Paris Banliyösünde doğan, mühendis babanın oğlu olan ve İsviçre'de büyüyen Christian babasının işi sebebiyle birçok ülkede yaşadı. Eğitimini tamamladıktan sonra şarap uzmanı olan Christian, karısının oğlunu da alıp kendisini terk etmesi üzerine 2 yıllık bir depresyon süreci yaşadı. Ne çalışabilmiş ne de ev kirasını ödemiş olan adam 2015 yılında evinden çıkartılınca sokaklarda yaşamaya başladı.
Christian'ı özel kılan ise Twitter fenomeni olması
Arkadaşının sosyal medya üzerinden kısa süreli işler bulduğunu öğrenen evsiz adam Twitter hesabı açmaya karar vermiş. Paris Belediyesi işçisi tarafından Kasım ayının soğuk bir sabahında üzerine su dökülünce bu anı görüntüleyip “evsizlere yapılan muamele bu” notu ile paylaşınca takipçi sayısı artmaya başladı. Her gün düzenli olarak kendi tabiri ile "evsiz günlüğü" yazan Christian yoğun ilgi gördüğünü ifade etti.
Twitter'dan ihtiyaçlarını yazıyor, yardımseverler gönderiyor
Daha sonra kendi veya arkadaşlarının ihtiyaçlarını sosyal medyadan duyuran evsiz adam yardımsever takipçilerinin göndermesi ile kendi ve arkadaşının ihtiyacını giderdi. “Para yollamak istiyorlar. Ne yapayım parayı? Benim çoraba, ayakkabıya ihtiyacım oluyor onu yollasınlar yeter" diyen Christian, para tekliflerini kabul etmediğini söylüyor.
Christian diğer evsiz arkadaşına gelen ayakkabı ile ilgili sevindiğini ifade ederken “Ama kadın sitesinden satın alınmış, sakın ona söyleme tamam mı?" diyerek arkadaşının buna üzülebileceğini söyledi.
Basın mensupları ile ev eşyası mağazası olan "Habitat" adında "konak, ev" anlamına gelen mağazanın önünde randevulaşan Christian, kendi durumu hakkında ironi yapmayı esirgemese de aslında tek hayali sokaktan kurtulmak. “Dünyanın en zengin ülkelerinden İsviçre'de büyüyen biri olarak evsiz oldum. Demek ki ben gerçekten başarısızım" esprisini yapan Christian, evsiz kalmasında kendine suç bulduğunu fakat toplumun ve devletin de düşene yardım etmediğini paylaşıyor. Evsizlere olan aşağılayıcı bakıştan duyduğu hüznü anlatan Christian evsizlerin alkol alma nedeninin o bakışları unutmak olduğunu dile getirdi.
“Teröristlerin sayesinde milli birlik oldu"
Paris'te 15 Kasım 2015'te gerçekleştirilen terör saldırılarına bizzat şahit olan adam o hafta saldırının yer aldığı sokaktan her geçişinde "kan kokusu" duyduğunu anlattı. Duvardaki kurşun izlerini gösteren Christian, olaylardan çok etkilendiğini ve o gün saldırıya uğrayan kafenin yanında dilenci arkadaşı Titi'nin de bulunduğunu ve neredeyse hedef olduğunu anlattı. Terör saldırılarından sonra toplumun daha birlik ve daha fazla iletişim içerisinde olduğunu söyleyen Christian “Teröristlere bunun için teşekkür edecek değilim ama onların sayesinde 10 senedir komşusuna selam vermeyen insanlar gidip kapısını çaldı ve nasıl olduğunu sordu" dedi.
Dünya haberlerini devlet yardımı ile aldığı telefonla ve çevre binadan birinin yaptığı wifi paylaşımı ile takip eden Christian tüm gelişmelerden haberdar.
"Fenerbahçe Valbuena'yı almakla hata etti"
Futbol haberlerini de takip ettiğini söyleyen Christian Fenerbahçe'nin Valbuena transferini “Tesislerinde yetişen gençler yerine 30 yaşını geçkin Fransız Futbolcu almayı tercih ettiyse Fener kendisi bilir" şeklinde yorumladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili açıklamada bulunan Christian, “Erdoğan güçlü bir lider ve güçlü bir ülke için güçlü liderler lazım. Fransa'da da artık güçlü bir lider gerekli. Yoksa teröristler teraslarda bizi taramaya devam eder. Türkiye hakkında şunu diyebilirim. Erdoğan demokratik olarak çoğunluğun seçtiği lider. Türkler isterse onların kararı. Ben Chirac'ı sevmiyordum ama Le Pen'e karşı yüzde 80'den fazla oyla geçmişti. Ben onu sevmesem de ülkemin yüzde 80'ine düşman olabilir miyim? Hayır. İstemezlerse gider devrim yaparlar, bu onları ilgilendirir. Fransızlar veya başkalarının yorum yapmaya hakkı yok, beğenmeseler de başka ülkenin içişlerine karışma hakları bulunmuyor. Biz Türkiye'ye, Türkler de bize karışamaz öyle değil mi?" ifadelerini kullandı.
"İstanbul'a bisikletle gittim"
Gençliğinde Birleşik Milletler’in İstanbul'daki bir organizasyonu için arkadaşları ile oraya gitmek istediğini söyleyen Christian, "Nasıl gideceğimizi düşündük. Bisikletle İtalya'ya gittik, oradan Yunanistan’a geçtik. Sonra da Tekirdağ üzerinden İstanbul'a bisikletle gittik" dedi. Sultan Ahmet Camii'ni de gezdiğini söyleyen Christian, harika bir yapı. Buradaki dengi en fazla Versailles Sarayı" kıyaslamasını yaptı.
İstanbul'u çok beğendiğini söyleyen Christian, "Orada her kültür var. Bir cadde batı iken diğer cadde doğuyu anımsatıyor. Her kültür, her millet, her inanç var. Harika bir yer" dedi.
"23 yaşında evsiz hamile bir genç kadın"
Christian diğer evsiz arkadaşlarını da tanıttı. Her biri 45'in üzerinde olan evsiz erkeklerin arasında bulunan genç bir kadın dikkatleri üzerine topluyordu. Elisabeth 23 yaşında ve doğduğundan beri yetim yurdunda büyüdü. Eğitim görmeyen genç kız temizlikçilik yaptıktan sonra gözlerindeki kısmi engel sebebiyle engellilere özel bir kurumda kalırken oradan kovulduğunu ve daha sonra sevgilisi ile dışarda yaşadığını anlattı. Tam bir gün öncesi 3 aylık hamile olduğunu öğrenen genç kadın daha önce şiddetten düşük yaptığını anlattı. Elisabeth'in tek mutluluğu ise sevgilisinin akrabalarının olması. Yalnız büyüyen genç kadın, "Benim çocuğum kuzenlerle büyüyecek, mutluyum. Doğana kadar bir ev buluruz diye umuyorum" dedi. Genç kadın sokaklarda kadın olarak yaşamanın zorluğunu ve tecavüz, fiziksel saldırı tehlikelerin olduğunu anlattı.
İş bulup kurtulabileceğini ifade edenlere ise "Siz yatağınızdan kalkıyor, kahvaltınızı ediyor, duş alıp, temiz giyinip işe gidiyorsunuz. Ben bunların hiçbirini yapabilecek durumda değilim. Nasıl düzenli bir iş hayatım olabilir ki?" diyerek cevaplıyor.
Christian sokaklardaki tehlikeleri hatırlattı ve geceleri uyuyamadığını söyledi. Evsizlerin hayal da kuramadığını ve proje yapamadığını söyleyen adamın hayali ise sokaktan kurtulup düzenli bir hayata kavuşmak. Görüşmediği 15 yaşındaki oğlunu hafta sonları yanına almak ve yeni bir aile kurmak isteyen Christian, halen yaşadığı sokak ile de farklı bir bağı olduğunu ve bu bölgeyi terk etmenin kolay olmayacağını anlattı. Christian, "Birisi evinin içindeki ağacı budamak yerine penceresinin camına bir delik açtırıp dalları dışarı çıkardı. Burası çok özel değil mi?" deyip bahsettiği pencereyi gösterdi. Sanat meraklısı olduğunu ve şıklığa önem verdiğini söyleyen adam eşyalarının çalınmasından dolayı eski fotoğraflarının kalmadığını söyleyip yeşil sigorta kartının üzerindeki gençlik fotoğrafını göstererek, "Temizlenir, sakalları tıraş eder ve güzel giyinirsem yine buna benzerim" dedi.