Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
KPSS Ön Lisans Sonuçları Açıklandı
KPSS Ön Lisans Sonuçları Açıklandı
Dev Derbide Fenerbahçe ve Galatasaray Karşılaşıyor
Dev Derbide Fenerbahçe ve Galatasaray Karşılaşıyor
GÜRZ-15 Operasyonlarında 88 Gözaltı
GÜRZ-15 Operasyonlarında 88 Gözaltı
Üniversitelerde Fakülte ve Enstitü Düzenlemeleri
Üniversitelerde Fakülte ve Enstitü Düzenlemeleri
Türkiye, Avrupa'nın Üçüncü Büyük Otomotiv Üreticisi Konumuna Yükseldi
Türkiye, Avrupa'nın Üçüncü Büyük Otomotiv Üreticisi Konumuna Yükseldi
HABERLER>GÜNDEM
24 Temmuz 2009 Cuma - 00:46

Hayata yön veren öğütler...

Kur'an-ı Kerim ve Hadis dışında inananların hayatına yön veren önemli öğütler dünyamızı aydınlatıyor...

Hayata yön veren öğütler...

Bütün öğütlerin özü olan Kur’an ve Efendimiz’in nurlu beyanları bizim için birer nasihat hazinesidir. Bu iki kaynaktan başka bir de onlardan beslenen Allah dostlarının öğütleri vardır ki bu öğütler, bize iki dünya saadetini kazanma yollarını gösterir...

Öğüt (nasihat), kültürümüzde çok önemli bir yer tutar. Çünkü dinimiz adeta bir öğütler bütünüdür. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde “Din, öğüttür” buyurarak din ile öğüdü bütünleştirmiştir. Bütün öğütlerin özü olan Kur’an ve Efendimiz’in nurlu beyanları bizim için birer nasihat hazinesidir. Bu iki kaynaktan başka bir de onlardan beslenen Allah dostlarının öğütleri vardır ki bu öğütler, bize iki dünya saadetini kazanma yollarını gösterir. Bu hafta sizinle bu öğütlerden bir demeti paylaşmak istiyoruz. En büyük bela ümidi yitirmektir. Ümitsizlik her türlü kemalin engeli, gelişmenin ayak bağıdır.

BAŞARININ TEMELİ ÜMİTTİR

Malını kaybeden bir şeyini, ümidini kaybeden ise her şeyini kaybeder. Tüm çaba ve başarının temelinde ümit, tüm yılgınlık ve hüsranların kökünde ise ümitsizlik yatar. Ümitsiz hayatın ne anlamı ne de tadı tuzu kalır. Hayatımız, ucu ışığa varan karanlık geçitlerle doludur. Önemli olan, sonundaki ışığı gözden uzak tutmamaktır.

Aksi halde, dar bir geçidin içinde boğulup gitmek işten bile değildir. İnsan bataklığa bile düşse, çıkış yolu bulmak için gözleri yıldızlara dönük olmalıdır. “Hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir.” âyetine inanan, rahmeti sonsuz bir sahibi olduğunu bilen mü’minin ümitsizliğe düşmesi mümkün mü? Hele, “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz!” buyruğunu da duyduktan sonra.

YALANDAN VE YALANCIDAN UZAK DUR

Allah katında en büyük günah, yalan söylemeyi alışkanlık edinmiş bir dile sahip olmaktır. Yalancılık en büyük ahlâksızlık olduğu için en büyük günahtır. Bir kez yalan söyleyen, onu yamamak için defalarca yalan söylemek zorunda kalır. Pisliği başka bir pislikle temizlemeye başlar.

Yalancılık, tek başına bir kötülük değildir. Diğer birçok kötülüklerin de habercisidir. Yalancılık aynı zamanda korkaklıktır, hainliktir, ikiyüzlülüktür, güvensizliktir. İnsanı sahteleştirir, özgünlük ve kişiliğini yok eder. Toplumun biricik huzur ve ilerleme nedeni olan emniyet ve itimadı sarsar.

SEV VE SEVİL Kİ, O DA SENİ SEVSİN

Hayatta asıl ve kural, sevgidir. Düşmanlıklar, kin ve nefretler gelip geçicidir. Sevgi güneşi gönlümüze süzülmek için bir bahane arar. Ufak bir vesileyle gönül odamızın perdesini araladığımız an hemencecik loş ve karanlık ruhumuzu aydınlatıp ısıtmaya başlar. Sevgi bir iyilik, hatta bilcümle iyiliklerin başlatıcısı ve devam ettiricisi ise onu ilk başlatan da minnet duyulmaya en çok layık kimse olacaktır.

Alçak gönüllülükle insanların gözünde yücelme birbiriyle doğru orantılıdır. İnsan tevazu gösterdiği ölçüde yücelir, sevilir, değer kazanır. Bunun tersi de geçerlidir. Sosyal hayatta herkesin insanları seyrettiği, insanların da kendisini gördükleri bir penceresi vardır.

ALÇAK GÖNÜLLÜ OL, KİBİRLENME


 Boyu o pencereden alçak olanlar (işgal ettikleri makama layık olmayanlar), ayak parmaklarının üzerine çıkar, zoraki uzanır, öylece görünmeye çalışır. Alçak gönüllülük büyük bir erdemdir. Erdemin ödülü ise, her zaman onur olur. Hz. Peygamber de, “alçak gönüllülük göstereni Allah yüceltir” buyurmuyor mu? Sürekli mütevazı davranan kişi, o ölçüde yükselecek, sonunda gönüllerde en yüksek tahta oturacaktır.

GÜNAHI KÜÇÜK GÖRME

İnsan günahın kendisine değil, kime karşı işlediğine bakmalıdır. Değil mi ki, o işe “günah” diyen, onu yasaklayan zat bütün alemlerin Rabbidir. Böyle bir cihanlar Sultanının emir ve yasaklarını dinlememek, sıkılmadan O’nun sözünü çiğnemek, bunu önemsemezlik etmek, elbette ki büyük günah olur. Bu söz, öncekiyle çelişmez. Çünkü bir günahı küçük gören, sürekli yapmakta bir sakınca görmeyecektir.

Dolayısıyla her ikisi de aynı kapıya çıkar. En büyük günah bile işlendiğinde pişman olunup, Allah’tan af dilense, artık büyüklüğünü yitirir ve küçük hale gelir. Özünde küçük olan bir günah üzerinde ısrar edilse, bu da artık büyük günaha dönüşür. Nedeni ise o günahın önemsenmediği, hatta günah olarak kabul edilmediği, günahı belirleyen Zât’ın uyarı ve yasağının kâle alınmadığı, dolayısıyla Kendisi’ne değer verilmediği izlenimini vermesidir.

Namazda ta’dil-i erkan ne demektir?


Soru: “Namaz kılmaya yeni başladım. İmkan bulduğum sürece namazlarımı camide kılmaya çalışıyorum. Geçen gün hoca, ta’dil-i erkandan bahsetti. Konuyu tam anlayamadım. Size sorayım dedim. Ta’dil-i erkan ne demektir, kısaca açıklayabilir misiniz?” İbrahim Topuz/İstanbulÖncelikle şunu bir kere daha ifade edelim ki namaz, insanın ruh ve kalbiyle yıkanması, Allah’ın huzuruna kabul edilmeye hazır hale gelmesi demektir.

Bu yönüyle o, insanın manen inşiraha kavuşmasını temin eden müstesna ve hususi bir ibadettir. Onun sayesinde kul, hem kalbî huzura kavuşur hem de Yaratan’ının rızasını kazanmış olur. Namaz insan hayatında günde beş defa bu inşirahı temin eder. Onda huzur bulamayan bir insan, hiçbir yerde huzur bulamaz. Günde kılınan beş vakit namaz, kalbi hayatında yükselmek isteyen gönüller için, günde beş defa miraç yapma ve Allah’a ulaşmak için merdiven vazifesi görür. Bize düşen görev Rabbimize yaklaşma noktasında bir merdiven vazifesi gören namazı hakkıyla kılmayı öğrenmek ve onu eda etmektir.

