Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Dünya nüfusu çoğalırken buna bağlı olarak küresel gıda talebinin de günden güne artıyor.
Tabii afetler, su kıtlığı, orman yangınları, sel, erozyon, kuraklık gibi iklim değişikliğinin menfi sonuçları da gıda kaynaklarımızı tahrip ediyor.
Tüm dünyada üretim maliyetleri yükselirken, özellikle dezavantajlı toplum kesimlerinin gıdaya erişimi zorlaşıyor.
Gıda güvenliğinin garanti altına alınması bugün insanlığın ana gündem maddelerinden biri haline gelmiştir.
Koronavirüs salgını tarımdaki arz-talep dengesini bozmuş, tedarik zincirlerinde kırılmalara yol açmıştır. Bu durum küresel ölçekte gıda sorununu daha da derinleştirmiştir.
Aynı raporlara göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u açlık tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor.
Benzer şekilde yetersiz beslenenlerin sayısında da artış yaşanmakta, önümüzdeki döneme dair tahminler karamsar bir tablo çizmektedir.
Bir tarafta 810 milyon insanın en temel gıda maddelerine ulaşamadığını, diğer tarafta ise büyük sermaye sahiplerinin birkaç dakikalık turistik uzay seyahati için yüz milyonlarca dolar harcayabiliyor.
İletişimin bu kadar yaygınlaştığı, dünyanın küresel köye dönüştüğü böyle bir çağda hiç kimsenin, 'bana ne başkasından' deme lüksü yoktur.
Yeterli, besleyici ve güvenilir gıdaya erişim bir imtiyaz değil, herkes için temel bir haktır. İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri olarak daha adil bir dünya için sesimizi yükseltmek, insanlığa karşı mesuliyetimizin bir gereğidir.
Tabi bunun için öncelikle aramızdaki dayanışma ve iş birliğini artırmamız büyük önem arz ediyor.
Teşkilat üyesi ülkeler, tarım ve gıda alanında birbirini tamamlayan ekonomik yapılara sahip olmalarına rağmen bu potansiyelden maalesef yeterince istifade edemiyorlar.
Geniş ekilebilir alanların yanı sıra uygun coğrafi ve iklim şartları sayesinde birçok tarım ürününde dünya lideri olan Türkiye'nin tecrübe ve imkanlarından tüm kardeşlerimizin faydalanmasını arzu ediyoruz.
Konferansın ülkelerimize yeni ufuklar açacağına inanıyorum."
Hibya Haber Ajansı