Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyoğlu’nda Kasımpaşa tünelinin açılış törenine katıldı. Törende Kasımpaşaspor atkısıyla konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan tünelin İstanbul trafiğini rahatlatmak için başlatılan 16 tünel projesinin en önemli etaplarından biri olduğunu vurguladı.
7 tepeli İstanbul’un 16 tünelle tepelerin altından birbirine bağlandığını vurgulayan Erdoğan, “İstanbul trafiğinde araç kullanan herkes tünellerin ne büyük rahatlık sağladığını gayet iyi biliyor. Hizmete girenler yanında yeni projelendirilen tünellerle İstanbul için toprağın altında yepyeni bir ulaşım alternatifi oluşturuyoruz. Metro projeleri ile birlikte olayı ele aldığımızda üstü ayrı bir güzel, boğazı ayrı bir güzel, halici ayrı bir güzel, Marmara ve Karadeniz’i ayrı bir güzel İstanbul’un toprağının altını da güzelleştiriyoruz” diye konuştu.
Karaköy-Beyoğlu tünel hattının dünyanın ilk metro hatlarından biri olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu tünelin devamını getiremediğimiz için İstanbul yakın zamana kadar tarihi ve güzel güzellikleri yanında trafik çilesi ile meşhur bir kent olarak hafızalarda kalmıştır. Biz bu boşluğu doldurmak için çalışma içindeyiz. Şu ana kadar tünellerde 17 kilometreyi bulduk, metroda 160 kilometreyi geçtik. Hedefimiz 2020’ye girerken tünellerde 68 kilometreye, metroda 355 kilometreye ulaşmaktır. Daha sonrası için 120 kilometre yeni tünel, 650 kilometre yeni raylı sistem projemiz vardır. Böylece 190 kilometreyi bulan tünel ve bin kilometrelik raylı sistem uzunluğu ile İstanbul’u dünyanın en yaygın ulaşım ağıyla donatmış olacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye’de ulaşım alanında yapılan hizmetleri anlatan Erdoğan, “Türkiye yüksek hızlı tren kavramıyla bizimle tanıştı. Çünkü bunlar yolun medeniyet olduğunu bilmiyordu. Ankara-Sivas ve Ankara-İzmir başta olmak üzere çok sayıda hızlı tren hattı inşaatı sürüyor. Hava taşımacılığı da ülkemiz ulaşımında gerçekleştirdiğimiz bir devrimdir. Biz geldiğimizde 26 havalimanı vardı bunu 55’e çıkardık. Uçak sayımız 150 idi şimdi 517. Dünyada en fazla noktaya uçan bir numaralı havayolu Türk Hava Yolları. Yolcu sayısını 34 milyondan 193 milyona yükselterek havayolunu halkın yolu haline getirdik. Eski lüks otobüslerle seyahat ediyorduk. Şimdi vatandaşım rahatlıkla uçakla gidebiliyor mu. Geldiğimizde bir tane havayolu vardı. Şimdi 6 tane havayolu şirketi var. Rekabet orda da var” ifadelerini kullandı.
