MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de korona virüs salgınından olumsuz etkilenen bazı politikacıların ciddi hafıza kaybına uğradığına; hatta Türkiye’nin bugün geldiği noktayı, en azından yakın geçmişte ülkede olup bitenleri insaf ve ferasetle analiz etme yeteneklerini yitirdiğine şahit olunmaktadır.
Bununla birlikte Türkiye’de son birkaç yılda yaşanan baş döndürücü gelişmeleri ve sonuçlarını iyi bildikleri hâlde maksatlı olarak gerçekleri saptıran, bunun üzerinden çıkar ve fayda devşirmeye çalışan politikacılara da rastlanmaktadır.
Bilhassa ikinci kategoriye son girenlerden Saadet Parti’li Lütfü Yalman; Konya’da katıldığı bir yerel televizyon programında MHP hakkında asılsız ve iftiralarla dolu iddialar dile getirmiştir.
Her ne kadar L. Yalman MHP hakkındaki iddialarının kendi şahsi görüşü olduğunu ileri sürse de görüşleri; siyasi kimliği, partisi ve mensup olduğu inanç ekseni adına bağlayıcıdır.
Söz konusu iftira ve suçlamalar göstermektedir ki MHP’nin Türk siyasetinde temsil ettiği çözüm üretme, istikrarı kuvvetlendirme ve yapıcı siyaset takip etme misyonu SP ve öteki zillet ittifakı çevrelerinde hazımsızlığa yol açmıştır.
MHP’nin siyaset kulvarındaki müspet konumundan rahatsız olan üst akıl da zillet cephesine okyanus ötesinden sufle vermekte, partimizin bu etkin işlevinin baltalanmasını istemektedir.
Diğer taraftan, zillet cephesindeki politikacılar arasında baş gösteren dimağ hasarı ve hafıza kaybı ise Türkiye’nin geleceğine yön vermesi gereken siyaset kurumu açısından tehlike arz etmektedir.
Ancak zillet taifesinin yaşadığı kafa karışıklığı ve cinnet boyutuna varan MHP karşıtlığı, vicdanların sesini boğamayacaktır.
Çünkü özellikle Cumhur İttifakı ortaklığı çerçevesinde ürettiği olumlu siyaset hamleleriyle MHP’nin ortaya koyduğu etkili performansın takipçisi de destekçisi de doğrudan millettir.
Türkiye’de millete ve millî iradeye rağmen politika üretmeye çabalayanların hüsrana uğramaları kaçınılmazdır.
Lütfü Yalman gibi MHP muarızları, anlaşılan 15 Temmuz 2016 ihanet kalkışmasını, verilen şehitleri ve o gün Türkiye’nin uçurumun kenarından döndürüldüğünü unutturmaya çalışmaktadır.
Evet, MHP 15 Temmuz öncesinde Ak Parti yönetimini eleştirmiştir. Üstelik bunu hiçbir MHP sözcüsü inkâr etmemiştir.
Ancak 15 Temmuz’dan sonra köprülerin altından çok sular akmış; bütün siyasi partiler duruş, tutum ve tavırlarını gözden geçirmişlerdir.
MHP de Türkiye’nin içine yuvarlandığı istikrarsızlığı ve bölünme tehlikesini görerek yıllardır sürdürdüğü sorumlu ve yapıcı siyaset anlayışının gereğini yerine getirmiştir.
15 Temmuz ihanet kalkışmasından sonra MHP; Türkiye’nin bütünlüğü ve bekası adına millî mutabakatı esas alan bir duruş sergileyerek bu konuda Ak Parti ile uzlaşma içine girmiştir.
Türkiye artık 15 Temmuz 2016 öncesinin Türkiye’si değildir.
Ülkemizde artık milletin birlik ve dirliğini esas alan, hızla karar alıp uygulamaya dönük yeni bir yönetim modeli; yeni bir icra anlayışı devreye girmiştir. MHP de bu isabetli gidişi desteklemektedir.
Üstelik yeni yönetim modelinin oluşum ve yerleşmesine en büyük katkıyı sunan parti MHP’dir.
Bütün yalın hakikatlere rağmen partimizi hedefe koyan L. Yalman’ın dile getirdiği türden kara propaganda yöntemleri, alenen FETÖ destekçiliğidir.
Lütfü Yalman’ın iktidardan nemalanma ve iktidar ortaklığı iddiası da külliyen yalandır. Kendisini ve tenhalarda HDP’yle oynaşan zilletin vesairesi partisini ispata davet ediyoruz. Aksi takdirde müfteri oldukları bir defa daha ilan edilecektir.
MHP’nin iktidardan en küçük talebi veya icra erkine yönelik en ufak yönlendirmesi veya pazarlığı asla söz konusu olmamıştır.
Ortada bir hükümet ortaklığı, bir koalisyon yoktur ve ne Cumhurbaşkanlığı makamının ne de bakanlar kurulunun tasarruflarında MHP’nin en küçük bir dahli bulunmamaktadır.
Cumhur İttifakı; Türkiye’nin bekasını, birliğini ve istikrarını muhafaza etmeyi esas alan bir siyasi mutabakat ürünüdür ve iktidar ortaklığı değildir.
MHP Türkiye’nin meseleleriyle ilgili görüş ve önerilerini ise sık sık kamuoyuyla paylaşmakta ve iktidar da bunları kendince değerlendirmektedir.
MHP’nin iktidardan nemalandığını söylemek; Hakk’a, adalete, idrak ve izana ters düşmektir. L.Yalman’ın bütün camiamızı ve partimizi suçlamaya kalkmasında; hain bir emel, çirkef bir maksat, şerefsiz bir ima, ahlaksız ve haysiyetsiz bir bakış açısı vardır
Allah’a ve ahiret gününe inanan bir Müslüman’ın, bu tür temelsiz iddialarda bunması bühtandır, büyük günahtır.
Kendini İslam’ın sözcüsü sanıp yüce dinimiz adına tefsirişeriflerde(!) bulunarak MHP’yi mahkûm etmeye çalışan Lütfü Yalman; bu hak ve yetkiyi kimden, hangi ilahî makamdan almaktadır?
L. Yalman, Engizisyon mahkemelerindeki papazlara ne kadar da benzediğinin farkında mıdır?
L. Yalman, mucizeler söyleyen papağan rolüne mi, yoksa Dabbetülarz misyonuna mı soyunmuştur?
Oldukça tehlikeli ve kışkırtıcı bu tutumun; toplumda ve siyasi kesimler arasında husumeti körüklemeyi; milliyetçi ve muhafazakâr insanlar arasında fitne ve fücur tohumu atmayı hedeflediği açıktır.
Türk milleti bu tür alçakça oyunlara, birlik ve bütünlüğümüze yönelen facir, fasık ve satılık kalemlere karşı uyanık, müteyakkız ve sağduyuludur.
L.Yalman örneğinde görülmektedir ki MHP düşmanı siyaset eskilerinin alayında soysuzluk, ahlaksızlık, edepsizlik ve çirkeflik kabuk bağlamıştır.
Değil İslami eğitim almış olmayı ayrıcalık veya iman ölçme hakkına kavuşmak sanan Yalman gibi biri, hiçbir allame kendisini Türk-İslam davasına adamış MHP’yi muaheze edemez. Bunu yapmaya kalkanlara derhâl hadleri bildirilir."
Hibya Haber Ajansı