MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın minik öğrencilerin okula alışmalarını kolaylaştırmak amacıyla birkaç yıl önce uygulamaya koyduğu “uyum programı”, 2011-2012 eğitim öğretim yılında 12-16 Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Uyum programları ile çocukların okula iyi bir başlangıç yapabilmeleri, sosyal ve sportif etkinliklerle öğrenme ortamını tanıyarak sevmeleri ayrıca okul kurallarını öğretmen rehberliğinde öğrenmeleri amaçlanıyor. Uyum programı kapsamında, yaşça kayıt hakkını elde eden ancak bedenen yeterince gelişmemiş olan çocukların okul öncesi eğitim kurumlarına devam edebileceği veya kayıtlarını bir yıl erteleyebileceği konusunda veliler bilgilendirilecek. Okul öncesi eğitim grupları ve ilköğretim birinci sınıf öğrencileri için gerçekleştirilecek uyum eğitimlerinde, öğrenciler birbirleri ile tanışırken, okul ve sınıf kurallarını öğrenerek, çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek.
Okullar 19 Eylül’de
2011-2012 eğitim öğretim yılı resmi olarak 19 Eylül 2011 Pazartesi günü başlayacak. Eğitim-öğretim yılının birinci yarısı için son zil 20 Ocak 2012 Cuma günü çalacak ve öğrenciler tatile çıkacak. Yarıyıl tatili ise 23 Ocak-3 Şubat 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı da 6 Şubat Pazartesi günü başlayacak, ders yılı ise 8 Haziran 2012 Cuma günü sona erecek.
2012-2013 eğitim-öğretim yılı ise 17 Eylül 2012’de başlayacak.
Okul korkusu yenilir
UZMANLAR, çocuğun kaygısını gidermek ve bir an önce okula ısınmasını sağlamak için ebeveynlere, okula gitmek istememesinin anlayışla karşılanmaması gerektiğini belirterek, anne ve babanın sakin ve kararlı bir tutum sergileyerek, çocuklarını her gün okula göndermelerinin şart olduğu vurguladı.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Yasemen Işık Taner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukları ilk kez okula giden ailelerle ve eğitmenlerin bilinçli olması gerektiğini söyledi.
Ayrılma kaygısının okul reddine neden olabildiğini vurgulayan Taner, ebeveynlerin çocuğun her istediğini yerine getirmemesi ve onlar adına her şeyi yapmamaları gerektiği uyarısında bulundu.
Taner, ebeveynlerin bu tutumunun zamansızlıktan, titizlikten, çocuğun kendi başına beceremeyeceği endişesinden kaynaklanabildiğini belirterek, bunun çocuğun gelişimi için doğru bir davranış olmadığını ifade etti. Taner, böylesi bir tutumun, çocuğun anne ya da babası yanında olmadan bir şey yapmaktan kaçınmasına, kazanacağı becerilerin olumsuz etkilenmesine yol açabileceğine işaret etti.