Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, “Anayasa’nın 148. maddesinde Olağanüstü Hal'de çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde dava açılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Mahkememiz de bu açık anayasal hüküm ve yukarıda ifade edilen ilkeler karşısında OHAL KHK’larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir” dedi.
Mahkememiz OHAL KHK’larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir”
Anayasa koyucunun lafzı, anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmenin esasen mahkeme eliyle anayasa değişikliği yapmak anlamına geleceğini kaydeden Arslan, “Bunun da yargısal aktivizm ve meşruiyet tartışmalarına yol açacağı her türlü izahtan varestedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin ‘hak eksenli’ yaklaşımının anayasal sınırlar içinde kalarak ve yargısal aktivizme tevessül etmeden temel hak ve hürriyetleri koruması şeklinde anlaşılması gerekir. Bu çerçevede söz gelimi Anayasa Mahkemesinin görev yetkilerinin düzenlendiği Anayasa’nın 148. maddesinde Olağanüstü Hal'de çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde dava açılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Mahkememiz de bu açık anayasal hüküm ve yukarıda ifade edilen ilkeler karşısında OHAL KHK’larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir” diye konuştu.
“15 Temmuz darbe teşebbüsüne rağmen 2016 yılında karara bağladığımız bireysel başvuru sayısı, 2015 yılındakinden daha fazladır”
Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruları sonuçlandırma oranındaki yükselişe dikkat çeken Arslan, “Anayasa koyucunun söz konusu kararnamelere ilişkin yargısal denetimi parlamento onayından sonra öngördüğü anlaşılmaktadır. Nitekim Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilerek kanunlaşan bazı OHAL KHK’ları hakkında Anayasa Mahkemesine iptal davaları açılmış, bu davalarda ilk inceleme aşamaları tamamlanarak incelemeye geçilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanım, malumları olduğu üzere Türk anayasa yargısındaki en önemli değişikliklerden biri 2010 Anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruları inceleme görevinin verilmesidir. Mahkememiz bugüne kadar bu görevi özenle etkili bir şekilde yerine getirmiş, bu durum uluslararası alanda da teyit edilmiştir. Geçen yılki konuşmamda memnuniyetle ifade ettiğim gibi gelen başvuruları sonuçlandırma oranı her yıl artmıştır. 2013 yılında yüzde 50 olan bu oran 2014 yılında yüzde 53’e, 2015 yılında ise yüzde 77’e yükselmiştir. Gelen başvuruları sonuçlandırma oranı 2016 yılı Temmuz ayına kadar artarak devam etmiş ve yüzde 85’e yükselmiştir. Hedefimiz 2016 yılı sonunda bu oranı yüzde yüze çıkarmak iken 15 Temmuz darbe teşebbüsü yaşanmıştır. Buna rağmen 2016 yılında karara bağladığımız bireysel başvuru sayısı, 2015 yılındakinden daha fazladır” ifadelerini kullandı.