"Savaşabilecek DEAŞ'lı kalmadı ama bu bahaneyle silah yığmaya devam ediyorlar"
Türkiye’nin kat ettiği mesafenin birilerini rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun için önümüze, dünyaya telkin ettikleri, değerleri ayaklar altına alma pahasına akılla bağdaşmayacak engeller çıkartıyorlar. DEAŞ tehdidini öne sürerek bölgenin altını üstüne getirenler Türkiye’nin Fırat Kalkanı’nda DEAŞ’a tarihinin en büyük darbesini vurmasıyla bambaşka yerlere savruldular. Fırat Kalkanı’nda 3 bin DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. 2 bin kilometrekarelik alanda Türkiye’ye gelen mültecilerden yüz bini tekrar kendi topraklarına geri döndüler. Orada onlara insani hizmet de veriyoruz. Olaya insani bakıyoruz. Fırat Kalkanı sırasında bölgede bulunan DEAŞ’lı sayısının 400 - 500’den bir an da 3 bine nasıl çıkabildiğinin sebebini dillendirmiyoruz bile. Rakka’da sıkışan DEAŞ’lıların kamyonlarla diğer bölgelere nasıl taşındığını dünya gördü. Suriye’de savaşabilecek durumda DEAŞ’lı kalmadı ama bu bahaneyle ülkeye hala silah yığmaya devam ediyorlar. Bölücü terör örgütünün özellikle kendisini terör listesine alanlar ayın örgütün göz boyama kabilinden harf değiştiren unsuru ile kol kola yürüyor. Biz bunu ifade ettiğimiz tepki gösterme yoluna gidiyorlar. Suriye’deki terör örgütünün patronunun kandil olduğun dünya gördüğü halde bunu sadece bir müttefikimiz kabul etmiyor. Bu hakikatler inkarla ortadan kalkmaz”
"Bu PYD, YPG, DEAŞ bunlar dinsiz, kitapsız, Allah’sız terör örgütleri"
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin hiçbir devlete karşı özel bir husumeti olmadığını vurgulayarak, "Biz kendi istiklalimizi güvence altına almanın peşindeyiz. Sınırlarımızın ötesinden topraklarımıza roketle, silahla, bombayla binlerce taciz yapılırken bu saldırılar yüzünden vatandaşlarımız camilerde, evlerinde, iş yerlerinde hayatlarını kaybederken bizim ne yapmamızı bekliyorlar acaba. Bu PYD, YPG, DEAŞ bunlar dinsiz, kitapsız, Allah’sız terör örgütleri. Bunlar camide namaz kılan, namaz esnasında şehit olan kardeşlerimi nasıl izah edecekler. Aynı şeyde batı. Batıda şu anda bu PYD, YPG terör örgütleri DEAŞ camilerimizi yakıp yıkıyorlar" dedi.
"Terör örgütünün adı farketmez, hepsinin üstünden silindir gibi geçeriz"
Avrupa'da camilere yönelik artan saldırılara da değerlendiren Erdoğan, "Almanya’da son gelişmeler. Almaya daha neyi bekliyor. Polislerinin güvencesi altında bizim vatandaşlarımıza saldırılıyor, camilerimize saldırılıyor Alman polisi hala neyi bekliyor. Belçika’da ayın şeyler yapılıyor. Bunları dillendirince rahatsız oluyorlar. Aynı şeyler Türkiye’de olsa dünyayı ayağa kaldırırlar. Burada bir kiliseye böyle bir şey yapılsa polisim de bunu seyretse dünya buna ne der. Son gelişmeler ortada. Son bir haftada Almanya’da camilerimize yapılan saldırılar, kundaklamalar izah edilemez. Almanya'dan Türkiye'ye hareket edecek bir uçakta Türklere karşı bu teröristler saldırıyor polis bunu izliyor. Bunlar uyarıldığı zaman ‘yaptık yapıyoruz’ diyorlar. Neyi yapıyorsunuz her şey ortada. Bizim elimiz böğrümüzde oturup bekleyecek halimiz yok. Türk milleti tarihinin hiçbir döneminde böyle bir zillete teslim olmamıştır. Bize dostluk elini uzatana kucağımızı açarız. Bizden yardım isteyen biz ekmeğimizi böler veririz. Ama bize saldıran hiç kimsenin de gözünün yaşına bakmayız. Bu terör örgütünün adı ister FETÖ olsun, ister DEAŞ olsun, ister PKK YPG PYD olsun hiç farketmez. Allahın izni ile hepsinin üzerinden silindir gibi geçeriz" açıklamalarında bulundu.
"Islanmak istemiyorsanız yağmurun altında durmayacaksınız"
Afrin harekatında şu ana kadar 394 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu 394 teröristin dışında ÖSO ve bizim askerlerimizde 16 kaybımız var. Bunlar hem teröristin yanında durup hem de ‘aman ha bizimkilere bir şey olmasın’ demek suretiyle hala kendilerine göre istikamet çiziyorlar. Islanmak istemiyorsanız yağmurun altında durmayacaksınız. Bununla ilgili atasözümüz var. Zurna’da peşrev olmaz ne çıkarsa bahtına. Bu coğrafya öyle bir yerdeki herkes bahtına çıkana razı olmak zorundadır. Biz bin yıldır yaşadığımız coğrafyamızın huyunu suyunu biliriz. Buralardaki geçmişi bir asrı ancak bulanlar da yavaş yavaş öğrenecekler"