Bir restoranda aşçı olarak çalışan kişi, maaşını düzenli alamadığı gerekçesiyle ek iş olarak sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden dövmecilik yaptı. Patron ise, iş sözleşmesindeki, 'işçi, işverenin yazılı izni olmaksızın başka bir işte çalışamaz ve ek iş yapamaz' hükmünü gerekçe göstererek, aşçıyı tazminatsız kovdu. Mahkemenin işe iade ettiği işçiye Yargıtay'dan kötü haber geldi. Yüksek mahkeme, davacı aşçının iş sözleşmesine aykırı davrandığı gerekçesiyle kararı bozdu.
İstanbul'da bir restoranda, 18 Mart 2011'de soğuk meze ustası olarak çalışmaya başlayan aşçı, 20 Ekim 2015 günü vardiyaya gittiğinde büyük bir şok yaşadı. Ahlak ve iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayan tutum ve davranışlarının olduğu gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanununun 25/II maddesi gereğince haklı sebeple işten kovulduğu bildirilen aşçı, hukuk mücadelesi başlattı. Bakırköy 12. İş Mahkemesi'nde işe iade davası açan aşçı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istedi.
Mahkemede ifade veren aşçı, işten çıkarılmasını gerektiren herhangi bir hareketi olmadığını iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, iş verenin işçiyi işe başlatmaması halinde 8 aylık brüt ücreti tutarında tazminatın, boşta geçen sürelere dair 4 aylık ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren ise davacının facebook hesabında davalı şirkete dair bağlılık ve güven ilkesine aykırı beyanlarda bulunduğu, bu hal ve hareketin 4857 sayılı İş Kanununun 25/II maddesi gereğince haklı sebeple fesih sebebi olduğuna, ayrıca davacının ek iş olarak dövmecilik yaptığının anlaşıldığına dikkat çekti. İş sözleşmesinde davacının söz konusu sözleşmenin 7-j maddesi gereğince işverenin yazılı izni olmaksızın ek iş yapamayacağının düzenlendiğini belirten davalı işveren, davanın reddini savundu.
Davacının davalı iş yerinin izni olmadan ek iş yaptığının tam olarak davalı tarafından ispatlanamadığına dikkat çeken mahkeme davayı kabul etti. Mahkeme, iş yeri yetkilisinin kusurlu eylemleri ile davalı firmanın ekonomik durumunun olumsuz etkilenip, maaşlarının uzun süredir ödenmemesi karşısında davacının facebook hesabındaki beyanlarının feshi gerektirecek ağırlıkta bir eylem olmadığına hükmetti. Feshin davacının eylemi karşısında çok ağır bir yaptırım olduğu, iş akdinin geçerli sebeple feshedilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildi. Kararı işveren temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Daire, oy birliği ile mahkeme kararını bozdu. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi:
"Davacının olduğu anlaşılan sosyal medya hesabına ait fotoğraf ve paylaşımlardan davacının iş sözleşmesinin 'Özel Şartlar' başlıklı 7. maddesinin j bendinde düzenlenen; 'işçinin işverenin yazılı izni olmaksızın başka bir işte çalışamayacağı ve ek iş yapamayacağı' hükmüne aykırı davranışta bulunduğu ortadadır. Kararın bozularak ortadan kaldırılmasına, davanın reddine, davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine oy birliği ile karar verilmiştir."