Erdoğan'ın konuşmasından bazı atır başları şöyle:
"Tam 70 yıldır bu güzide eğitim kurumlarının yılarının artmasında emeği olan İmam Hatip Gönüllülerine teşekkür ediyorum. Okullarımızda görev yapmış olup da ahirete irtihal eden idarecilerimiz ve öğretmenlerimiz ile evlatlarımıza fedakarca hizmet etmiş tüm kardeşlerimi gerektiğinde kendi çocuklarının rızkından keserek İmam Hatip mesleğine sahip çıkan tüm hayırseverlerimizi tekrar rahmetle yad ediyorum.
Esasen İmam Hatiplerin tarihi milletimizin hak hukuk özgürlük ve adalet mücadelesinin de tarihidir. Kuruluşundan itibaren İmam Hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur.
Vesayet gölgesi kalktıkça İmam Hatiplerin de önü açılmış kapısına vurulan zincirler kırılmıştır. Darbe dönemlerinde ise milletimizin kendisi gibi İmam Hatiplerde hedefe özellikle o tahtaya konularak baskıya uğramıştır. CHP zihniyeti milletle milletin değerleriyle hesaplaşmasını hep İmam Hatipler üzerinden yürünmüştür. Ellerine geçirdikleri her fırsatı bu okulları tamamen İmam Hatiplerin kazanılmış haklarını gasp etmek için kullanmışlardır.
İmam Hatiplerin ülkemizdeki 70 yıllık mazisine baktığımızda bu durumun sayısız örneği ile karşılaşıyoruz.
Bu ülkenin tamamının gerçeği 1000 yıldır hamuru İslam'da yoğurulan asırlar boyunca İlayi Kelimetullah sancaktarlığını yapın mabedinin üzerine namahrem eli değdirmemek için yedi düvele meydan okuyor. İstiklal harbinde ezanı ve bayrağı uğrunda gencecik evlatlarını şehit veren Müslüman olan böyle bir ülkede 1950 yılına vardığımızda durum maalesef millet bırakın camide namaz kıldıracak imamı ölüsünü yıkayacak birini namazını kıldıracak kimseyi bulamıyordu.
Merhum Menderes'in 1950 seçimlerinden zaferle çıktıktan hemen sonra hayata geçirdiği ilk icraatı ezanı Muhammed'inin aslıyla okunmasıdır. Menderes ve arkadaşlarının milletimiz tarafından halen hayırla yad edilmesini sağlayan diğer hizmetleri ise İmam Hatip okullarının açılmasıdır.
70 sene önce 17 Ekim 1951'de yedi ilde İmam Hatip Okulu açılması kararıyla Türkiye'nin İmam Hatipli yılları işte böyle başlamıştır. 3 yıllık bölümleri 1954'te açılmış bu okul okuyabileceği yüksekokul olarak Yüksek İslam Enstitüsüleri 1959'da kurulmuştur. Ortaokul kapatılarak lise kısımları 4 yıla çıkarılmıştır.
28 Şubat döneminde vesayetçilerin tekrar hedefi olmuştur.
İmam Hatip Lisesi mezunları üniversite hayallerini 13 yıl boyunca ya ertelemek ya da yurtdışında gerçekleştirmek zorunda kalmıştır.
Önce 2011 yılında katsayı uygulamasını kaldıran bir sene sonra da 4+4+4 sistemi ile ortaokul kısımlarını açarak İmam Hatiplerin bu fetret devrini hamdolsun biz sonlandırdık.
Dindar nesil yetiştirelim gayreti varsa işte bundan çok rahatsız olanlar yok mu var tam aksini savunanlar var olsun biz işimize bakacağız. Dünyanın hiçbir yerinde kalkıp da bunlar şu olsun diye yok hadi siz bir nesil olsun diyenler yok mu? Var. Böyle ucube bir nesil olsun diyenler yok mu? Var. Onlar da var. Onlar işine bakacak biz de işimize bakacağız.
Kılık kıyafeti sebebiyle üniversite kapılarında gözyaşı döken kızlarımızın hikâyesidir. Üniversite hayali katsayı engeline takılan gençlerimizin hikâyesidir. Sağlığından dolayı horlanan kardeşlerimizin hikâyesidir. Bu hikaye yeşil sermaye yaftası vurularak ayrımcılığa uğrayan yatırımcılarımızın hikayesi göbeğini kaşıyan adam denilerek tahkim edilen Anadolu insanının hikâyesidir.
Ücretini ödeyemediği için hastane morglarında cenazesi rehin alınan vatandaşlarımızın hikâyesidir. Eline kına yakarak askere gönderdiği evladının yemin törenine alınmayan anaların hikâyesidir.
İşte bu hikayeyi yeni baştan yazmak milletimizin makus talihini değiştirmek için zorlu bir mücadele yürütüyoruz.
Cumhuriyet mitingleri kılıfı altında insanımızı kışkırtarak daha önceki darbelerde olduğu gibi vesayete uygun ortam hazırlamaya kalkıştılar.
Türkiye'yi kaosa ve istikrarsızlığa sürüklemek istediler ağaç ve çevre bahanesi altında başlattıkları Gezi Olaylarıyla sokaklarımızı ateşe ve kana bulamaya kalktılar.
17-25 Aralık'ta emniyet yargı teşkilatlarının sığdırdıkları insanları vasıtasıyla meşru hükümeti devirmeye çalıştılar. 15 Temmuz gecesi ordumuz içindeki FETÖ'cü hainleri harekete geçirerek kanlı bir darbe girişiminde bulundular.
Çukur ve hendek terörü ile vatan topraklarına göz diktiler. Ekonomik tetikçilerini devreye alarak Türkiye'nin şahlanışını durdurmaya teşebbüs ettiler.
Bedeller ödedik sıkıntılar çektik ama zalimler karşısında asla boyun eğmedik. Kerameti kendinden menkul bir avuç seçkinin sessiz çoğunluk üzerinde tahakküm ve baskı kurmasına müsaade etmedik.
28 Şubat döneminde kapısına kilit vurulmak istenen bu okullar hamdolsun bugün ülkemizin en çok tercih edilen eğitim kurumları arasında yer alır. Öğrenci sayıları göreve geldiğimizde nereye düşmüştür biliyor musunuz 600 binden 64 bine.
Bu okullarımızın mezunlarının sayısında önceki seneye göre yüzde 63'lük bir artış gerçekleşmiştir.
Hatiplerin üniversite sınavının yanı sıra TÜBİTAK ve TEKNOFEST başta olmak üzere bilim teknoloji yabancı dil alanlarında elde ettikleri yarışma dereceleri, yükselen başarı grafiğinin işaretidir. İmam Hatip Okullarının şöhreti sınırlarımızın ötesine geçmeye başlamıştır. Bize gelip bu okullar nedir? Bunların programları hakkında bizi de bilgilendirin denilmemektedir.
İmam hatipleri sadece ülkemize imam ve müezzin yetiştiren meslek okulları olarak görmek hem hatalı hem de eksik bir yaklaşım olacaktır. Bu okulların milletimiz tarafından bu derece sahiplenilmesinin sebebi imanlı ahlaklı değerlerine bağlı çalışkan idealist özgüveni yüksek nesiller yetiştirmesidir.
Aklını ve iradesini Pensilvanya'daki şarlatana kiraya verenlerin 28 Şubat döneminde darbecilerle işbirliği içinde imam hatip okullarına düşmanlık yapmasının sebebi işte budur ve özgün eğitim günümüzün şartları ve ihtiyaçları çerçevesinde güncellenmesi son derece önemlidir."
Hibya Haber Ajansı