Batı'da karanlık bir döneme işaret eden Orta Çağ'ın, Doğu'da altın çağ olduğunu vurgulayan Atalay, "Dolayısıyla İslam'a ve Kur'an'a dair kullanılan bu tabir, hiçbir bilimsel temele, hakikate dayanmıyor. Büsbütün iftiradır, Batı'nın tercümanlığı ve borazanlığını yapmaktan ibarettir." diye konuştu.
Orhan Atalay, Doğu'daki birçok ilim ve kültür merkezinin söz konusu çağda tüm dünyayı aydınlattığına işaret ederek, Batı'nın Orta Çağ karanlığının hala bitmediğini düşündüğünü söyledi.
400 yıl süren köleliğin ve sömürgeciliğin faillerinin hangi uygarlıklar olduğunu soran Atalay, "ABD, İspanya, İngiltere ve Fransa'nın refah kaynakları nelerdir? Bu soruları sormak, cevaplarını bulmak, nerenin karanlık, nerenin aydınlık olduğunu belirlemek en asgari, vicdani mükellefiyet olsa gerek." ifadesini kullandı.
CHP'li Özel'in Diyanet İşleri Başkanlığının okul öncesi eğitim programına yönelik "Orta Çağ zihniyeti" sözlerini, "tarihin en büyük iftirası" olarak tanımlayan ve özür dilemeye çağıran Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün tek parti iktidarları dönemlerinde oryantalizmin bu türedi rivayetini yasalara dönüştürüp İslam'ı çağrıştıran her şeyi yasaklayan, ortadan kaldıran; Kur'an kurslarını, medreseleri kapatıp, camileri samanlıklara çeviren CHP'nin, bu yüz karası geçmişinden nedamet duyup muhafazakar, dindar kesimden özür dileyip helalleşmeye hazırlandığı, bunu açık açık dillendirdiği bir dönemde, adeta tek parti iktidarının barbarlığını veya 28 Şubat hoyratlığını hortlatan bir açıklamada bulunması kadar yüz kızartıcı bir ayıp tasavvur edemiyorum.
Bu açıklamayı yapan ilgili grup başkanvekilinin yaptığı şey, sömürgeciliğin keşif kolu oryantalizmin yerli tercümanlığından öte bir şey değildir. Şayet Kur'an gelişmeye engeldiyse, 27 yıl boyunca onun her türlü eğitim-öğrenimini yasaklamışlardı, neden bir karış ilerleme sağlayamadılar? Bu iddia sahipleri, Kur'an'ın acaba hangi öğretilerini akla, vicdana, bilime, gelişmeye, insanca yaşamaya mani görüyorlar?"