Aktaş, ebeveyn olmanın gerçekten çok zor bir iş olduğunu anlatarak "Çocuğun fizyolojik ihtiyaçlarının karşılamaya çalışırken onu duygusal açıdan doyurabilmek, sorularına doğru yanıtları, doğru şekilde verebilmek ve en önemlisi sağlıklı bir iletişim kurabilmek. Sağlıklı bir ebeveyn ilişkisinde dikkat edilmesi gereken noktaların başında çocuklarla konuşmak geliyor. Büyüme ve öğrenme sürecindeki çocuklar iletişimi ellerindeki en önemli kaynak olarak kullanıyor. Soruyor, dinliyor, anlatıyor. Hayatı en yakınlarından öğrenmeye çalışırken duyduklarını ve öğrendiklerini kendince yorumlayabiliyor" diye belirtti.
Acıbadem Eskişehir Hastanesinden Uzman Psikolog Hilal Aktaş, bu nedenle çocuğa söylenilen her kelimenin bir anlam oluşturabileceğini ve düşünmeden kurulan cümlelerin olumsuz psikolojik sonuçlar doğmasına sebep olabildiğini söylüyor. Psikolog Hilal Aktaş, bu durumda çocuğun kendini güvensiz, yetersiz hissetmesine, ebeveyn çocuk arasındaki iletişimin bozulmasına ve çocuğun yetişkinlere olan güven duygusunu zedelenmesine neden olabileceğini anlatıyor. Farkında olmadan yapılan bu hataların ilerleyen zamanlarda çocukta tepki olarak ortaya çıktığını belirten Psikolog Hilal Aktaş, “İsyankar ya da içe kapanık, iletişime girmekte zorluk çeken bir kişilik ortaya çıkar. Çocuk, aşırı öfke, saldırganlık ve depresif ruh hali olarak da tepkisini dışarıya yansıtabilir” diyor.
“Çocuklara kullanılmaması gereken ifadeler”
Sağlıklı bir kişi olarak yetişmeleri için, ebeveynlerin çocukların dış görünüşü ve özellikleri ile şaka bile olsa dalga geçmemeleri, lakap takmaktan, onları tehdit ederek konuşmaktan, stres yaratabilecek cümleler kullanmaktan kaçınması gerektiğini söyleyen Psikolog Hilal Aktaş, çocuklarda ‘asla kullanılmaması gereken’ ifadeleri sıraladı;
Tembel”, “İnatçı”, “Sakar”, “Şımarık”: Büyüme evresinde çocuklara olumsuz sıfatlar kullanmamak gerekiyor. Bu şekilde yetiştirilen çocukların davranışları da aynı yöne doğru eğilim gösterebiliyor. Çünkü ebeveynler farkında olmasa da bu sıfatlar zamanla çocuğun kabul alanına giriyor ve çocukta bu özelliklerin gelişmesine neden olabiliyor.
“Baban eve gelsin bütün yaptıklarını anlatacağım”: Disiplin çocuklar için gerekli. Ancak, çocuğu anne ya da baba ile tehdit etmek, psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Bu nedenle çocuklara disiplini öğretirken iletişime engel olacak cümleleri kullanmamak gerekiyor.
“Beni üzmeye devam edersen hasta olurum”: Günlük yaşam sırasında çocuklara bu tarz cümleler kullanmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü, hasta olmak doğal bir durum olmakla birlikte, olası bir hastalık durumunda “annem benim yüzümden hasta oldu” düşüncesi çocukta suçluluk duygusuna sebep olabiliyor. Sonuçta ancak psikoterapi ile çalışıp düzeltilen bir sorun ortaya çıkıyor.
“Seni bırakıp giderim”: Ebeveynlerin, çocuğu olumsuz bir davranışından caydırmak için yokluklarıyla da tehdit etmemeleri olumsuz sonuçlar oluşturabiliyor. Bu şekilde konuşmak çocukta anksiyete bozukluğuna sebep oluyor. Ayrılık kaygısı yaşayan çocuk, ebeveyne bağımlı hale geliyor, kendi yatağında uyumak istemiyor, okula gitmemek için değişik fiziksel yakınmalara başvurduğu gözleniyor.
“Büyüklerine asla karşı çıkma” Kültürel ve geleneksel olarak her ne kadar büyüklerimize saygılı olmamız gerektiği bizlere aşılanan bir davranış modeli olsa da, çocuğun da haklarının olduğunu hatırlamakta fayda var. Çocuğu ebeveynden ayrı, kendi kişilik özellikleri, kendi düşünceleri, kendi dünyaya bakış açışı olan bir kişilik olarak kabul etmek ve bu yönde desteklemek, yetiştirmek gerekiyor. Buna karşılık “saygı karşılıklı olmalıdır” düşüncesini aşılamak daha doğru bir davranış oluyor.
“Çok meşgulüm, seninle ilgilenemem”: Bu cümle çocuklarda sevilmediğini ve kendisine değer verilmediğini hissettirebiliyor. Onun yerine, “Ben de seninle ilgilenmek istiyorum fakat şu anda biraz işim var, biter bitmez hemen yanına gelip seninle ilgileneceğim” demek daha doğru bir ifade biçimi.
“Neden onun gibi değilsin”: Çocuğu arkadaşlarıyla ya da kardeşleriyle hiçbir şekilde kıyaslamamak gerekiyor. Başka birine benzemesini istemek, çocuğun kendini yetersiz hissetmesine ve özgüven kaybına yol açıyor.
“Sen bunu yapamazsın”: Çocuğun öz güvenini kıracak bu tarz cümleler, hırslarının kurbanı olan bir yetişkin olmalarına neden olabilir. Bu yaklaşımın tam tersi, “Benim çocuğum her şeyi başarabilir” de yanlış bir ifade. Çocuk da bir kişinin her şeyi yapabilmesinin mümkün olmadığını bilmeli. Çocuğa çaba göstermeyi, sabrı ve azmi öğretmek daha doğru olacaktır.
“Sen çok iyi bir çocuksun”: İyi niyetle söylenen bu ifade, çocuğa gereğinden fazla sorumluluk yükleyebiliyor. Hiç kimsenin kusursuz olmadığı, herkesin yanlış yapma hakkına sahip olduğunun unutulmaması gerekiyor. Bu durumda, olumsuz bir davranıştan sonra çocukla konuşup doğru davranışın ne olduğunun anlatılması daha yararlı olacaktır.
“Dur sana yardım edeyim”: Bir çocuğun her şeyi doğru yapması elbette beklenemez. Kendi başına bir şey yaparken hata yapmasına izin vermek ve ona yardım etmemek gerekiyor. Her defasında çocuğun yardımına koşmak, onun da her defasında başkalarına ihtiyaç duymasına ve kendi becerilerini geliştirmemesine yol açabiliyor.