Böbrek kanseri, ürolojik kanserler arasında en sık görülen ilk 3 kanser arasında yer alıyor. Böbrek kanserine neden olan etmenlerin başında sigara ve tütün ürünü kullanımının geldiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Doç. Dr. İlker Tinay, “Son yıllarda yapılan çalışmalara göre obezite de böbrek kanserine neden oluyor. Ayrıca ailesinde böbrek kanseri hikayesi olanlar ve kronik böbrek yetmezliği nedeniyle rutin hemodiyaliz tedavisi alan hastalar da böbrek kanseri gelişimi açısından risk altında. Böbrek kanseri ağırlıklı olarak erkeklerde görülürken son yıllarda gerçekleştirilen çalışmalara göre bu hastalığın görülme sıklığı kadınlarda da arttı” açıklamasında bulundu.
Böbrek kanseri tanısı alan hastaların büyük bir bölümünün hiçbir belirti ve şikâyeti olmadığını hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Doç. Dr. İlker Tinay, “Çoğunlukla başka rahatsızlık ve şikayetler nedeniyle çekilen ultrasonografi, MR ve tomografi sonucunda tesadüfen saptanıyor. Bu hastalarda böbrek kitleleri genellikle erken evrede ve küçük böbrek kitleleri olarak karşımıza çıkıyor. Daha ileri evrede başvuran hastalarda ağırlıklı olarak idrarda kanama, kilo kaybı, yorgunluk ve kemik ağrıları gibi şikayetlere rastlanıyor” dedi.
Tedavi hastalığın seyrine göre planlanıyor
Tedavinin hastalığın evresine göre planlandığını belirten Üroonkoloji Merkezi Direktörü Doç. Dr. İlker Tinay, “Herhangi bir metastazı saptanmayan ve sadece böbrek kitlesi ile başvuran hastalarda kitlenin yerine ve boyutuna göre sadece kitlenin çıkartılması ya da böbreğin tamamen alınması kararı verilebilir. Metastazla saptanan hastaların ise, metastaz yoğunluğuna ve hastanın genel durumuna göre yine böbreğin ameliyatla alınması ve beraberinde metastazlara yönelik akıllı ilaç tedavisiyle tedavi planlaması uygun olacaktır” dedi.
Özellikle metastatik hastalık tedavisinde son yıllarda tedavi seçeneklerinin de arttığının altını çizen Doç. Dr. İlker Tinay, “Hedefe yönelik tedavi prensibi ile geliştirilen ilaçlar ve son olarak da bağışıklık sistemini düzenleyen ilaçların kullanımı günlük uygulamalarda yer buluyor ve hastalığın tedavisinde yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabiliyor” şeklinde konuştu.
Böbrek kanseri ameliyatlarında amaç kitlenin çıkartılarak böbreğin kurtarılması
Hastaların genellikle hiçbir belirti ya da şikâyet olmadan, başka nedenlerle yapılan görüntülemelerde tesadüfen saptanan küçük böbrek kitleleri ile başvurduğu için, yapılan ameliyatlarda da genellikle sadece kitlenin çıkartılması ile böbreği kurtarmanın mümkün olduğunun altını çizen Doç. Dr. İlker Tinay, “Bu hastalığın tedavisi ile uğraşan üroonkoloji uzmanlarının temel hedefi, kansersiz böbrek dokusunun olabildiğince korunmasıdır. Gelişen cerrahi teknikler ile bu amaca ulaşmak genellikle mümkün oluyor” dedi.
Günümüzde yapılan cerrahi işlemlerde sıklıkla kapalı yöntem olarak bilinen laparoskopik ve robot yardımlı laparoskopik ameliyatların gerçekleştirildiğini belirten Doç. Dr. İlker Tinay, “Böbrek kanserinin cerrahi tedavisinde hem böbrek koruyucu ameliyatlarda hem de böbreğin tamamen çıkartıldığı ameliyatlarda kapalı yöntemler olarak bilinen laparoskopik ve robot yardımlı laparoskopik cerrahiler hem ülkemizde hem de tüm dünyada sıklıkla ve başarıyla uygulanıyor” açıklamasında bulundu.
Ailesinde böbrek kanseri hikayesi olanlar düzenli kontrollerini ihmal etmemeli
Böbrek kanserinden korunmak için başta sigara olmak üzere tüm tütün ürünlerindan uzak durulması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. İlker Tinay, “Sigaranın yanı sıra obeziteden kaçınmak, dengeli bir beslenme ve düzenli egzersiz bugün için en mantıklı ve uygulanabilir önleyici yaklaşımlardır. Ailesinde böbrek kanseri hikayesi olan aile bireyleri tarama ve kontrollerini ihmal etmemeli. Ayrıca normale göre artmış riskleri olduğu için hemodiyaliz hastalarının da belli aralıklarla, olası böbrek kitlesi açısından görüntülemelerle takip edilmeleri önemli” açıklamasında bulundu.
Hibya Haber Ajansı