Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın konuşmasından satır başları:
Hafta içi saat 21:00 ile sabah 05:00 saatleri arasında sürdüreceğiz. Hafta sonları ise mayıs ayı sonuna kadar sokağa çıkma kısıtlaması devam edecek. Şehirlerarası seyahatler sokağa çıkma kısıtlaması olmayan saatlerde serbestçe yapılabilecek.
Diğer saatlerde yine izne tabi olacaktır. Anaokulları ve kreşler açılacak diğer eğitim öğretim kademeleri ile ilgili süreç daha sonra belirlenecektir.
1 Haziran'dan itibaren başlayacak kademeli normalleşme takviminin ikinci etabını da ayrıntılı şekilde görüştük. Önümüzdeki günlerde gelişmelere göre bu konudaki uygulama esaslarını milletimize paylaşacağız.
Salgının süresi uzadıkça tahammüllerin azaldığını sabırların tükendiğini biliyoruz. İnşallah en zorunu geride bıraktık bundan sonra eskisi kadar kapsamlı ve kısıtlayıcı tedbirlere ihtiyaç olmayacağını ümit ediyoruz.
Bununla birlikte salgın artıp vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde niye tedbir almıyorsunuz diye ortalığı velveleye verirken tedbirler uygulanırken niye insanların hayatını bu kadar sınırlıyorsunuz diyenler ortaya çıkanlar olduğunu da görüyoruz.
Milletimizin hakkını hukukunu sağlığını aşını eşini korumanın mücadelesini veriyoruz.
Attığımız her adımda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla insanımızın hem sağlığını hem de işini ve aşırı korumanın mücadelesini verdik.
Salgın tedbirleri sebebiyle işlerine ara vermek mecburiyetinde kalan esnaflarımıza iki grup halinde destek olmayı amaçlıyoruz.
Birinci grupta kahvehane, cafe, çay bahçesi gibi yerler ile okul ve personel servisleri düğün salonları, öğrenci yurtları, kantinler, kırtasiyeler, internet kafeler, lunaparklar gibi işletmeler yer almaktadır. Sayıları toplamda 235 bine ulaşan bu işletmelere bir defaya mahsus 5 bin liralık hibe ödemeleri yapacağız.
İkinci grupta ise bakım, onarım, tamirat, kaporta işleriyle uğraşanlar seyyar satıcılar, sıhhi tesisatçılar, hırdavatçılar, müzisyenler, oto yıkamacıları, kuru temizlemecile,r oyuncak, kozmetik ve hediyelik eşya satıcıları, camcılar, çilingirler, bakırcılar, kalaycılar, ayakkabıcılar, konfeksiyoncular, tuhafiyeciler, züccaciyeciler, kurs işletmecileri yer almaktadır.
Bu gruba daha önceki destek ödemelerinden yararlanan lokantalar, pastaneler, dondurmacılar, terziler, berberler, taksici, minibüs ve otobüsçüler ile pazarcılarda dahildir. Toplamda 1 milyon 150 bini aşkın işletmemizi kapsayan bu gruptaki vatandaşlarımıza bir defaya mahsus 3 bin lira hibe ödemesi vereceğiz.
Detaylar Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından açıklanacak bu destek programlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Bugün çiftçilerimize de müjdelerimiz var bilindiği gibi Ramazan ayı boyunca 180 bin ton patates ve kuru soğanı üreticiden alarak ihtiyaç sahibi ailelere dağıtık.
Çiftçilerimizin Ziraat Bankası'na veya Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları da ertelenecektir. Üretim maliyetleri ile iç ve dış piyasalardaki gelişmeleri de dikkate alarak belirlediğimiz 2021 yılı alım fiyatları ise şu şekildedir:
Toprak Mahsulleri Ofisinin geçen yıl ton başına 1650 lira olan sert ekmeklik buğday alım fiyatı 2.250 liradır.
Geçen yıl ton başına 1.275 lira olan arpa alım fiyatını da 1.750 liraya yükseltiyoruz.
Bakliyat alın fiyatlarımız ise ton başına kırmızı mercimekte 5000 lira yeşil mercimekte 4150 lira Nohutta ise 4 bin 50 lira olarak belirlenmiştir.
Bakliyat alım fiyatlarımız ise ton başına kırmızı mercimekte beş bin lira.
Yeşil mercimekte dört bin yüz elli lira nohutta ise dört bin elli lira olarak belirlenmiş. Ayrıca ortalama verimleri dikkate alınarak ton başına hububatta iki yüz yetmiş beş lirayı.
Bakliyatta ise dokuz yüz on lirayı bulan prim ve destekler vererek ve üreticilerimizin giderlerine katkı sağlanacak.
Yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,27 lira destekleme ile birlikte 3,4 lira olarak belirlenmiştir. Bu fiyat üzerinden 752 milyon tonun üzerinde çay alımı yaparak destekleme ile birlikte toplamda iki milyar 760 milyon lira ödeme gerçekleştirdiği için yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,87 liraya destekleme ile birlikte 4 liraya yükseltilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş rakamlara ulaşan destek paketleri ile insanlarımızın tamamının yanında olmayı da sürdürüyoruz.
Türkiye'nin hem vatandaşlarına hem iş dünyasına en ciddi ve etkin destekleri sağlayan ülke olduğu bir hakikattir uluslararası kuruluşlar ifade ediyor.
Geçtiğimiz on dokuz yılda bir yandan Cumhuriyet döneminin önemli bir kısmına damgasını vuran ihmallerin eksiklerin yanlışların telafisi ile uğraşırken diğer yandan da ülkemizi geleceğe hazırladık.
Eski Türkiye'nin hastalığı olan siyaset ve toplum mühendisliği yöntemlerini yeniden tedavüle sokma merdivenaltı siyasetinin yeniden canlandırma gayretleri son günlerde artmıştır.
Millete vadedecek hiçbir şeyi olmayanlar ülkenin vaktini ve enerjisini kısır çekişmelere suni gündemlere proje aktörlere yönlendirme çabası içindedirler.
PKK ve DEAŞ terör örgütlerini kullanarak ülkeyi kana ve ateşe bulayarak Türkiye'ye diz çöktürme gayretine girdiler başaramadılar.
Güney sınırlarımızı terör koridoruyla kuşatıp ve ülkemizin bütünlüğüne milletimizin birliğine saldırıların hesaplarını ardıardına yaptığımız harekatlarla bozduk.
Milli iradeyi hedef alan bildirilerle ve vesayet odaklananların oyunlarıyla siyaseti ve hükümetleri biçimlendirme niyetlerinin önünü gösterdiğimiz kararlılığı ve ilkeli duruşlarla kestik.
Askeri darbelerle ülkenin geleceğini karartmayı vekil edinenlere milletimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz 15 Temmuz şanlı direnişi ile en esaslı cevabı verdik.
Sürdürdüğümüz operasyonlarla hainlerin inlelerini başlarına geçiriyoruz geçirmeye de devam edeceğiz.
Milli İstihbarat Başkanlığı'mızın uzun süredir yürüttüğü çalışmalar neticesinde yerini belirlediği PKK'nın Suriye Genel Sorumlusu Sofi Nurettin kod isimli terörist Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilen operasyonla etkisiz hale getirilmiştir.
Türkiye'yi vesayetin darbecilerin gözü doymaz ekonomik tetikçileri demokrasi hazmedemem iş iç ve dış siyaset mühendislerinin her türünden çetelerin pençesinden nasıl kurtardıysak bu kirli senaryoyu da aynı en büyük üzüntümüz ülkemizde hala çetelerden medet umacak kadar zavallılaşan küçülen haysiyet fukarası kişiliklerin olduğunu görmek.
PKK'yı ve onun destekçilerini bile samimi ve açık bir dille kınamaktan kaçıranların çetelerle aynı yolda yürümeye başlamaları karşısında şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim terör örgütleri gibi suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir.
Onlarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz.
Ramazan Bayramı'nı salgın şartlarının yol açtığı masumluğun yanısıra Kudüs'ten ve Filistin şehirlerinden gelen acı haberlerin burukluğu içinde gecirdik.
Filistin'den bize ne Kudüs'ten bize ne şeklindeki cehalet ve nefret kokan yaklaşımlarına şahit olabiliyoruz.
Bugün ABD Başkanı Biden'ın İsrail'e silah onayına imzasına bakıyoruz lafı geldiğinde sizlahsızlanmayı konuşanlar 850 bin silah onayı ile sözde Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldınız.. Şimdi de ciddi manada orantısız bir saldırıyla Gazze'ye saldıran yüzbinlerce insanın şahadetine vesile olan bu olayda da ne yazık ki kanlı ellerinizle bir tarih yazıyorsunuz. Bunu söylemeye bizleri mecbur ettiniz.
84 milyon hep birlikte Kudüs nöbetimizi devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Osmanlı'nın yıkılışı ile barış ve huzur iklimini kaybeden pek çok coğrafya gibi Filistin toprakları da zulümle acıyla kanla yıkanıyor. Siz de buna destek veriyorsunuz.
İsrail'in 1967 Savaşı'nın ardından Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayarak saldırılarına devam etmesi bölgedeki acıları birleştirmiştir.
Sadece 1948 ile 1967 yılları arasında üç buçuk milyondan fazla Filistinli yurtlarından edilerek mülteci durumuna düşürülmüştür. 1982 yılındaki işgali sırasında Sabra ve Şatilla kamplarındaki binlerce savunmasız sivil Filistinli mültecinin hunharca katledilmesi dünyayı İsrail'i durdurmak için harekete geçirmeye yetmemiştir.
