HUKUK EĞİTİMİNDE MERAK EDİLENLER
Tercih sürecinde sona doğru yaklaşıyoruz. Üniversite adayları gelecek yolunda en önemli kararlarından birini veriyor. Adaylar için bu yıl da cazibesini koruyan hukuk fakültesi tercihlerinde, 'mesleğe geçiş sınavı've 125 bine çekilen başarı sıralaması gibi bazı yenilikler var. Adayların aklında ise 'hukuk okumak zor mu, bütün kanunları ezberlemek zorunda mıyız, mesleğe geçiş sınavında başarılı olamazsam avukat olamaz mıyım' gibi pek çok soru var. Yeditepe Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sultan Üzeltürk ve MEF Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Havva Karagöz, merak edilen sorulara Dr. Görkem İldaş'ın hazırlayıp sunduğu 'Yolun başındayken' programında yanıt verdi.
KALİTELİ HUKUKÇU İÇİN SINAV ŞART MI?
Türkiye'de sayısı neredeyse 100’e ulaşmış hukuk fakülteleri,eğitimde kalite tartışmasını da beraberinde getirmiş, ilk adım olarak da hukuk fakültesine girişlerde başarı çıtası yükseltilmişti. 125 binlik başarı sırasının ardından Yargıda Reform Paketi ile avukat adaylarına 'mesleğe geçiş sınavı' getirildi. Uzmanlara göre sınav, hukuk tercih edecek adayları düşündürmemeli zira iyi eğitim veren üniversite, öğrenciyi sınava zaten hazırlamış olacak. MEF Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Karagöz'e göre iyi bir hukukçu olmak ve meslekte var olabilmek için iyi hukuk fakültelerini seçmek şart. 'Diplomayı alırım, nasılsa hukukçu olurum durumu artık yok' diye konuşan Karagöz, hukuk fakültesi tercihi yapan adayların da, 'ben buradan aldığım eğitimin sonucunda bu sınavları yapabilecek kadar yetkin ve bilgili olacak mıyım, beni sınava hazırlayacak mı bu okul?' gibi soruları sormasını istedi. Yeditepe Hukuk Fakültesi Dekanı Prof Dr. Sultan Üzeltürk'e göre ise bu sınav çok daha erken yapılmalıydı. 'Bu çok daha önceden gelmeliydi. Ben olumlu görüyorum. Henüz uygulamasını görmedik ama bunun özellikle verimli, nitelikli hukuk eğitimi almış gençler için artı olacağını düşünüyorum. Bu sınav, hukuk eğitimiyle farkınızı ortaya koyabilmenizin fırsatı' diye konuştu. Üzeltürk ve Karagöz'e göre, başarı sırasının 125bine çekilmiş olması da hukuk eğitiminde kaliteyi artıracak.
'İNSAN VAR OLDUKÇA HUKUK DA VAR OLACAK'
Dijitalleşme ve yapay zeka teknolojisinin geleceğinin tartışıldığı dönemde adayların yanıt aradığı sorulardan biri de hukuk eğitiminin geleceği... Prof. Dr. Üzeltürk'e göre insanlık var oldukça hukuk da hep var olacak. 'İnsan ve insan ilişkisinin olduğu her yerde hukuk var. Mesela öğrencilere sorarız fakülteye gelirken hangi hukuki ilişkilerle karşılaştınız diye. Su alıyorsunuz sabah içmek için, alım-satım sözleşmesi yapıyorsunuz, kırmızı ışıkta duruyorsunuz, idarenin emirlerine uygun davranıyorsunuz. Birine çarptığınızda ceza hukukunu ilgilendiren bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz veya aldığınız üründe vergi ödüyor ve vergi mükellefi oluyorsunuz. Yani hukuk insan ilişkisinin olduğu her yerde, insanlar var olduğu sürece hep olacak' diye konuştu. Dijitalleşmenin hukukta yeni alanlar yarattığının altını çizen Üzeltürk, bilişim hukukuna ayrı bir parantez açtı.
'BİLİŞİM HUKUKU KİŞİSEL VERİLERİ KORUR'
'Artık nesnelerin interneti var, bütün cihazlar internete bağlı ve sizin kişisel verileriniz her yerde' diye konuşan Üzeltürk, teknoloji arttıkça bireyi korumak gerektiğinin altını çizdi. 'Bütün sistem bireyi koruma üzerine olmalıdır. O yüzden bizim hedefimiz bireyin mutluluğu ve uyuşmazlık varsa en adil şekilde çözmektir.' diye konuşan Üzeltürk, bilişim hukuku yandal programından da bahsetti. 'Bilişim hukuku alanında bir yandal programımız var. Teknoloji ve hukukun kesiştiği noktalarda spesifik çalışmalar yapıyorlar' diyen ve Üzeltürk, programın içeriği hakkında da bilgi verdi. Üzeltürk, 'Biz bilişim hukuku dersine önce teknoloji ile başlıyoruz. Daha önce TÜBİTAK başkanlığı yapmış olan Mühendislik Fakültesi Dekanımız başlıyor derse teknik verilerle. Öğrencilerönce onları öğreniyorlar ve teknoloji karşısında bireylerin hak ve hürriyetlerini nasıl garanti altına alabilecekleri sorusuna yanıt arıyorlar diye konuştu. Prof.Dr. Havva Karagöz'e göre de yandal veya çift anadal ile öğrenci kendisine artı değer katabilir. Karagöz'e göre öğrencinin gelişimi açısından üniversitelerin bu konudaki esnekliği de çok önemli.
'HUKUK ÖĞRENCİSİNİN ÖNCELİĞİ PARA DEĞİL, ETİK OLMALI'
'Hukuk fakültesine gelen öğrencinin önceliği para olmamalı' diyen Karagöz, öğrencilerdebulunması gereken özellikleri de sıraladI. 'Öğrenci, adalet, yargı ve toplumsal sorunlar üzerinde düşünmeli. Hukuk, manevi değerleri yüksek olanların yapması gereken bir meslek. Bunu özellikle söylüyorum. Çünkü hem ülkemizde hem yurtdışında bunun bazı bozuk modellerini görüyoruz.' diye konuşan Karagöz, koronavirüs süreciyle başlayan uzaktan eğitim konusunda da adayların aklındaki sorulara yanıt verdi.
'VİDEO ÇEKİP GÖNDERMEKLE ONLINE EĞİTİM OLMAZ'
'Online eğitim sadece materyallerin internet üzerinden gönderilmesi değil, yüz yüze eğitimin online yapılmasıdır' diye konuşan Karagöz'e göre Türkiye’de online eğitim, pek çok üniversitede yanlış yapıldı. MEF Üniversitesinde dört yıldır uygulanan 'flipped learning' yöntemini hatırlatan Karagöz, 'video çekip göndermek değil uzaktan eğitim. Bizim yaptığımız aslında kampüs eğitimini online yapmak. Biz kendi üniversitemizde bunu başardık' diye konuştu.
DERSLERİMİZ İNTERAKTİF, SINAVLARIMIZDA KAYNAK SERBEST
Koronavirüs salgınında ikinci dalga beklentileri ve yeni dönem hazırlıkları hakkında bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sultan Üzeltürk ise, hem yüz yüze hem de online eğitimde sınavların nasıl yapıldığını da anlattı. 'İnteraktiftir bizim derslerimiz. Sınavlarımızda kaynak serbesttir. Benim de anayasa hukukçusu olarak yıllarca yaptığım sınavlarda, mevzuat serbesttir. Bazı sınavlara öğrenciler valizlerle gelir.' diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı