Bakan Fidan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Dinamik ekonomisiyle, güçlü altyapısıyla, siyasal istikrarıyla ciddi kapasitesi olan güvenlik ve savunma sistemleriyle Türkiye, sadece Avrupa Birliği için değil parçası olacağı herhangi bir ittifaka inanılmaz derecede güç ve değer katacak bir aktör.
Tarihsel olarak önceliğimizi hep Avrupa Birliği’nden yana kullandık ve hala daha onu tercih ediyoruz. Bu noktada özellikle ekonomik, siyasal işbirliğinin Avrupa Birliği kurumlarıyla derinleşmesi daha ileri adımlar atması konusunda bir tereddüdümüz yok. Ama Avrupa Birliği’nin bazı üye ülkelerinin özellikle kimlik siyaseti takip ediyor olması kendi iç politikalarında daha ucuz ve az maliyetli olan Anti Türkiye, Anti İslam söyleminin başka göçmen kartlarıyla da birleştirilip bir bulut içerisinde, propaganda faaliyeti olarak toplumlarına sunulması ve bunun üzerinden ucuz oy devşirilerek iktidara gelinmesi tabii kendilerine iktidara getiriyor ama demokrasilerin de bir açmazı bu. Stratejik düzeyde Avrupa Birliği’ne ciddi bir problemli alana itiyor.
Tam da büyük dayanışmalara, büyük ittifaklara ihtiyaç olunan bu dönemde Avrupa Birliği’nin sadece Atlantik’in diğer tarafından gelecek olan yardımlar ve destekle ayakta durabilen bir yapı halinde olmuş olması tabii ki tarihsel açıdan kendileri için tekrar tekrar düşünüp ‘Biz nerede hata yaptık?’ diye soracakları bir soru. Biz Türkiye olarak buradaki dinamik yapımızla, siyasi istikrarımızla, güçlü ekonomimizle, dinamik nüfusumuzla ve bölgedeki işbirliğimizle, ağlarımızla her zaman için Avrupa Birliği’ne ilişkilerimizi daha da ilerletmeye tarafız.
Onlar kimlik siyasetinden kurtulup bunu stratejik bir çerçeveye ne zaman, nasıl taşırlar o tabii ki onların bir tercihi. Ama biz onlar bu tercihi kullanmıyor diye kendi merkez ülke olma stratejimizden ve tarihsel yolculuğumuzdan vazgeçmeyeceğiz.”
Hibya Haber Ajansı