TA’DİL-İ ERKÂN NASIL OLUR?

 Ta’dil-i erkân, rükünleri, düzgün, yerli yerinde ve düzenli yapmak demektir. Ta’dîl-i erkâna riayetin sonucunda rükünler şekil olarak düzgün ve kıvamında yerine getirilmiş olur. Böylece kişi namazını üstün körü değil, eski ifadesiyle “dört başı mamur” kılmış olur. Namazda ta’dîl-i erkân, namazın kıyâm, rükû, secde gibi her bir rüknünün hakkını vererek yerine getirilmesi, acelecilik ve çabukluk gösterilmemesi demektir.

Meselâ rükû’dan kalkıldığında vücut dimdik hâle gelmeli, en az bir kere “sübhâne rabbiye’l-azîm” diyecek kadar ayakta durulup ondan sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında da en az böyle bir tesbih miktarı durmalıdır. Yoksa rükû’dan tam doğrulmadan secdeye varmak, birinci secdeden sonra tam doğrulmadan ikinci secdeye gitmek ta’dil-i erkân’a zıttır.

Namazın kalıplarına, şekillerine vakar ve ciddiyetle riayet etme şeklinde tarif edebileceğimiz tadil-i erkânın yanında bir de “huşu” ve “hudu” denilen “iç ta’dil-i erkan” vardır. Gerçi fıkıh kitaplarında namazla ilgili olarak “iç tâ’dil-i erkân” sözü çok kullanılmamıştır. Ama huşû ve hudû ile alakalı bir tabir olarak “iç tadil-i erkan” denebilir. Huşû ve hudû, meseleyi namazın ruhuna bağlı götürmektir. İnsanın, Rabb’iyle münasebetinde asıl olan mânâdır, özdür, ruhtur. Fakat onları taşıyan da lafızlardır, şekillerdir, kalıplardır. Bundan dolayı, mutlaka o lafızlara, kalıplara dikkat edilmelidir.

Eşinize sevgiyle bakıyor musunuz?

Erkek, hanımına; hanım, beyine sevgiyle bakmalı. Nitekim bu durumda Allah da onlara rahmetle bakıyor. Bakınız Peygamberimiz ne buyuruyor: “Erkek, hanımına hanım da beyine sevgiyle baktığında Allah da onlara rahmet nazarıyla bakar. Şayet erkek, hanımının ellerini ellerine alırsa, her ikisinin de günahları parmakları arasından dökülür.” (Feyzü’l- Kadir, 2/333)

Hazırlayan : Ali İhsan Er

 
Adli Tıp'ta yeni skandal
 
ASKİ’den Gökçeyurt faturasına düzeltme
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Adli Tıp'ta yeni skandal
Adli Tıp Kurumu'nda üst üste patlak veren skandallara yeni iddialar eklendi.
Devlet POLİTİKA GEREĞİ öldürür
Süleyman Demirel, faili meçhul cinayetlerle ilgili soruları yanıtladı.
Erdoğan'ın moralini bozan anket
İktidar partisinin oyları düşüyor. CHP'de ise son yılların rekoru kırıldı.
 
Flaş! HSYK'da kriz çözülemedi!
Bakan Ergin başkanlığındaki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), ...
'Cumhurbaşkanım sizi çok seviyorum ama...'
Cumhurbaşkanı Gül, Erzurum Kongresi'nin 90’ıncı yıldönüm kutlamalarına ...
Oğul Unakıtan 5 yılda ilk 500'e girdi
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan ‘Türkiye’nin en büyük ...
 
ANAP ve DP'de birleşme tamam
Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile Anavatan Partisi ...
Eczanelerde 'E-reçete' dönemi
E-devlet'te bir adım daha atıldı
Eczanelerde 'E-reçete' dönemi
E-devlet'te bir adım daha atıldı
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri