Soylu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli 7.7 ve ardından Elbistan’da 7.6’lık iki büyük depremden sonra devletimizin bütün birimleri, aziz milletimiz, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler herkes bir mücadele ortaya koymaktadır.
İlk depremle haber alır almaz, yine planlarımız, Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde tüm birimler yol şartlarının ağır olmasına, hava şartlarının çok olumsuz olmasına rağmen yerlerine intikal etti. Bazı yerlerde havalimanları çalışmadı, hala çalışmayan yerler var. Bütün bu olumsuzluklara, kara kışın getirdiği olumsuzluklara, aynı zamanda özellikle depremin bu bölgede neredeyse yolları ortadan yarmasına rağmen vatandaşımızın imdadına bir an önce yetişebilmek için bütün Türkiye devletiyle, milletiyle seferber oldu.
Birçok afette çalıştık. Afette usulümüz şudur. Arkadaşlarımız burada, bu masanın etrafında çalışır. Bizler de sokakta ve sahada esas sıkıntıları belirleriz ve ondan sonra meseleyi hem saha hem masa olarak birlikte değerlendirir, çözüm üretiriz ama bu afetin çok büyük bir afet olduğunu söylemek istiyorum.
Bu karşı karşıya kaldığımız afet, yüzlerce ayrı detayın aynı anda yönetilmesini gerektiren bir afettir. 250 kilometre fay hattı ve yaklaşık 99 bin 362 kilometrekare Macaristan’dan, Portekiz’den, İrlanda’dan, Çek Cumhuriyeti’nden büyük, Hollanda’nın iki katı yani büyük bir afet alanında çok güçlü bir yerkürenin gördüğü denizler hariç karada en büyük depremlerden birisi.
Devlet, bütün imkan ve kabiliyetini sevk etmektedir. AFAD, ölüm sayılarını sürekli olarak açıklamaktadır. Müdahale sayılarını, enkazdan yaralı olarak kurtarılanların sayılarını açıklamaktadır. Burada çok büyük bir operasyon yürüttüğümüzü söylemek istiyorum.
Takviyelerle birlikte burada görev yapan arkadaşlarımızın sayısı toplam 20 bin. Herkes burada büyük bir mücadeleyi ortaya koymaktadır. Bugüne kadar son aldığımız rakam 5 bin 323 vatandaşımızı Kahramanmaraş’ta kaybettik. Allah rahmet eylesin. 4 bin 493’ü de şu ana kadar defnedildi.
Mezarlar kazılıyor. Yıkamalar yapılıyor. Adli tıp uzmanıyla ve başsavcıyla kimliklendirme yapılıyor. Kriminal ekiplerimiz, parmak izlerini alıyor. Kimliklendirilenler ve sahipliler aynı zamanda görgü yapıyor. Bütün tutanaklar tutuluyor ve hocalarımız vasıtasıyla definler gerçekleştiriliyor. Burada dinimizin emrettiği, inancımızın emrettiği bütün usuller hiçbir eksiklik yerine getirilmeden sağlanmakta ve gerçekleştirilmektedir.
Deprem, hakikaten ortaya koyduğu hasarla hepimizi etkilemektedir. Ama öbür tarafta insanlık suçu işlenmektedir. Bu ayıptır. Onları ayıplarıyla baş başa bırakacağız. Nasıl bir ruh halidir bu? Belki biz de biraz bahsettiğimiz meftalarımız gibi bizden sonra gelenler bunu değerlendirecek. Bu dünyanın öteki dünyası da var. Burada bütün devlet ayakta. Bütün herkes elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor.”
Hibya Haber Ajansı