Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Bilindiği gibi 2020 ve 2021 ramazan ayını salgının gölgesinde kısıtlamalarla geçirmiştik. Dünyanın çok da iyi imtihan vermediği salgın süreci, ülkemizini kapasitesini görmemize vesile olmuştur. Gelişmiş ülkelerin bile yalpaladığı bir dönemde Türkiye'nin güçlü çıkması önemlidir.Küresel emtia fiyatlarının artışı ülkemize de yasıdı. Karadeniz'deki savaş da küresel dengesizliği artırdı.
Milletimiz markette, pazarda alışık olmadığımız yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Elbette yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları sadece bizim sorunumuz değil. Avrupa ülkeleri daha büyük sorunlarla uğraşıyor.Fahiş fiyat artışıları sadece bizim sorunlarımız değil, Avrupa ülkelerinin çoğu bu durumla karşı karşıya. Küresel tüm gelişmeler bizi de etkiliyor.
Karadeniz'in kuzeyinde başlayan savaş küresel piyasalardaki dengesizliği iyice arttırdı. Bölgesel durum itibariyle tüm dünya ile entegre ekonomiye sahip ülkeyiz. Küresel düzeyde yaşanan her gelişme bizi de yakından ilgilendiriyor. Bir de buna gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıları eklediğimiz milletimiz yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır.
Geçtiğimiz yılın son aylarında ekonomimiz döviz kurundaki rasyonel gerekçesi olmayan yükselişin yol açtığı sarsıntıya maruz kaldı. Aldığımız önlemlerle 20 Aralık'ta itibaren piyasaları yeniden istikrara kavuşturduk. Bu sıkıntının da üstesinden geldik. Küresel emtia fiyatlarının ülkemize yansımaları, döviz kurundaki artışın da etkisiyle ağır oldu
Türkiye'yi dünyanın en büyük ekonomisinden biri yapma hedefinden geri adım atmadık, atmayacağız.Vatandaşı enflasyona ezdirmeyecek bir yöntemle bu zor dönemden çıkacağız.
Tüm bunlar bizim milletimize karşı sorumluluğumuzu ortadan bahaneler değildir, olamaz. Karşımıza çıkan tabloya bakarak tarihi karar verdik. Ya ekonomimizi klasik anlamda faiz enflasyon sarmalına sokup, yatırım ve harcamaları kısarak işsizliği arttıracaktık, ya da yeni paradigmayı ortaya koyacaktık. Biz ikincisini tercih ettik. Faiz enflasyonu bir kenara bırakarak yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütecek yeni bir programı hayata geçirdik.
Şimdi yeni bir safhaya geçiyoruz. Ara hedefimiz, enflasyon ve fahiş fiyatla, gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkarmaktır.İnsanlarımızın mevcut işlerinin korunmasına, onun da ötesine yeni istihdam açılmasına öncelik verdik. Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel üretim sisteminde ülkemizi önde gelen merkezlerden biri haline getirmek için harekete geçtik. Sanayimizin yolların ve limanların çalışıyor olması, ihracatımızın rekorlar kırarak artmayı sürdürmesi hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir.
Sağlık hizmetleri yanında kamu düzeni, istihdam, üretim, ihracat gibi alanlarda gösterdiğimiz güçlü performansla ülkemizi küresel kriz ikliminden ayrıştırdık. Gelişmiş ülkelerin dahi sarsıntılar yaşadığı dönemden Türkiye'nin güçlenerek çıkması çok çok önemli başarıdır. Hamdolsun salgın tehdidini büyük ölçüde geride bıraktık. İnşallah yakında tüm izlerini süreceğiz.
Vesayetle, terör örgütleriyle, darbeyle elde edemedikleri neticeyi ekonomi üzerinden devşirmeye çalışanların 2023 hesaplarını bozmak hepimizin namus borcu. Kazanmadık gönül bırakmayarak 2023 seçimlerinden zaferle çıkıp ülkemizi hak ettiği yere ulaştıracağız.
Ülkemize her vatandaşımızın hayatına dokunan eser ve hizmetler kazandırdık.Ülkemizi 20 yıldır en ileri demokrasi, kalkınma seviyesine çıkarmaya çalışırken birkaç alanın üzerinde adeta titredik. Köylerinden ilçe ve il merkezlerine kadar ülkemizin her karışında izleri görülen geri kalmışlığın, altyapı eksikliğini ortadan kaldıracak yatırım seferberliğidir.
Ankara'da çukurlardan geçilmiyor. İstanbul bundan farklı mı? Hayır. Arkadaşlar bunları milletimize anlatmaya mecburuz. Anlatacağız ki milletimiz de bunların notunu versin.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket ettik.Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023, aynı zamanda bizim kalkınma programlarımızın da dönüm noktasıdır.
Üzerine titrediğimiz alanlardan biri de savunma sanayi. Can ve mal güvenlikleri emniyette olmayan, geleceğinden umudunu kesmiş insanların yaşadığı ülkede demokrasinin, kalkınmanın gerçek manada tesisi mümkün değildir. Bunun için sınırlarımızı koruyacak güçlü ordu, içeride huzurumuzu sağlayacak güçlü polis ve jandarma teşkilatı, donanımlı istihbarat teşkilatına ihtiyaç vardır. Artık Türkiye'nin temel al yapı ihtiyaçları konusunda eksiği kalmamıştır. Ülkemizin ayağında pranga olan terörü bitirmek için adımlar attık. Terörü sınırımız içinde bitirme noktasına geldik. Sınırlarımız ötesinde de kalıcı güvenlik koridoru oluşturduk.
İşe terörle mücadeleyle başladık. Terör meselesini daha fazla kan dökülmeden, yürekler yanmadan suhuletle çözmek için riskleri alarak adımları attık. Çözüm süreci diye bilinen girişimi de bu samimi niyetle başlattık. Baktık ki terör örgütü bu dilden anlamıyor, başka ajandalar peşinden koşuyor, öyleyse biz bunların anladıkları dilden konuşacağız dedik.
Uzlaştıkları bir cumhurbaşkanı adayları yok, bir programları da yok."
Hibya Haber Ajansı