ANKARAGÜCÜ sevdası, sadece Ankaralıları değil, Başkent’te yaşayan yabancıları da etkiliyor... İskoçyalı James Alexander Chalmers de bu sevdanın tutkunlarından... 1979 yılında İngiliz Hava Kuvvetleri’nde görevli olarak Ankara’ya gelen ve İngiltere Büyükelçiliği’nde çalışmaya başlayan Chalmers, uzun süre yaşadığı Başkent’te, futbola olan ilgisini Ankaragücü’nde yoğunlaştırırken, 19 Mayıs Stadı tribününde yer alıp, takımını her maçta desteklemeye devam ediyor. Ankaragücü’nde bir dönem forma giyen kaleci Rade Zalad sayesinde sarı-lacivertli takımla tanıştığını belirten Chalmers, şöyle konuştu:
“Türkiye’ye gelmeden önce, KKTC Limasol’daki İngiliz Hava Kuvvetleri Üssü’nde görevliyken, aynı zamanda hakemlik de yaptım. 1979 yılında Ankara’ya geldim. 1981 yılında, sonrasında eşim olacak Ayşen hanım ile tanıştım, 1983’te evlendik. 85’te kızımız oldu. Zalad’ın çocuğu ile kızımız aynı okula gidiyordu. Orada Zalad ile tanıştık. Beni, Ankaragücü’nün bir maçına davet etti. Protokol tribününden bilet ayarladı. 1989 yılında ilk kez Ankaragücü’nün maçına gittim ve o gün içimde bir Ankaragücü sevdası yeşerdi.”
KOMBİNE KARTINI MUTLAKA ALIRIM
“İnsanlar, neden Ankara’da oturup, F.Bahçe, Galatasaray, Beşiktaş ya da diğer takımları tutar anlamış değilim. Ben İskoçyalım. Edinburg’ta doğdum. Edinburg’un takımı, Hibernian’ı tutuyorum. Bizim kültürümüzde nerede doğarsan, oranın takımını tutarsın. Burada, bir çok arkadaşımı Ankaragüçlü yaptım. 15 yıl önce İnternet üzerinde kurduğumuz bir blok var. The Round Ball İn Ankara-Kanka Group. Burada, Ankaragücü ile ilgili paylaşımlar yapıyoruz. Bu sayede, dünyanın her yerinde Ankaragücü’nü tanıtıyoruz. İskoçya’da yaşayan arkadaşım, 4 kez Ankara’ya gelip, Ankaragücü maçı izledi. Grup içinde Gençlerbirliği’ni tutan arkadaşlarımız da var.”
“Ankara’daki maçları kaçırmıyorum. Genelde maraton ve gecekondu tarafında izliyorum. Stada gittiğimde herkes beni tanıyor. İskoçyalı geliyor diye bağırıyor. 20 kişilik bir grubumuz var birlikte maçları izliyoruz. Bazen deplasmandaki maçlara da gidiyorum. Gururluyuz güçlüyüz Ankaragüçlüyüz tezahüratı ile 19 Mayıs Stadı’nın atmosferi çok büyüleyici. Kulüp bu sene çıkarmadı ancak çıkarırsa her yıl mutlaka kombine kart alırım.”
BURADA BOŞ KOLTUĞU BULAN OTURUYOR
“Ankaragücü taraftarı çok ateşli, takımına tutku ile bağlı ve inanılmaz destek veriyor. Ancak bazen aşırı davranışlar oluyor ve takım ceza alıyor. Böyle olunca çok kızıyorum. Konya maçı vardı. Taraftar oyun alanına girdi. 5-6 maç ceza geldi. Takım, sahada yalnız kaldı. Bizler tribüne gidemedik. Maçları izleyemedik. Sonuçta taraftar kendi kendisini cezalandırdı. Oyuncular iyi oynamadığı, iyi mücadele etmediği zaman taraftar tepki gösteriyor. Tepkinin ölüçüsü kaçınca da istenmeyen olaylar yaşanıyor, yabancı maddeler, koltuklar atılıyor, ve federasyon ceza kesiyor. Bizim oralarda bunlar olmaz çünkü kemin nerede oturacağı, bellidir ve maç boy sürekli kameralar sizi takip eder. Burada herkes bulduğu boş koltuğa oturuyor. Taşkınlık yapsa da bireysel olarak ceza almıyor.”
“Geçmiş yönetimler, özellikle parasal açıdan Ankaragücü’ne büyük problemler yaşattı. Şu an çok iyi bir hava yakaladık. Mehmet Yiğiner’e çok güveniyoruz. Bizi şampiyon yapacağına inanıyoruz. Ancak, özellikle gelecek sezon için daha çok para lazım. Bu takım, üst lig için yeterli olmaz. Kaliteli oyunculara, yabancılara ihtiyacı var. 3 yıldır bu ligdeyiz, artık buradan kurtulmamız lazım. Teknik ekip ve futbolcular kendilerinden beklentinin farkında. Bu onların üzerinde baskı oluşturuyor. Ancak onlar, bu konuda ne yapacaklarını biliyor. Bu ligden çıkmanın ne kadar önemli olduğunun herkes bilincinde.”
TARAFTAR TAKIMINA SADAKATLE BAĞLI
“Ankaragücü taraftarı çok agresif diyorlar. Ben, dünyada, takımına bu kadar sadık bir taraftar grubu görmedim. Takım iyi oynamaya gayret etsin, mücadele etsin, taraftar onları maç boyu destekliyor. Herkes, Ersun Yanal’lı dönemi yeniden istiyor. Ersun Yanal’ı takımın başında görmeyi bekliyor.”
“Ankaragücü’nün anlamı benim için büyük. Onu, ilk sıraya koyabilirim. Aşırı derecede tutkuluyum. Ankaragücü adeta bizim kanımıza girdi. Ailece Ankaragüçlü olduk. Maçtan önce stadın yanındaki kafede buluşuyoruz. Maç bitiminde yenmişsek, Sakarya’ya gideriz. Kaybedersek, hepimizin morali çok bozuk olur ve evin yolunu tutarız. Özellikle bizden daha zayıf takımlara yenilmesini asla kabul edemiyoruz. O zaman kızgınlımız daha da artıyor.”
“Ankara’ya yeni bir stat gerekiyor. Bir çok yere yapıldı, Ankara’ya bir türlü yapılmadı. Burası Başkent ve Ankara’nın şanına yakışır bir stat olmalı. Ankara’yı ben kendi memleketim gibi görüyorum. 5 yıl Edinburg, 7 yıl Suudi Arabistan’da kaldık. 79’da Türkiye’ye geldiğimde sıkıyönetim vardı ve şartlar çok zordu. Türkiye kötü bir durumdaydı. Zamanla Ankara çok gelişti, çok değişti. Ancak stat konusunda çok geç kalındı.”