Çelik'in açıklamalarından satır başları:
"Suriyelilerin kendi topraklarına dönmesi demek göçün durması demektir. Terör konusunda işbirliğimizi geliştirmemiz gerektiği konusunda bir şüphe yok. Göç meselesinin yönetiminde görülmüştür ki, Türkiye ve Avrupa Birliği masaya oturduğu zaman çözemeyecekleri problem yok.
Hepimiz için gurur verici olan şudur. Aylan bebek gibi çocukların ölmesini engelleyecek bir mekanizmaya beraberce imza attık. Akdeniz'deki ölümlere Türkiye ve AB'nin ortak çözüm üretmesi dünyanın en büyük problemlerinin çözülmesi demek.
Türkiye'de 900 bine yakın Suriyeli çocuk vardır. Bu çocukların yarısına eğitim verebiliyoruz. Yarısına eğitim vermezsek, bu çocuklar DEAŞ gibi örgütlerin eline düşer. Ancak AB'nin yardım mekanizması o kadar yavaş ki, 5 yaşındaki çocuğa 55 yaşına kadar yardım gelmeyecektir. Mekanizmalar hızlandırılmalıdır. Bu konuya özel olarak eğilinmesini bekliyoruz.
Gümrük Birliği aslında 'kazan-kazan2 esasında bir ticaret modelidir. Dünyada serbest ticarete karşı sözleri ilk defa ABD'den duyuyoruz. Serbest ticareti destekleyen sözleri de Çin'den duyuyoruz. Eskiden tam tersi olurdu. Serbest ticareti korumak dünya barışını korumaktır."
''BURADAN MEYDAN OKUYORUM''
Bakan Çelik, Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci ile ilgili net açıklamalarda bulunarak, ''Buradan meydan okuyorum, desinler ki bize '2019'da üyelik perspektifi veriyoruz ya da 2020'de üyelik perspektifi veriyoruz.' Bütün fasılları açmaya ve kapatmaya, bütün hazırlıkları yapmaya hazırız.'' ifadelerini kullandı.