Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
Narin Güran Davasında İkinci Gün
Narin Güran Davasında İkinci Gün
257 Göçmen Kaçakçısı Yakalandı
257 Göçmen Kaçakçısı Yakalandı
9. Yargı Paketi Yasalaştı
9. Yargı Paketi Yasalaştı
Merkez Bankası Rezervleri 159,6 Milyar Dolarla Zirveye Ulaştı
Merkez Bankası Rezervleri 159,6 Milyar Dolarla Zirveye Ulaştı
Turistik Doğu Ekspresi 23 Aralık'ta İlk Seferine Çıkacak
Turistik Doğu Ekspresi 23 Aralık'ta İlk Seferine Çıkacak
HABERLER>SAĞLIK-YAŞAM
14 Kasım 2020 Cumartesi - 11:30

Şeker hastalığı adı gibi şeker değil

En önemli organlarımızdan pankreasın yeteri kadar insülin üretememesi ya da ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan ‘Diyabet’ halk arasında bilinen adıyla ‘Şeker Hastalığı’ çağımızın en büyük sorunları arasında yer alıyor.

Şeker hastalığı adı gibi şeker değil

Rakamlarda sorunu net bir şekilde orta koyuyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun (IDF) 2019 verilerine göre 11 yetişkinden biri diyabetle yaşarken, 2045 yılında 700 milyon kişinin bu kronik hastalığa yakalanacağı tahmin ediliyor.

 

Şeker, nişasta ve diğer besinleri günlük yaşam için gerekli enerjiye dönüştürmek için pankreasta üretilen insülin hormonuna ihtiyaç vardır. Şeker hastalarında ya pankreas insülin yapmaz ya da vücut insülini düzgün kullanamaz. İnsülin olmazsa, vücudun ana enerji kaynağı olan şeker kanda birikir. Normalde açlık kan glukoz düzeyi 70-100 mg/dL aralığındadır. Bu birikme ise şeker oranını bu aralığın üzerine çıkarır. Bu durumda kronik bir hastalık olan şeker hastalığının ortaya çıkmasına neden olur. Obezite, kalıtımsal durum, hareketsiz yaşam tarzı, yaş faktörü, gebelik, stres gibi birçok durum diyabetin sebepleri arasında yer alıyor. On milyonlarca insanı etkileyen bu duruma farkındalık yaratmak için ise her yıl ‘14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ olarak kutlanıyor.

 

Aslında Yönetimi Kolay Bir Hastalık

Bu sorunun kontrol altında tutulması ile yönetimin aslında kolay olduğunu dile getiren Romatem Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sinem Özen Yağcı,” Diyabet, otoimmün bir hastalıktır, yani bağışıklık sisteminin vücudumuza saldırması anlamına gelir. Özellikle bu hassas dönemde daha çok dikkat etmeliyiz.İyi bir beslenme planı kişilerin kan şeker seviyelerini normal düzeylerde tutmaları için büyük önem taşıyor. Çünkü kontrolsüz diyabet; görme kaybı, böbrek yetmezliği gibi başka sağlık sorunlarına da yol açabilir. Bu sorunda yaş sınırı çok düştü. Her kişi birbirinden farklı olduğu için bireylerin diyetleri de yaşam şekillerine göre farklılık gerektirir. O yüzden herkes için geçerli bir tek diyet örneği yoktur” dedi.

 

Beslenme ve Diyabet Arasında Yakın Bir İlişki Var

Yağcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Meyveden gelen şeker saf şekere göre kan şekerini daha az yükseltir. Bu nedenle yanında proteinli bir besin ile meyve tüketilmesi ara öğünlerde tercih edilmelidir. Kabuğu ile yenebilen meyveler lif açısından iyi olur ve kan şekerinin hızlı yükselmesini engeller. Sebze yemeklerine koyacağınız yağ miktarını 1 kg sebzeye 2 çorba kaşığı sıvı yağ olacak şekilde ayarlamalısınız. Lif yani posa vücutta bir süpürge görevindedir. Vücut tarafından emilmedikleri içinde kompleks karbonhidratlar olarak beslenmede yer almalıdır. Toplam alınan günlük kalorinin yaklaşık yüzde 50- 60’ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Bu nedenle lif oranı yüksek , rafine olmamış ürünler tercih edilmelidir. Alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır. Ayrıca gün içinde daha küçük öğünler yapılmalı. Gün içerisinde pirinç ve patates gibi ağır nişastalardan kaçınılması gerekiyor. Bu küçük tüyolar basit ama çok etkilidir. Çünkü beslenme ve diyabet arasında çok yakın bir ilişki söz konusu. “

 

Kontrolü Fiziksel Aktivite Şekeri Düşürüyor

Yağcı, “Gün içinde yapacağınız çok yoğun olmayan fiziksel aktiviteler de büyük önem taşıyor. Siz egzersiz yaparken, dokular ve kaslar enerjiye ihtiyaç duyar ve bu yüzden kan damarlarından ihtiyacı olan enerjiyi ve beslenmeyi tam anlamıyla çekerler. Böylece kan şekerinde düşme sağlanır. Tip 1, Tip 2 ve Gebelik diyabeti olmak üzere şeker hastalığı 3 çeşittir. Ayrıca bu durum ile inme arasında da bir bağlantı var. Tip I ve Tip II diyabetli hastaların inme riski diyabet hastası olmayanlara göre 2 kat daha yüksek görülmektedir. Bu risk tüm yaş grupları için geçerlidir. Ancak inme gelişme riski diyabetli genç hastalar da daha yüksek görülmektedir. Yani diyabetik hastalar diyabeti olmayan hastalara göre daha erken yaşta inme geçirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.


Hibya Haber Ajansı

 
Sanayide V şeklinde toparlanma devam ediyor
 
Google kesilen cezayı reklam verenden alıyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Pandemi nedeniyle zatürreden kayıplar yüzde 75 artabilir
Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, aşı ya da etkin bir tedavi bulunamaması halinde ...
Dünyada 425 milyondan fazla diyabet hastası bulunuyor
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde, toplumlar ...
2021 yılı tüm dünyada sağlık çalışanları yılı ilan edildi
2021 yılının tüm dünyada sağlık çalışanları yılı ilan edilmesine yönelik ...
 
Aşı bulunsa da pandemi hemen yok olmaz
Dünya çapında etkili olan Covid-19’la mücadele için yürütülen aşı çalışmalarının ...
Diyabet hastalarına COVID-19’a karşı 8 önemli uyarı
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19’dan korunmanın yaşamsal öneme ...
Covid-19 enfeksiyonu sonrası zatürre gelişme riski yüksek
Zatürre, ülkemizde en çok öldüren 10 hastalık içinde ilk 3 sırayı alıyor.
 
20 yıl sonra en sık görülen 2. kanser türü olacak ama
Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan: “Pankreas kanserinin görülme sıklığı artıyor. ...
Depremde evcil dostlarımız için neler yapabiliriz?
İzmir depreminde yıkılan binaların enkazlarının altından saatler sonra ...
Türkiye koronavirüs aşısına hazır mı?
Sağlık ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Onur Başer, Pfizer ve BioNTech tarafından ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri