baktığımızda gelişmiş ülkelerde Başkanlık ya da yarı başkanlık ile bu tür sistemlerin oturduğu görünüyor. İşin gelip dayanacağı yer başarılı yönetici siyasilerdir. Yönetici ve siyasetçi başarılıysa netice almak mümkün. Ama değilse netice almak mümkün değildir. Parlamenter demokrasi uyguluyoruz şu anda sağa sola çekmeye gerek yok. Burada da alınan neticeler ortada. İş eninde sonunda siyasetçilere dayanıyor. Koalisyonlar yaşadık. Koalisyonlarla netice alındı mı? 15-16 ay ortalamayla bu ülkede hükümetler gördük. 15 ay ortalamayla yaşanan bir süreçte netice alınabilir mi? Türkiye Cumhuriyet tarihinde bunun neticesini alamadık. 14 sene önce partimizi kurduğumuz zaman benim bir sözüm vardı. 'Bundan sonra koalisyonlar dönemi olmayacak.' Söylemiştim. Vaadedilen süre nedir? 5 yıldır. İlk önce 5 yıl sonra dört yıl kararı alındı. Biz hiçbir zaman erken seçimin isabetli olacağını düşünmedik. Şu anda gündeme gelen konu çok farklı. Parlamento çalışılamaza hale getirilirse bunlar düşünülmeyecek şeyler değil. Hedef samimi bir şekilde, dürüst bir şekilde, düşünceleriniz güzel bir şeklide parlamentoda söyleyin. Şu ilk turda görülüğü kadarıyla 338-348 arasında oldu. Kalan maddeler bu şeklide müzakere edilikten sonra parlamento aynı istikrarını ortaya koyarsa iş asıl sahibine gidecektir. Milletimize gidecek milletimizin vereceği karar neyse hepimiz o karara evet diyeceğiz saygı duyacağız" dedi.
Döviz çağrısı
"Kimse yastığının altında dövizi biriktirmesin" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medcezir hareketi gibi oldu artık. Bir konuşma yapıyorsunuz iniveriyor. Sonra tekrar çıkıveriyor. Gerek hükümetteki arkadaşları gerek danışmanlarım tekrar bir değerlendirme yapacak. Ülkecek herhangi birşey söz konusu değil. Kimse yastığının altında dövizi biriktirmesin. Bunları TL'ye dönüştürsün. İnanıyorum ki piyasalar çok daha rahatlayacak. Bunu tekrar yaparsak çok daha stabil olacak. Maliye Bakanlığımızın kampanyaya çok ciddi bir geri dönüşüm oldu. Bundan sonra da bunu yerli parayla ithalat ve ihracatın yapılması konusunda anlaşmaya vardığımız ülkeler var. Bu da arttığında döviz kurunun baskısı para üzerinde ciddi manada azalacaktır" ifadelerini kaydetti.
Kıbrıs müzakereleri
Garantör ülkelerin temsil noktasında istikrarlı bir yerde olmadığını söyleyen Erdoğan, “3 tane garantör ülke var. İngiltere, Türkiye,Yunanistan bu tür temsillerde malum İngiltere zaten sadece başbakanla katılır. Fakat bizim bundan önceki müzakerelerde de o zaman başbakanlığın dönemiydi. Malum Yunanistan'ın başbakanı müzakereye katılmış . Fakat diplomatlar orada 4 gün 4 gece hakikaten yoğun bir çalışma yapmışlar. Yoğun çalışmadan sonrada bizler o zamanki BM genel sekreterinin nezaretinde bir araya gelmiş ve benim Davos'ta verdiğim sözü biz orada Yunanistan tarafı kaçmasına rağmen kaçan taraf biz olmayacağız demiştik. Şimdi yine kaçıyorlar” diye konuştu.
“Garantiler konusunda Türkiye'nin olmadığı bir garantörlüğü asla beklemeyin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan garanti ve güvenlik konusunda Türkiye'nin olmadığı bir garantörlüğün mümkün olmadığını söyleyerek, “Referandum sürecinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Annan planına yüzde 75'le evet dedi. Ama Güney Kıbrıs Rum Yönetimi buna yüzde 65'le hayır dedi. Ne oldu? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Avrupa Birliğine almadılar. Güney Kıbrıs'ı aldılar. Böyle bir samimiyet dışı uygulama var. Şimdi burada da tabi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yoğun bir çalışmanın içerisinde ve bir samimiyet ortaya koyuyor ama Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan hala bundan farklı beklentiler içerisinde. Mesela garantiler ve güvenlik biz bunları açık bir şekilde söyledik. Garantiler noktasında, güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı bir garantörlüğü asla beklemeyin. Güvenlikte de biz daha önce de belirlendiği gibi Güney Kıbrıs'la Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi burada eşit oranda, eşit derken daha önce bunlar 950 asker bulunduracak biz 650 bulunduracaktık. Aynen bu devam eder. Oradan tamamen Türk askerinin çekilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Bunu daha önce de zaten bu şekilde konuşmuştuk. Eğer böyle bir şey düşünülüyorsa o zaman her iki tarafında askerlerinin buralardan çekmesi gerekir. Tabi bunun yanında bir başka olay daha var. Onu da çok açık ve net söyledik” şeklinde konuştu.
“Annan planının artık geçerliliği yok, yeni bir müzakere süreci var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Hala Açık Maraş Kapalı Maraş, öbür tarafta Erenköy Güzelyurt arası bunlar var. Bu konuda da ben kendilerine çok açık net söyledim. Eğer Maraş'ı tamamen halkın inisiyatifine sunmak istiyorsanız bizim size bir teklifimiz var. Erenköy'le Güzelyurt arası birleştirilmek suretiyle burası Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimine bırakılır aynı şekilde Küçük Maraş Kapalı Maraş o bölge de tamamiyle Güney Kıbrıs Yönetimine bırakılır. Ama bunun dışında yok Karpaz'ın belli bir bölümü bize bırakılsın. Yok şurada böyle bir yer var. Orası bize bırakılsın böyle Bir şey söz konusu olamaz. Bunu da zaten temsilci arkadaşlarımız orada açık net söylediler. Sahil şeridinde şu kadar olsun bu kadar olsun bunların hepsi bitmiş şeyler. Annan'da şöyleydi böyleydi, Annan planının artık geçerliliği yok. Yeni bir müzakere süreci var. bire dört sistemi konuşuluyor. Yani bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi başkanlık yapacak 4 dönem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi başkanlık yapacak böyle bir şey de olamaz. Bunu daha önce de konuşmuştuk. Bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti liderliği alacak 2 dönem Güney Kıbrıs Rum yönetimi liderliği alacak. Adil olan budur. Yani biz orada adil kapsayıcı bir barış istiyorsak ölçüsü budur. Bunun dışında bizden kimde bir şey beklemesin.”