Merkez bankalarının para politikasına karşıt perspektiflerden yaklaştığı bir ortamda yarın Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yapacağı açıklama ve güncellemeler önemli bir dönüm noktasına işaret edebilir. Banka, Haziran politika toplantısında enflasyon başta olmak üzere makro tahminlerini güncelleyecek. Projeksiyonlara yapılacak güncellemelerin doğrultusundan daha fazla öne çıkacak olgu ise, Temmuz ayında muhtemelen faizlerin yükseleceğine dair muhtemel sinyal olacaktır.
ECB’nin ilk faiz artışının Temmuz ayında gerçekleşmesine yönelik olarak geniş bir piyasa mutabakatı oluşmakta olduğunu gözlemliyoruz. Lagarde'ın basın toplantısında 25 baz puan yerine 50 baz puanlık faiz artırımı olasılığına ilişkin yorumları yakından izlenecek. ECB ile ilgili varsayımlarda, OIS fiyatlandırması kümülatif 125 baz puanlık artış olasılığını vurgularken, piyasa varsayımları Temmuz ve Eylül aylarında 50 baz puanlık artışlara odaklanmaktadır. Lagarde'ın açıklamalarında 50 baz puanlık artışa atıfta bulunulup bulunulmayacağı veya faiz çubuğunun nereye çekileceği konusu önemli olacak. Ana refinansman oranı genel anlamda nötr oran olarak varsayılan %1,5'e ulaşana kadar Temmuz, Eylül ve Aralık aylarında ve sonrasında her çeyrekte faiz artışları olabileceği ihtimali üzerinde durulmakta ve bunun bir veya iki tanesinin 25 yerine 50 bps olma ihtimalini satır aralarında arayacağız.
Haziran, Varlık Satın Alma Programı aracılığıyla net tahvil alımının son ayı olacaktır. Hedeflenen uzun vadeli refinansman operasyonlarının faiz oranlarının Haziran ayında 50 baz puan artırılması da beklenecektir, çünkü daha ucuz fonlama ihtiyacı yakında ortadan kalkacak.
Euro bölgesi faaliyeti ve enflasyon görünümü, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı nedeniyle çok belirsiz hale geldi. Ukrayna'daki savaş, enerji fiyatlarında daha fazla artışa yol açtı ve bu da önümüzdeki aylarda manşet enflasyonu çok yüksek tutacak. Bunun ardından ise enflasyonun ilerleyen sürede hedefe doğru gerilemesi bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası'nın Mart ayında kullandığı enerji varsayımlarından temel fark, AB'nin Rus gazını aşamalı olarak devre dışı bırakması ve daha pahalı enerji kaynaklarına bağımlı olması nedeniyle mali piyasaların doğal gaz fiyatlarının önümüzdeki yıl daha yüksek kalacağını öngörmesidir. Mart toplantısında ECB projeksiyonları enflasyon 2022'de ortalama %5,1, 2023'te %2,1 ve 2024'te %1,9 olacak şekilde belirlemişti. ECB'nin enflasyon tahminleri, bu yıl daha yüksek ve muhtemelen daha sonra bir zirve gösterecek şekilde önemli ölçüde yukarı revize edilecektir. Kısa vade için yukarı hareket ettirilecek projeksiyonlara karşın, orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin revizyonların daha sınırlı oranda olması muhtemeldir.
Savaşın enerji fiyatlarını yükseltmesi, güveni azaltması ve ticareti etkilemesi nedeniyle büyüme görünümü zayıfladı ve daha belirsiz hale geldi. Yine de, Mart 2022 toplantısında ekonominin yeniden açılma devam ederken büyümeye devam etmesi yönündeki varsayımlar korunmuştu. Önceki projeksiyonlara göre reel GSYİH'nın 2022'de %3,7, 2023'te %2,8 ve 2024'te %1,6 oranında büyümesi öngörülmekte. Yakın vadeli GSYİH büyümesi projeksiyonu muhtemelen daha da aşağı çekilecektir.
Para politikasının belirlenmesinde enflasyon, büyüme oranı, faiz dışı fazla gibi parametrelerin dengesi, Fed/ECB ayrışmaları nedeniyle atılması gereken adımların niteliğini kritik bir dengeye oturtmaktadır. Merkez bankasının enflasyon karşısındaki seyri ve Ukrayna savaşının ekonomik etkileri ile birlikte Almanya, İtalya gibi ülkelerin farklı dengelerini ön plana çıkaracağız.
Kaynak:Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı