Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Lösemili Çocuklar Köyü’ndeki çocuklardan yalnızca biri 10 yaşındaki Beril. Afyon’da, henüz 8 yaşındayken lösemi ile tanıştı. Anne ve babasının, Ekim 2014’te boğaz ağrısı şikâyetiyle 10 gün arayla ikinci kez hastaneye götürdüğü Beril, kan rahatsızlığı olduğu tespit edilince aynı gün ambulansla Denizli Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Yapılan tetkikler sonucu lösemi teşhisi konulan Beril için ailesi hemen harekete geçip, LÖSEV’e başvurdu. Üç gün sonra Ankara’ya gelen Beril’in tedavisine başlandı. Gördüğü kemoterapi nedeniyle zor günler geçiren Beril, okuldan geri kalmak istemeyince ailesinin talebi üzerine Eylül 2015’te, annesi ve kendinden 2 yaş büyük ablasıyla birlikte Lösemili Çocuklar Köyü’ne yerleşti. Babası ise işi dolayısıyla Afyon’da kaldı.
Eğitimine, ablasıyla birlikte LÖSEV Koleji’nde devam eden Beril’in sağlık durumu da her geçen gün iyiye gitti. Kemoterapisi şubat ayında sona eren Beril, şimdi yalnızca periyodik kontroller için hastaneye gidiyor. Sağlığına geri kavuşan Beril ile yanından bir an olsun ayrılmayan annesi Mürvet Doğan, Lösemili Çocuklar Köyü’ndeki evlerinin kapısını Hürriyet Ankara’ya açtı.
MORALİNİZİ BOZMAYIN, HEPSİ GEÇECEK
Birlikte yemek yapıp, oyun oynayan ikili, hayatlarının geri kalanında da LÖSEV gönüllüsü olarak kendileriyle aynı kaderi paylaşan ailelere destek olmak istiyor. “En büyük hayalim müzik öğretmeni ve doktor olmak” diyen Beril, şunları söyledi:
“Tedavi çok zor geçti. Sürekli kan alıyorlardı ve ben de üzülüyordum. Köy çok iyi, beni mutlu ediyor. Hem dışarı çıkabiliyorum hem de bir sürü arkadaşım var. Oyunlar oynuyoruz. En sevdiğim ders müzik. Burada sürekli doktorları görüyorum. Hepsi güler yüzlü ve bizi mutlu ettikleri için onları örnek alıyorum. Ben de doktor olup başkalarını iyileştirmek istiyorum. Tedavisi devam eden arkadaşlara morallerini bozmamalarını ve üzülmemelerini öneririm. Hepsi geçecek ve benim gibi iyileşecek onlar da.”