İstanbul Bilgi Üniversitesi, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü kapsamında göç ve mültecilik kavramlarına dikkat çekmek amacıyla 12 ayrı ülkeden 50 sanatçının farklı disiplinlerde ürettiği yapıtları “Öteki Hikâyeler” sergisiyle sanatseverlerle buluşturdu
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü kapsamında göç ve mültecilik kavramlarına dikkat çekmek amacıyla düzenlediği “Öteki Hikâyeler” sergisi dün santralistanbul Kampüsü Enerji Müzesi’nde özel bir törenle açıldı. Göç ve göçmenlik olgusuna dair sınır içi ve sınır ötesi boyutları gündeme getiren sergide 12 ülkeden uluslararası alanda tanınmış 50 sanatçının farklı disiplinlerde ürettiği yapıtlar yer alıyor.
BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Denizhan Özer’in küratörlüğünde organize edilen sergi, Koridoor Contemporary Art Programs, ArtHereIstanbul, Sanat Seninle Derneği, Göç Araştırmaları Derneği, Hayata Destek Derneği, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi, Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ve BİLGİ Avrupa Birliği Enstitüsü işbirliğiyle düzenlendi. Sergi, İngiltere Derby Üniversitesi koordinatörlüğünde yürütülen, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin de paydaşı olduğu “Kreatif Ağ: Temel Araştırma ve Geliştirme (BREDEP)” projesi kapsamında hayata geçirildi.
‘Sanat, ötekileştirmeye karşı aramızda bir köprü kurabilir’
Serginin açılış töreninde konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Vekil Rektörü Prof. Dr. M. N. Alpaslan Parlakçı, üniversite olarak evrensel değerleri, insan haklarını, çoğulculuğu en temel değerler olarak benimsediklerini belirterek hayata geçirdikleri projelerde kırılgan ve dezavantajlı grupların güçlendirilmesini, sosyal sorunlara ilişkin farkındalığın artırılmasını hedeflediklerini dile getirdi. Prof. Dr. Parlakçı, “Dünyada yaşanan savaşlar, siyasi çalkantılar, çevre felaketleri, yoksulluk gibi nedenlerle günümüzde 281 milyon insan, yani yaklaşık her 25 kişiden biri daha iyi bir yaşam sürme umuduyla yurtlarını terk etmiş durumda. Özellikle iklim kriziyle birlikte gelecekte göçlerin artacağını biliyoruz. Sosyal, siyasal ve ekonomik yansımalarıyla gündelik ve toplumsal yaşamımızın önemli bir parçası olan göç olgusu ile ilişkili sorunları aşmak, göçmenlerin karşı karşıya olduğu ötekileştirme ve kutuplaşma ortamına karşı bir diyalog zemini yaratmak için gösterilen her çabanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. İnsanlar, milletler, kültürler arasında ortak bir dil yaratma gücüne sahip olan sanatın tüm önyargılara ve ötekileştirmeye karşı aramızda bir köprü kurabileceğine inanıyorum” dedi.
‘Ötekilerin hikâyesi, bizim hikâyemiz’
BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci ise dünyada göçmen karşıtlığının giderek egemen bir dil haline geldiğine dikkat çekerek “Çok uzun süredir göç alanında çalışıyoruz. Sosyal bilimciler olarak aktarmaya çalıştığımız pek çok şey hedefine yeterince ulaşmıyor. Sanatın gücüne inanmak istiyoruz. Sanatın sınırları bizden daha iyi aşabileceğine inanmak istiyoruz. Bu serginin göç olgusunu birlikte yeniden düşünmemize ve insanlar denizlerde veya sınırlarda ölürken üzerimize düşen sorumlulukları sorgulamaya vesile olmasını istiyoruz. Ötekilerin hikâyesi aslında bizim hikâyemiz, hepimizin hikâyesi” dedi.
‘Sergi göçün hafızasını sunuyor, anılarını kaydediyor’
BREDEP Projesi’nin koordinatörlüğünü ve serginin organizatörlüğünü üstlenen BİLGİ Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülay Uğur Göksel ise dünyadaki mevcut siyasi gündemde göçmen kimliğinin öteki olarak konumlandırıldığını belirterek şöyle konuştu:“Bu sergi, göçün hafızasını bize sunuyor ve göçmenlerin derinliğini ve zenginliğini gösteren anılarını kaydediyor. İnsan hareketliliğinin yani göçün renklerini gösteriyor. Göçmenleri benzer mücadeleler yaşamış seyirci ile karşılaştırıyor ve bizlere daha az yalnız yani daha umutlu hissetmemiz için yardımcı oluyor. Bize umut getirmekle beraber bu sergi, yerinden edilmenin ve evini terk etmenin acılarını ve deneyimlerini gözler önüne seriyor ve insanlığın çektiği acıları ve adaletsizlikleri biraz daha anlamamıza yardımcı oluyor.”
Küratör Denizhan Özer ise “Sergide Asya’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan farklı disiplinlerde çalışan sanatçıları bir araya getirdik. Sergide görselliğin yanı sıra koku gibi farklı duyulara hitap eden eserler, interaktif çalışmalar yer alıyor. Sergi, bu özelliğiyle seyirciye keşfetme alanı açan bir yapıya kavuşmuş oluyor” dedi.
Sergi, 16 Aralık 2021 - 7 Şubat 2022 tarihleri arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü Enerji Müzesi’nde çeşitli etkinliklerle ziyarete açık olacak.
Sergide eserleri yer alan sanatçılar: Abel Korinsky, Adnan Jetto, Adviye Bal, Ahmet Umur Deniz, Ali Omar, Ali Raşit Karakılıç, Bahadır İşler, Baran Kamiloğlu, Berkan Baycan, Can Memişoğulları, Carole Turner, Corrine Silva, Deniz Pireci, Dilek Toluyağ, Elena Bellantoni, Ercan Ayçiçek, Fehim Güler, Fevzi Karakoç, Gizem Enuysal, Heather Brown, Hiba Aizouq, Iliko Zautashvili, Işıl Gönen, Jack Beattie, Jacque Crenn, Lale Duruiz, Levent Pınarcı, Mahmut Celayir, Martin Wohlwend, Mehdi Farzane, Morteza Khosravi, Mustafa Albayrak, Ömer Serkan Bakır, Özge Günaydın, Özkan Gencer, Paul Dunker Duyvis, Resul Aytemür, Rifaae Ahmad, Saghar Daeiri, Sema Özevin, Serina Tara, Stephan Twist, Tahir Ün, Tolga Boztoprak, Tuğrul Selçuk, Ufuk Uyanık, Yeşim Yıldız Kalaycıoğlu, Yıldız Doyran, Zahit Büyükişleyen ve Zeynep Yazıcı.
Hibya Haber Ajansı