Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda devam eden ‘2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’ görüşmeleri kapsamında hükümet adına söz aldı. Kudüs’ün yeryüzünün ikinci Meclis’i olduğunu belirten Yıldırım, “Ailemizin ayrılmaz parçasıdır. Sezai Karakoç’un dediği gibi gökte yapılıp yere indirilen şehrin adıdır. Kudüs, sana aziz Türk milletinden selam gönderiyoruz. Geçtiğimiz günlerde Amerikan yönetimi Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak gördüğünü ve büyükelçiliği Kudüs’e taşıyacağını duyurdu. Amerikan yönetiminin bu kararı uluslararası hukuka ve BM’nin aldığı kararlara terstir ve yok hükmündedir. Dünyada hiçbir ülke, vicdan sahibi bu kararı onaylamadı, onaylamaz. Bütün dünya biliyor ki bugün İsrail Kudüs’te işgalci konumdadır. Bu kararla yıllardır barış bekleyen, bölgedeki sorunları çözmek yerine bölgede ateşin üzerine benzin dökülmüştür. Bu kararı alanlar Ortadoğu’da barış istenmediğini alenen ortaya koymuştur. Bu durum bölgede var olan sorunları çözmeye katkı sağlamadığı gibi küresel terörün artmasına da zemin hazırlayacaktır. Çözüm, ancak BM kararlarına uygun olarak taraflar arasında varılacak nihai anlaşmayla mümkündür. BM Güvenlik Konseyinin Kudüs gündemli toplantısında bağlayıcı karar ne yazık ki alınamamıştır. Bu olay da göstermiştir BM’nin dengesiz yapısının küresel sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığıdır. Putin’in Türkiye’de olması tesadüfi değildir” ifadelerini kullandı.
Çarşamba günü İslam İşbirliği Liderler Zirvesi’nin İstanbul’da toplanacağını hatırlatan Yıldırım, “Burada uluslararası toplum ve İslam ülkelerinin bir ve beraber hareket etmesidir. Filistin halkı haksız, hukuksuz, kibirli karar karşısında asla yalnız değildir. Yüce Meclisimiz bu konuda bütün parti gruplarının yayımladığı ortak bildiriyle Filistin halkının yanında olduğunu beyan etmiştir” dedi.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
“Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Filistin meselesi ve Amerikan yönetiminin aldığı kararla ilgili değerlendirmede bulundu. ‘Başkanın bütün liderleri aradığı halde, Cumhurbaşkanımızı aramadığını’ ifade etti. Doğru. Cumhurbaşkanımızla Trump arasında görüşme olmadı, çünkü Cumhurbaşkanımızın görüşü bellidir. Olsa olsa Trump bunu bildiği için aramaya dahi cesaret edememiştir ama Sayın Cumhurbaşkanımız bu konunun başlamasından önce bu konuda bütün liderlerle gerekli telefon diplomasisini yapmıştır. ‘Kudüs’ konulu en büyük toplantının Türkiye’de gerçekleşmesini sağlamıştır. Diğer konu da burada yine Kudüs’ün fiili durumudur. Kudüs’te şu anda birçok İsrail’in devlet kuruluşları yer almaktadır. Biz, Kudüs’ü asla ve asla İsrail’in başkenti olarak tanımadık, bundan sonra da çözüm oluncaya kadar tanımayacağız. Bu nettir. Neden Tel Aviv İsrail’in başkenti olarak yazılmamış, internet sitesinde. Elimde anlaşmalar var, 1996 yılında merhum Demirel İsrail’e resmi ziyaret yaptığında 6 adet anlaşma yapmış, 6’sını da Kudüs’te yapmıştır. Bunarı yaptı diye Sayın Demirel, Kudüs’ü başkent olarak mı tanımıştır? Bizim için İsrail’in başkenti Tel Aviv’dir. Bizim, Kudüs’te büyükelçiliğimiz var ama Filistin devletinin büyükelçiliği.”
Amerika ile olan diplomasi trafiğine işaret eden Yıldırım, FETÖ konusunda ABD’nin takındığı tutumu eleştirdi. Rıza Zarrab davasına işaret eden Yıldırım, “Zarrap davasını yeniden (Genel Kurulda) açalım. Zarrab hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma açılmış, takipsizlik kararıyla kapanmıştır. İtiraz edilmiş. 6. Ceza Sulh Mahkemesi itirazı reddetmiş. Adı geçen bakanlar hakkında soruşturma komisyonu rapor hazırlamış. Genel kurula gelmiş değerlendirilmiş. Genel kurulda soruşturmanın açılmaması yönünde kararını yüce Meclis ortaya koymuş. Şimdi Amerika’da bu davanın sanığı olarak yola çıkan, mahkemeye gelmeden tanığa dönen şahısa bakalım. Bu şahıs diyor ki, ‘Ben yalan söylersem ceza almadan kurtulacağım’. Sayın Kılıçdaroğlu’na katılıyorum, biz şarlatanın söylediklerine mi yoksa Yüce Meclis’in kararına mı itibar edeceğiz? Tabii Yüce Meclis’in kararına itibar edeceğiz. Bütün bunlar 17-25 Aralık darbe girişiminde konuşulmuş, yeni söylenen hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla böyle bir girişimi de ihtiyaç yoktur” diye konuştu.
Avrupa Birliği sürecine değinen Yıldırım, Kıbrıs meselesinin AB üyeliğini tıkayan konu olmaktan çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Dış politikada bölgeye bakıldığında ciddi boranların olduğunu anlatan Yıldırım, “Suriye’de itilafların sona ermesi, sahada sukünetin sağlanması çabalarımız sürüyor. Halep’te ilan edilmesini sağladığımız ateşkesin ülke geneline yayılması için ciddi bir çaba sarfettik” dedi.
Suriye’deki gelişmelere değinen Yıldırım, “Asla Kürt kardeşlerimizi hedef almadık, onların ihtiyaçlarını görecek iletişimi açık bıraktık. DEAŞ ve PKK, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. Irak hükümetinin sınır kapısını tam kontrol altına almak için önümüzdeki günlerde Gaziantep’te toplantı gerçekleştireceğiz. İnsan haklarının ayaklar altına alındığı büyük bir etnik kıyım yaşıyoruz. Myanmar’da insanlar evlerinden atılmış durumda. Oraya insani yardımları en önce ulaştıran Türkiye olmuştur” dedi.
Yıldırım, Suriye’de işler yoluna girdiği zaman Süleyman Şah Saygı Karakolunun tekrar faaliyete geçeceğini ifade etti.
Enise Vural