Çavuşolu, " Ondan sonra da benim canım İncirlik'e gitmek istiyor, İncirlik'e geleceğim. Yok öyle bir şey. Hem her istediğini yapacaksın hem de her istediğini alacaksın, Türkiye artık böyle bir ülke değil. Türkiye kararlarını kendisi verir. 'Efendim benim parlementom var' diyor. Benim de 80 milyon Türk milletim var, sende parlamento ne diyorsa odur diyorsun, Türkiye'de 80 milyon Türk milleti ne derse odur. Bu ülkede kararları millet alır. O yüzden tüm yanlışlıklara, hatalara karşı 80 milyonun hakkını savunmaya doğruları söylemeye devam edeceğiz." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) tarafından Clup Park Alanya’da bu yıl 4. düzenlenen iftar programına katıldı.
İftar sonrası konuşma yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan ramazan ayında bir araya gediklerini belirterek, burada birlik ve beraberliğin temsil edilmesini görmekten mutlu olduğunu söyledi.
Her zaman dik durduklarını ancak diklenmediklerini belirten Çavuşoğlu, mazlumun hakkını savunduklarını ifade etti. Önceliklerinin, birliği, dirliği korumak, güçlendirmek olduğunun söyleyen Çavuşoğlu, "İşte bu birlik ve beraberliğin temsil edilmesinde her zaman öncü olan liderimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın selamlarını getirdim. Başbakanımız Binali Yıldırım da selamlarını iletti.
“Türkiye olarak her zaman haklıyı savunduk”
Bölgede ciddi sıkıntılar olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu,”Zor şartlar altında yaşayan, evini terketmek zorunda kalan insan sayısının çok. 60 milyon insanın çeşitli sebeplerle evini terketmek durumunda kaldı. Bakıyoruz Türkiye'ye insan hakları, demokrasi dersi vermeye çalışan zalim rejimler kendi çıkarları için destek veriyor, zulümlerini meşru göstermeye çalışıyor. Biz Türkiye olarak her zaman haklıyı savunduk. Suriye'de ateşkesin tesis edilmesi, barışın sağlanması, siyasi çözümün yine tesis edilmesi için en çok çaba gösteren biz olduk" dedi.
Halep'te 45 bin insan ölüme mahkum edildiği zaman Türkiye'den başka, o insanları kurtarmak için kılını kıpırdatan başka ülke olmadığını aktaran Çavuşoğlu, "Ama Türkiye Rusya ile beraber Halep etrafında ateşkesi sağlayarak 45 bin insanı kurtarmıştır. Ondan sonra ateşkesi Suriye geneline yaydık. Şimdi ise Suriye'de siyasi çözüm için çalışıyoruz, çatışmasız bölgeler oluşturuyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz, bir taraftan Astana, bir taraftan Cenevre. Aynı şekilde Irak. Irak'tan DEAŞ terör örgütünün temizlenmesi için çaba sarfediyoruz, destek veriyoruz. Eğit-donat programlarımız sürüyor. Fakat şunun da altını çizmek isterim, Türkiye Cumhuriyeti olarak hem Irak'ın hem Suriye'nin sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Buna halel getirecek her adıma da karşıyız ve Suriye içinde bir terör devleti kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacağız" diye konuştu.
“Bazı dost ve kardeş ülkeler maalesef bir yaptırım içine girdiler”
Tüm bu sorunlarla uğraşırken Körfez bölgesinde Katar krizi olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Katar'a karşı Körfez'deki bazı dost ve kardeş ülkeler maalesef bir yaptırım içine girdiler. Biz esasen bu kararları doğru bulmuyoruz. Kardeşler arasında sorun olabilir, itilaf olabilir ama kardeşler arasında itilafın çözüm yeri diyalogtur, istişaredir. Bir araya gelinir, konuşulur, neyse sorun ortaya konulur. Ondan sonra sorunun çözülmesi için hangi adımlar atılacak beraber karar verilir. Hele hele ramazan ayında, kardeşliğin en çok pekiştirilmesi, dayanışmanın en çok güçlendirilmesi gereken bir ayda, biz bu krizi doğru bulmuyoruz, bu adımları doğru bulmuyoruz. Hele hele yönetimlere değil de insanlara yönelik alınan kararları doğru bulmuyoruz. Şu ramazan ayında gıda, ilaç ambargosunu doğru bulmuyoruz, insani, İslami bulmuyoruz. İnsanların ne suçu var. Niye oraya, insanlara gidecek gıdayı, ilacı engellemeye çalışıyorsunuz? Onlar bizim kardeşimiz değil mi? ” şeklinde konuştu.
“Bu ülkede kararları millet alır”
15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümüne doğru gidildiğini hatırlatan Çavuşoğlu,Türk milletine, şehitlere, gazilere ne kadar hizmet edilse bunun yetmeyeceğini söyledi.
Çavuşoğlu,” İşte ülkeler FETÖ mensuplarını bize iade etmeşe başladılar. Ama bazı Avrupa ülkeleri sahip çıkıyorlar, FETÖ'ye sahip çıkıyor, FETÖ'den kaçan askerlere statü veriyor. FETÖ'den dolayı kaçan bizim diplomatlarımıza sığınma hakkı veriyor. PKK'ya sahip çıkıyor. PKK'lıları kendi ülkesinde barındırıyor, destekliyor. DHKP-C'ye adeta lojistik, maddi destek ne varsa veriyor. PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığı, zorla para toplama dahil her türlü faaliyetlerini göz yumuyor. İşte referandum dönemi gördünüz bizlere engel çıkarmaya çalışıyorlar. Ondan sonra da benim canım İncirlik'e gitmek istiyor, İncirlik'e geleceğim. Yok öyle bir şey. Hem her istediğini yapacaksın hem de her istediğini alacaksın, Türkiye artık böyle bir ülke değil. Türkiye kararlarını kendisi verir. 'Efendim benim parlementom var' diyor. Benim de 80 milyon Türk milletim var, sende parlamento ne diyorsa odur diyorsun, Türkiye'de 80 milyon Türk milleti ne derse odur. Bu ülkede kararları millet alır. O yüzden tüm yanlışlıklara, hatalara karşı 80 milyonun hakkını savunmaya doğruları söylemeye devam edeceğiz."