TÜRKİYE’NİN EKONOMİK GÜCÜNÜ KORUMASI ŞART
Türkiye’nin 2025 yılı itibarıyla enflasyonla mücadelede kritik bir eşiğe geldiğini ifade eden İbrahim Aydemir, Merkez Bankası’nın enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etmesinin piyasalara doğru sinyaller verdiğini söyledi. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine işaret eden Aydemir, Ocak ayındaki ithalat artışının dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtti ve şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye, üretim ve ihracat odaklı büyüme modeline geçmelidir. İthalata bağımlılığı azaltacak yapısal reformlar gerçekleştirilmelidir. TÜSİAD başta olmak üzere Türkiye’nin ekonomik aktörleri, sadece kar odaklı değil, milli menfaatleri de önceleyen bir yaklaşım içinde olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın iş dünyası ile yaptığı görüşmeler, bu çerçevede önem arz etmektedir. Türkiye, kendi sanayisini ve tarımını güçlendirmek zorundadır.”
Enflasyon rakamlarının beklentilerin üzerinde gelmesiyle ilgili de konuşan Aydemir, fiyatlama davranışlarının henüz tam anlamıyla normalleşmediğini, bu nedenle devletin özel sektöre örnek olması gerektiğini ifade etti.
TERÖRLE MÜCADELE KARARLILIKLA SÜRMELİ
DEM Parti’nin terörle arasına mesafe koymaması ve çözüm süreci ile barış kavramlarını bilinçli şekilde çarpıtmasıyla ilgili tartışmalara da değinen Aydemir, Türkiye’nin bu süreçte net bir tavır sergilemesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Terörle mücadelede hiçbir gevşekliğe, hiçbir tavize yer yoktur. Kayyum uygulamalarının eleştirilmesi, terörle mücadele gerçeğinin çarpıtılması anlamına gelir. Bugün terör tehdidi devam ettiği sürece, devletin aldığı tedbirler de meşrudur. Hükümetimizin ‘terörsüz Türkiye’ vizyonu, sadece Türkler için değil, Kürt kardeşlerimiz için de bir güvence olacaktır. DEM Parti’nin, terörle arasına net bir çizgi çekmeden siyaset yapması, en büyük handikaplarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti, küresel vesayetçi güçlerin oyunlarına gelmeden iç huzuru sağlamalıdır.”
İbrahim Aydemir, DEM Parti içindeki bazı isimlerin terörle mücadeleyi pazarlık konusu yapmaya çalıştığını ve bu söylemlerin Türkiye’nin birlik ve beraberliğine zarar verdiğini de sözlerine ekledi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN DİYALOG POLİTİKASI ÖNEMLİDİR
Ahmet Hakan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikadaki dengeli tutumunu koruması yönündeki çağrısına da atıfta bulunan Aydemir, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde stratejik aklı öncelemesi gerektiğini belirtti. Gazze konusunda Türkiye’nin insani yardımları artırması ve diplomasiyle çözüm yolları üretmesi gerektiğini söyleyen Aydemir, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın Trump ile ilişkilerini doğru yönetmesi, Türkiye’nin küresel diplomaside elini güçlendirecektir. Bugün Gazze’de yaşanan dram, sadece bir ülkenin değil, insanlığın meselesidir. Türkiye, Filistin davasını diplomasi zemininde en güçlü şekilde savunan ülkedir. Bu noktada diyalog kapılarının açık tutulması, Türkiye’nin çıkarına olacaktır. Devletimizin uluslararası platformlardaki etkinliği, ancak akılcı diplomasi ile güçlenebilir.”
İbrahim Aydemir, Türkiye’nin iç politikada istikrarını sağlamadan dış politikada etkin olamayacağını da belirterek, ekonomik ve siyasi reformların kararlılıkla devam etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
“TÜRKİYE, BÖLGESEL GÜÇ OLMA YOLUNDA KARARLI”
Türkiye’nin bölgesel dengelerde aktif bir rol oynadığını vurgulayan Aydemir, Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin liderliğinde yürütülen politikaların Türkiye’nin küresel rolünü güçlendirdiğini söyledi. Osmanlı’dan gelen tarihsel reflekslerin doğru yönetilmesi gerektiğini belirten Aydemir, “Türkiye, emperyalist oyunlara karşı kendi milli politikasını oluşturmak zorundadır. İç cephede güçlü, dış politikada kararlı bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.
Aydemir, son olarak Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını pekiştirmek için üretim, istihdam ve ihracat odaklı politikaların daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.