Türkiye ekonomisi, 1Ç21 döneminde başta sanayi üretimi gibi öncü göstergelerin ortaya koyduğu üzere güçlü bir büyüme etkisi göstermiştir. Pazartesi günü açıklanacak olan GSYH büyüme oranlarının bunu sayısal olarak da teyit etmesini bekleriz. Pandemi döneminin etkileriyle geçen yıl kısıtlanan ekonomik faaliyetin ardından, önce 3Ç20 dönemindeki kredi pompalanması ile artışa geçen büyüme, yılın ilk bölümünde sanayi üretiminin güçlü seyrinin sürüklediği bir büyüme görünümüne sahip olmuştur. Bazı sektörlerin pandeminin etkileri ile hala kısıtlı seyrettiği güncel periyot içerisinde, sanayi halen ekonominin güçlü tarafı olarak görünmektedir. Bizim 1Ç21 büyümesine yönelik beklentimiz %5 olmakla birlikte, 2Ç21 döneminin de geçen yılın güçlü baz etkisiyle bu yılın büyümesini asıl yukarı çekecek etkiyi yapmasını bekleriz. Rakamlar, geçen yılın aynı dönemine kıyaslı olduğundan pandeminin anormal etkileri güncel yıllık karşılaştırmalarda illüzyon oluşturmaktadır. Bu bakımdan büyüme ve ekonomik toparlanmanın görünümü açısından dönemsel değişimler analizlerde önceliklendirilmelidir.
1Ç21’in geçen yıldan eşlenik periyodu 1Ç20, ekonominin pandemi öncesindeki zirve noktasının ulaşıldığı zaman dilimiydi. Ekonomi, geçen yılın ilgili çeyreğinde %4,5 büyüme kaydetmişti. Bu bakımdan, 1Ç21’deki güçlü büyüme etkisi olumlu. 2Ç21 ve sonrasına ilişkin aşılama ve normalleşme ajandası belirleyici olacak faktörler. Üretim bandı ve ihracat hızlı bir şekilde ilerleyip büyümeye olumlu katkı verirken, özellikle hizmetler sektöründe kapanmalar kaynaklı faaliyet kısıtlanması dönemsel yavaşlamada etkili olabilir. Aynı zamanda artan üretim maliyetleriyle beraber çıktı fiyatlarının da artış yönünde etkilenmesi, enflasyon baskısını artırmaktadır.
Buna karşılık, geçen yıl 3Ç20’ye denk düşen normalleşme 2Ç20’deki daralmadan sonra hızlı bir geri dönüş sağlamıştı. Ancak, bu toparlanmanın çok yoğun bir şekilde kredi patlamasından destek bulduğunun altını çizmek gerekir. Bunun yan etkileri olarak; TRY istikrarsızlaşmış, enflasyonist baskılar artmış ve bunun bir sonucu olarak Merkez Bankası da faizleri artırarak para politikasını sıkılaştırmıştı Mevcut sıkı para politikası zemini korunmakla beraber, para birimindeki istikrarsızlık son 2 aylık dönemde artmış ve enflasyon açısından yukarı risk teşkil etmeyi sürdürmüştür. Büyüme, sağlıklı kanallardan desteklenmiyor ve bu yapısal bir sorun olarak ekonominin merkezinde duruyor. Faizlerdeki belirsizlik çerçevesinde de kredi büyümesinin etkisi şu anda tam olarak kestirilebilir bir noktada değildir. Kredilerin hızlı bir şekilde büyümesinin teşvik edilmesi, yoğun bir şekilde cari açık ve enflasyon değişkenlerini artış yönünde etkilemektedir.
Ekonominin bütün güçlü ve zayıf yönlerini denkleme yerleştirecek olursak; gördüğümüz bazı aşağı yönlü riskleri hesaba katmakla birlikte ekonominin bu yıl %5,7’lik bir büyüme performansı göstermesini bekleriz.
Kaynak:Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı