Korona virüs hâlâ en önemli risk unsuru olarak kalmaya devam etse de istatistiklerde görülen toparlanma eğilimi ve bunun da büyümeye ilişkin görünümü iyileştirmesi küresel piyasaların haftaya güçlü bir zeminde başlamasını sağlamıştı. Ancak hafta başında da dikkat çektiğimiz gibi iyimserlik yaratan konu başlıkları yeni haftanın başlamasıyla bir günde ortaya çıkmadı. İstatistiklerde yaşanan iyileşme geçen hafta da görülebiliyordu. Bu durum piyasaların bakış açısının çok sık değişebildiğini bir kez daha göstermiş oldu. Kaldı ki, ekonomideki toparlanma beklentileri ve mali teşvik paketinin yaratabileceği enflasyonist etki ile tahvil faizlerinin yukarı yönlü hareket etmesi yatırımcıların riskleri yeniden hatırlamasına neden oldu. Bu kapsamda varlık fiyatlarının hafta başındaki iyimserliğinden uzaklaşarak yeni güne daha durgun bir zeminde başladığını görüyoruz.
Günün en önemli konu başlığını ise 27 Ocak’ta gerçekleştirilen Fed toplantısının TSİ 22.00’de açıklanacak tutanakları oluşturuyor. Hatırlanacağı gibi Fed son toplantısında beklendiği gibi faiz oranlarında değişiklik yapmazken verilen mesajlardan da yeni bir bilginin çıkmadığını görmüştük. Kaldı ki, Fed Başkanı Powell da destekleyici para politikasının uzun bir süre daha devam etmesi gerektiğini sık sık tekrarlıyor. Bu açıdan bakıldığında tutanakların yaratabileceği piyasa etkisinin oldukça limitli kalacağını tahmin ediyoruz. Ancak yine de üyelerin olası farklı görüşleri hareketlilik yaratma potansiyeli taşıyor.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul’da kritik teknik seviyeleri izlemeyi sürdürüyoruz. Uzun süre aşmakta zorlandığı 1550 puanı geride bıraktıktan sonra belirgin şekilde güç kazanan BIST-100 endeksi dün kısa vadede en önemli hedef olarak gördüğümüz 1580 puan sınırına yaklaştı. Ancak ABD tahvil faizlerindeki yükselişin küresel risk iştahı üzerinde yarattığı baskı ve siyasi tarafta riskleri artıran açıklamalar Borsa İstanbul’da kazanımların geri verilmesine neden olurken endeksin günü yeniden 1550 puanın altında tamamladığını gördük. Hafta başında şahit olduğumuz iyimserliğin teknik görünüme aynı ölçekte yansıması için 1580 puanın aşılması gerektiğine inanıyoruz. Öyle ki, aksi bir senaryoda oluşması muhtemel çift tepe formasyonunun risk yaratabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
EUR/USD direnç seviyelerine takılıyor. Dün Euro Bölgesi’nde açıklanan verilerin iyimser bir tablo ortaya koyması ve piyasaların güne pozitif bir zeminde başlaması paritenin 1,2170’in üzerini görmesini sağladı. Ancak 10 yıllık vadede ABD tahvil faizlerinin son 12 ayın zirve seviyesine ulaşması gün içinde kaçınılmaz olarak pariteyi baskı altına alırken yeniden 1,2100’in altına inildiğini görüyoruz. Aşağıda 1,2050 ilk destek noktası olarak kalmaya devam ederken yukarıda ise 1,2150’yi izlemeye devam ediyoruz. Öyle ki, bu seviyenin aşılması 1,2200 seviyesine doğru yükseliş için kapı aralayacaktır. Diğer taraftan aşağıdaki grafikte kırmızı çizgilerde görülebileceği gibi 60 ve 120 dakikalık grafiklerde daha belirgin olmak üzere paritede TOBO formasyonu oluşmaya başlamasını son derece dikkat çekici buluyoruz. Büyük ölçekli bir formasyon olduğu için hızlı sonuç vermesini beklememek gerekir. Dolayısıyla kısa vadede mevcut seviyelerin altında rakamlar da görebiliriz. Ancak 1,2250 ara direnç olmak üzere 1,2350 seviyesi söz konusu formasyonun ana hedefi olarak öne çıkıyor.
USD/TL 7,00’nin üzerini test ediyor. Son dönemde diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine kıyasla çok daha güçlü bir performans sergileyen TL dün ise zayıf tablo ortaya koydu. Ancak buna karşın TL’nin negatif ayrıştığını söylemek güç. Öyle ki, ABD tahvil faizlerindeki yükselişin de etkisiyle gelişmekte olan ülke para birimlerinin genel hatlarıyla dolar karşısında zayıf bir performans sergilediğini gördük. Siyasi tarafta yapılan açıklamaların kur üzerinde kısmen de olsa baskı yarattığını söylemek mümkün. Teknik açıdan ise önceki bültenlerimizde hedef olarak gösterdiğimiz 6,90 seviyesini izlemeye devam ediyoruz. TL lehine daha güçlü bir hareket alanı oluşması için bu seviyenin altında kapanışlar yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Son dönemdeki hızlı geri çekilmenin ardından indikatörlerin de işaret ettiği gibi zaman zaman yukarı yönlü tepkiler görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır. Dün 6,90’dan 7,00’ye doğru yaşanan yükseliş de bu kapsamda değerlendirilebilir. Ancak net bir yön tayin edilmesi için yatırımcıların yarınki PPK toplantısında alınacak kararlar ve verilecek mesajlara odaklanacağını tahmin ediyoruz.
Ons altın yeniden 1800 doların altına geriledi. Geçtiğimiz haftaki yükselişini yeni haftaya da taşıyan 10 yıl vadeli ABD tahvil faizi %1,30 seviyesinin de üzerini test ederken son bir yılın zirve seviyelerinde işlem görmeye devam ediyor. Tahvil faizlerindeki yükseliş kaçınılmaz olarak değerli metaller üzerinde baskı yaratmış durumda. Bu kapsamda altının ons fiyatının yeniden 1800 doların altına gerilediğini görüyoruz. Hatırlanacağı gibi hafta başında 1830 dolar aşılmadıkça 1800 doların altının test edilme riskinin canlı olduğuna dikkat çekmiştik. Dolayısıyla bu beklentimiz gerçekleşmiş oldu. Kısa vadede geri çekilmenin devam etmesi durumunda 1785 ve 1765 dolar seviyeleri destek noktaları olarak izlenebilir. Görünümün iyileşmesi için ise 1830 doların aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Diğer taraftan ABD tahvil faizlerinin yıl içinde daha yüksek seviyelere ulaşacağına yönelik beklentimizi ise koruyoruz.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı