Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji-Ağrı Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Avni Babacan, “Sosyoekonomik düzeyleri daha iyi olan yerlerde baş ağrısı ön plandayken, beden gücüyle çalışılan yerlerde daha çok bel ağrısı görülüyor” dedi.
Babacan, araştırmalara göre Türkiye’de insanların en çok baş ağrısı çektiğini, buna bağlı olarak da ağrı kesici kullandıklarını bildirdi.
Baş ağrısının ardından bel ağrısı geldiğini, bunları boyun, sırt ve bacak ağrılarının takip ettiğini belirten Babacan, “Doğu’da bel ağrısı baş ağrısının önüne geçiyor. Yani sosyoekonomik düzeyleri daha iyi olan yerlerde baş ağrısı ön plandayken, beden gücüyle çalışılan yerlerde bel ağrısı ön plana geçiyor” diye konuştu.
Bel okullarında muayene
Egzersizin önemine dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:
“Fizik tedavi merkezlerinde, ‘bel okulları’ var. Beli ağrıyan insanlar buraya başvuruyor, muayene oluyorlar. Bu okulda bel rahatsızlığı nedeniyle tedavi görenlere belini nasıl kullanacakları öğretiliyor.
Okul çağındaki çocuklara bel rahatsızlığını anlatabilmeleri için beden eğitimi öğretmenlerinin de bu konuda eğitim almaları gerekiyor. Böylece toplumda bel rahatsızlığı yaşayanların çoğalması önlenebilir. Fizik tedavi merkezine düşmeden, insanlar bellerini nasıl kullanacaklarını öğrenmeli.”
Ağrı kesiciler şeker değil
BABACAN, doğru zamanda doğru ilaç kullanımının önemli olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
“Ağrınız olduğunda yok etmek için hemen ağrı kesicilere başvurmayın çünkü ağrı kesiciler masum ilaçlar değiller. Onun için hanımların kabul gününde ikram ettiği şeker değildir diyoruz. Her ağrı kesicinin hatta her ilacın bir zehir olduğunu, ilaçların uygun dozda kullanıldıklarında faydalı olduğunu bilmemiz lazım.”