İşte Batuhan Yaşar'ın o yazısı...
Hemen söyleyelim..
Akıncılar İddianamesi bugün açıklanıyor..
Tam 1600 sayfa..
İçeriği itibarıyla farklılıklarla karşılaşacağız..
Bu ifadeyi olumlu manada kullanıyorum..
Dünkü yazımız çok ses getirdi. Öğle saatlerinde Başsavcılıktan o açıklama geldi:
-“21.07.2016 tarihinde saat 10.22’de ABD Başkonsolosluğu adına kayıtlı numaradan Adil Öksüz'ün cep telefonunun arandığına dair kayıt var.”
Bu açıklamanın ardından 4 saat sonra bu kez ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yazılı açıklama yaptı..
Elçilik, Adil Öksüz’ün ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğundan arandığını doğruladı ve Türkiye’nin talebi üzerine Adil Öksüz’ün vizesini iptal ettiklerini belirtti:
“ABD yasaları gereğince Öksüz’ü arayarak kendisini bu iptal konusunda bilgilendirmeye çalıştık. ABD Başkonsolosluğunun şüphe uyandırmaktan çok uzak olan bu çağrısı darbe girişiminin ardından ABD ve Türk emniyet güçlerinin yakın iş birliğini sergilemektedir.”
Kabul etmek lazım ki ilginç ve dikkat çekici bir açıklama..
Türkiye’nin aradığı ama ulaşamadığı bir kişiye ulaşabiliyorsunuz..
Bu açıklamayla iki önemli soru daha ortaya çıkıyor:
1-Adil Öksüz’e ulaşıldığı ve kendisi ile görüşüldüğü Türk emniyet yetkililerine bildirildi mi?
2-ABD yasaları gereği bilgilendirilmek zorunda deniliyor.. Acaba daha önce ABD Konsolosluğu vizesini iptal ettiği bir kişiyi telefonla arayıp bilgilendirmiş mi?
Obama yönetimin Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklamaları Ankara’da hayal kırıklığına neden olmuştu. Hatta darbenin başarısızlığa uğrayacağının anlaşılmasının ardından bu açıklamanın yapıldığı iddia edilmişti:
“Türkiye’de barış, istikrar ve devamlılık olmasını umuyorum.”
Bu açıklamanın ardından seçilmiş cumhurbaşkanı ve hükûmetin mi yoksa darbecilerin mi desteklendiği konusu da çok su götürür..
İşte böyle açıklamaların yapıldığı, hani nerede bilgi belgeler denilen bir ortamda Adil Öksüz’ün vizesi iptal ediliyor ve aranarak bilgilendiriliyor.
Size de ilginç gelmiyor mu?
Darbeyi yöneten biri hem de kaçtıktan sonra ABD konsolosluğundan niye aranır.
Bunun mutlaka bir cevabı olmalı..
Vize iptal cevabı bana inandırıcı gelmedi.
Darbe günü yani 15 Temmuz’da Büyükada’da yapıldığı iddia edilen toplantı hâlâ akıllarda. CIA’in Orta Doğu uzmanı Graham Fuller ve Henry Barkey'in de o toplantılara katıldığı söylenmişti.
Akıncı İddianamesinin dengeleri Türkiye lehine değiştireceğini yazmıştık.
Bunun altını tekrar çizmek istiyorum..
Yer yerinden oynayacak
Öyle bilgi ve belgeler açıklanacak ki yer yerinden oynayacak.
Akıncılar İddianamesi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbesini nasıl gerçekleştirdiği, bilgi ve belgeleriyle bütün delilleri, ses ve görüntü kayıtları ile ortaya koyuyor.
Bir defa çok açık yalın, her şeyi net olarak ortaya koyan bir iddianame olduğunu söyleyebiliriz.
ABD’deki veya Almanya’daki ilkokul 1. sınıf talebesine bile okutsanız “Aaa evet bunu FETÖ yapmış” diyecektir emin olun..
FETÖ’nün hamlesi boşa düştü..
Size bir haber daha verelim..
Sizce Almanya’da, medyası, siyasetçisi ve istihbaratçısı niye FETÖ’yü aklama derdine düştü dersiniz.
Hem de bütün Almanca konuşan ülkeleriyle birlikte..
Ama bunun ikinci aşaması var..
FETÖ, yurt dışında kendisini aklamak için yeni bir hamle başlatıyor.
Mağdur rolü oynamaya hazırlanıyor.
FETÖ’nün bütün planlarını yine bu sütunlardan deşifre edeceğiz..
İşte bugün açıklanacak olan iddianame FETÖ’nün bütün hamlelerini boşa düşürecek.
Yurt dışında, dostlarımız, stratejik ortaklarımız tarafından FETÖ lehine estirilmeye çalışılan rüzgâra büyük sekte vuracak.
Türkiye’nin 6 ay önce Obama yönetiminin Adalet Bakanına verdiği klasörlerin kapaklarının bile açılmadığı ortaya çıktı.
İşte o dosyaların içinde bugün açıklanacak olan o iddianamede yer alan deliller vardı.
Almanya’da olup biteni de yakından izlemek lazım.. Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı (İç İstihbarattan sorumlu) Hans-Georg Maasse’nin, Alman siyasetçilerin aksine daha itidalli açıklaması gözlerimizden kaçmadı. Maasse, “Türkiye ile terör iş birliğimiz sürecek” diyor.
Akıncılar iddianamesi Türkiye’nin elini çok daha güçlendirecek.
Tekrar yazmakta fayda var, batılı dostlarımız bakarsınız özür dilemek zorunda kalırlar..
Çok spekülasyon yapıldığı için yazmak zorunda kaldım.
Önce Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ı bir kez daha tebrik ediyoruz. Müthiş bir iş çıkarttı.
Ama ben kendisi ile ne telefonla ne de yüz yüze konuştum.
Merak edenlere duyurulur…