33 ay önce ayrıldığı kurucusu olduğu AK Parti’ye dönerek parti üyelik formunu imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “27 Ağustos 2014 tarihinde milletimiz tarafından Cumhurbaşkanlığı görevine seçilmem sebebiyle anayasa gereği ayrılmak zorunda kaldığım, kurucusu olduğum partime, yuvama, sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum. Tam 979 gün sonra bu hasret hamdolsun sona eriyor. Bugün burada bir kez daha selamünaleyküm diyerek heyetinizin içine tekrar dahil oluyorum” dedi.
“Bu ayrılık aslında sadece bir resmi ayrılıktı”
16 Nisan anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanlarının parti üyeliği yasasının değiştirilmesi ve yasağın kaldırılması imkanını en güzel şekilde değerlendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Partime yeniden üye oluyorum. Bu ayrılık aslında sadece bir resmi ayrılıktı. Aramızdaki mesafe mevzuat gereği olan bir mesafeydi. Gönlümüz hep beraber oldu. Biliyoruz ki, gönüllere sınır çizmek, gönüllere duvar örmek mümkün değildir. Biz hep ‘bu hududu kimler çizmiş gönlüme dar geliyor gardaşım’ dedik ve bugünlere geldik. Olağanüstü kongremizde vedalaşmayı yaparken AK Parti 13 yıllık bir siyasi parti olsa da aslında asırlar öncesinde başlamış olan kutlu bir davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir demiştim o gün. Bize asırlar gibi gelse de tarihi süreklilik içinde denizde damla misali olan 979 günlük ayrılığımızın sona eriyor olması beni asıl bu bakımdan heyecanlandırıyor. Milletimiz adına öncülüğünü, hizmetkarlığını üstlendiğimiz bu kutlu yürüyüşü önümüzdeki dönemde daha güçlü ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Biz yola milletimizle birlikte çıktık. Bu güne kadar her ne yaptıysak milletimiz için yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar hangi sorunun üstesinden gelmişsek milletimizin duası ve desteği sayesinde geldik. Biz milletimiz için çalıştıkça milletimiz bize daha çok sahi çıktı. Yeri geldi biz milletimiz için gövdemizi siper ettik, yeri geldi milletimiz bizim için gövdesini siper etti. 15 Temmuz bunun çok açık ve net ispatıydı. Türkiye’ye saldıran herkesin bizi hedef almasının sebebi budur. Bazıları sanıyor ki mesele şahsımız, mesele hükümetimiz, mesele partimizdir. Halbuki mesele milletimizdir, mesele ülkemizdir, mesele devletimizin ta kendisidir. Mesele bağımsızlığımızdır, hedeflerimizdir, iddialarımızdır. Biz de milletimiz de bu gerçeği çok iyi biliyoruz. Bu anlayışla gecemizi gündüzümüze katarak ekonomiden altyapıya, güvenlikten adalete kadar her alanda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık, çalışıyoruz ve çalışacağız” diye konuştu.
"BİZ YOLA MİLLETİMİZLE BİRLİKTE ÇIKMIŞTIK"
AK Parti asırlar öncesinden başlamış kutlu bir davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir demiştim o gün. Ayrılığımızın sona eriyor olması beni asıl bu bakımdan heyecanlandırıyor. Bu kutlu yürüyüşü önümüzdeki dönemde hep birlikte daha güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Buna inancım tam. Biz yola milletimizle birlikte çıkmıştık. Bugüne kadar hangi sorunun üstesinden gelebilmişsek milletimizin duası sayesinde gelebilmişizdir.
Yeri geldi biz gövdemizi siper ettik, yeri geldi milletimiz bizim için gövdesini sipet ettik. 15 Temmuz bunun çok açık net bir ispatıydı. Bazıları sanıyor ki mesele şahsımızdır, partimizdir. Halbuki mesele milletimizdir, devletimizin ta kendisidir. Mesele bağımsızlığımızdır. Biz de milletimiz de bu gerçeği çok iyi biliyor. Bu anlayışla gecemizi gündüzümüze katarak her alanda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz.
"GELMEM DİYEN KİM VARSA, BEŞTEPE'NİN YOLUNU ÖĞRENDİ"
Davetlerimize iştirak etmemekten, Meclis'te ayağa kalkmamaya kadar akıllara gelen her türlü direnişi sergilediler. Beştepe'deki Külliyemiz üzerinden şahsımızı ve partimizi yıpratmaya yönelik ahlaksızlıkları sergilediler. Milletimizin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne sahip çıkması karşısında bu tavırları sergileyenler de kendilerine çeki düzen vermek zorunda kaldılar. Gelmem diyen kim varsa, sonunda birgün Beştepe'nin yolunu öğrendi.
"15 TEMMUZ MİLLETE KARŞI YAPILAN EN BÜYÜK SALDIRIDIR"
15 Temmuz darbe girişimi Türk milletine karşı yapılmış en büyük saldırılardan bir tanesidir. O gece nasıl bir ihanetle başlamışsa ertesi gün de büyük bir kahramanlık ile nihayete ermiştir. 29 gün sabahlara kadar bu millet 81 vilayette uyumadı. Başarısızlığa uğrattığımız bu darbe girişimi hepimiz için başka hiçbir şekilde elde edemeyeceğimiz dersler içermektedir. Başımıza neler gelecebileceğini 15 Temmuz'da hep birlikte gördük.
"SÖZÜNÜZÜ TUTACAKSINIZ, AKSİ TAKDİRDE..."
Bizde darbe teşebbüsü var, 249 şehidimiz var biz OHAL ilan edemeyeceğiz, beyefendilerden izin alacağız. Böyle bir şey olabilir mi? Önce fasılları halledeceksiniz, sözünüzü tutacaksınız. Aksi takdirde sizinle görüşecek bir şeyimiz kalmadı.
Fırat Kalkanı Harekatı, TSK'nın başarılarla dolu, istihbarat teşkilatımızın başarılarla dolu bir sürecidir. DEAŞ oradan defedilmiştir. Ardından Rai, Bab, Dabık'tan DEAŞ atılmıştır ve sırada Münbiç ve Rakka var. Burada hedef başta Amerika olmak üzere koalisyon ile, ne yaparız? Temenni ederim ki oradan hayırlı bir netice ile döneriz. 16'sında da Amerika ziyaretim var. Buralardan yeni bir süreci başlatabilirsek inşallah Suriye'de yeni bir dönemin adımları atılmış olur. Bir de FETÖ'nün, PKK, DEAŞ'ın ortak amaçlarına karşı biz ulusal ve uluslararası bazda ne yapacağız. Amaç bu ülkeyi bölmektir. Buna karşı biz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Bu 4 temel ilke bizim için çok önemli.