İsrail Devleti Siyonist hayaller peşinde koşan siyasetçilerin ve insanlığa karşı suç işlemeyi mübah sayan radikallerin elinde bir terör aygıtına dönüşmüştür. Fanatik Yahudiler 1995'deki barış görüşmeleri sırasında Filistinlilere taviz vermekle suçladıkları kendi başbakanlarını dahi öldürmekten çekinmeyecek kadar işi ileriye götürebilmişlerdir.
İsrail 2016 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan yasadışı yerleşimleri hemen durdurulması kararını tanımadığını açıklaması bile bu haydut devlete bu terörist devlete karşı etkin tedbirler alınmasını sağlayamamıştır.
İsrail kendini savunan Filistinlilerin direnişlerini zulmüne bahane etmektende geri durmuyor.
İsrail'in kurşunlayarak araçlarla üzerinden geçerek katlettiği onlarca masum çocuk yüzlerce masum sivilin evlerini yıktı. Sürekli taciz ederek göçe zorladığı on binlerce Filistinli aileyi görmezden gelenler helal ve atılan füzeleri öne sürerek insanlığın vicdanını gölgelemeye çalışmaktadır.
Filistinli çocukların bombalarla ölmesiyle ilgilenmeyenler İsrail'i çocukların füze seslerinden korkması karşısında dehşete kapılabilmektedir. Halbuki çocuklar öldürülürken değil uyutulurken sessiz kalmalıdır.
Kadınları yaşlıları sivilleri öldürenler değil koruyanlar kendi ülkelerinde patlayan bir bomba için binlerce kilometre ötede taş üstünde taş bırakmayanlar Filistinlilerin onurlarını ve evlerini koruma çabasını terörist olarak rahatlıkla tanımlayabiliyor.
Filistin halkına sürekli demokrasi ve meşru Hak arama yollarını tavsiye edenler diploması alanındaki mücadelelerinde filistinlileri hep yalnız bırakarak varlıklarını ortaya koymuşlardır.
Bunlar zaten terörden gelmişler terör içerisinde yetişmişler.
Amerika'nın ve onu takip eden kim ülkelerin 2017 yılı sonunda Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak Tanıdıklarını ilan etmeleri bu katil devletin kan dökme iştahını artırmıştır.
Amerika'nın ve onu takip eden kim ülkelerin 2017 yılı sonunda Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak Tanıdıklarını ilan etmeleri bu katil devletin kan dökme iştahını artırmıştır.
Üstelik bu korsan adımla 1967 Antlaşması'nın temelini teşkil eden bağımsız Filistin Devleti'nin başkentinin Doğu Kudüs olacağı hükmü de fiilen uygulanamaz hale gelmiştir.
Şu anda Ankara'dan tüm dünyaya bunu seslenmek istiyorum. Bunu hatırlatmak istiyorum. Filistinli çocukların bombalarla ölmesiyle ilgilenmeyenler İsrail'i çocukların füze seslerinden korkması karşısında dehşete kapılabilmektedir.
Şu anda buradan Avrupa'ya sesleniyorum. Yeri geldiği zaman dost olarak bize ithal verenlere sesleniyorum. Şu anda onlara bir şey hatırlatıyorum, Başbakanlık binasına İsrail bayrağı çeken Avusturya Devleti'ni tenzih ediyorum. Böyle bir resmi makama bir terör devletinin bayrağını çekmek terörle izdüşümü bir hayat yaşamak demek. Avusturya Devleti herhalde soykırıma tabi tuttukları Yahudilerin faturasını Müslümanlara ödetmeye çalışıyor.
Kudüs'ün üç dinin temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi günümüz şartlarında en doğru ve tutarlı yol olacaktır.
Aksi takdirde bu kadim şehirde kalıcı barışı sağlamak kolay olmayacaktır.
Kudüs'ü teklif ettiğimiz şekilde yeni bir yönetim statüsüne kavuşturmaktır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kuruluş amaçlarından biri de bu olan İslam İşbirliği Teşkilatını ve diğer tüm uluslararası kuruluşları bir an önce ve etkin şekilde Kudüs ve Filistinli mazlumlar için harekete geçmeye çağırıyor. Perşembe günü Türkiye'nin girişimleri ile toplanacak olan Birleşmiş Milletler genel Kurulu'nda sorunun çözümüne yönelik kayda değer bir adım atılmasını temenni ediyoruz.
Biz medeniyetimizden ve ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz mirasa uygun şekilde bunların hepsini de kucaklayarak kendimiz ve kardeşlerimiz için en doğrusunu en hayırlısını en güzelini yapmayı sürdüreceğiz. İnsanlıktan nasibini almamışların ümmet bilincine sahip olmayanların mensubu bulundukları milletin değerlerine düşmanlık besleyenlerin sonunda hak ettikleri zillet çukuruna yuvarlanacaklarından şüphe yoktur.
Hibya Haber Ajansı