ANKARA Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü’nden Prof. Dr. Veli Duyan ile Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Prof. Dr. Selahattin Gelbal, “İlköğretim öğretmenlerinin çocuk sevme durumlarına etki eden değişkenlerin incelenmesi” konulu çalışma yaptı.
Araştırma sonuçlarına göre, kadın ve erkek öğretmenlerin çocuk sevme durumu bakımından aralarında fark bulunmadığı saptandı.
Yaş durumuna göre 41-45 yaş grubundaki öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının en yüksek, 20-25 yaş grubundakilerin en düşük olduğu tespit edilen araştırmada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
Tahammül yükseliyor
“Orta yaş döneminde, benliğin en önemli işlevi üretme, yaratma ve üretilen, yaratılan nesnelere sevgiyle bağlanmadır. Ayrıca öğretmenlerin yaşları ilerledikçe olaylara bakış açıları, dayanma, tahammül etme düzeyleri de artıyor olabilir. Yaşın ilerlemesiyle öğretmenler, öğrencilerin yaptıkları gürültü, yaramazlık, ilginç sorular, anlamsız ve yersiz konuşmaları olağan görmeye başlayabilir.
20-25 yaş grubunda bulunanların ise karşı cinsten, sevilen bir eşle güven duygusunun paylaşılabilmesi, iş, üreme, eğlence alanlarında düzen kurulabilmesi ve yeni yetişecek kuşaklara birlikte yeterli gelişme olanaklarının sağlanabilmesi gibi gelişimsel görevleri yerine getirmesi beklenmektedir. Sonuç olarak sevme puanlarının bu şekilde olması, gelişimsel bakış açısıyla uyumlu.’
Çocuk sayısı etkisiz
Evli öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının yüksek, bekar ve dul öğretmenlerin düşük olduğu saptanan araştırmada, genel olarak, evlilerin çocuk sahibi olmaları ya da buna sıcak bakmaları nedeniyle çocukları daha çok sevebileceği, ayrıca sınıftaki öğrencilerle kendi çocukları arasında bağlantı kurmalarının sevgilerini artırıcı etmen olabileceği belirtildi. Çocuk sahibi olan ve olmayan öğretmenlerin çocuk sevme durumu bakımından aralarında fark bulunduğu belirlenen araştırmada, çocuk sahibi olmanın çocuk sevgisinde belirleyici etmen olabileceği değerlendirmesinde bulunuldu. Araştırmada, sahip olunan çocuk sayısı ile çocuk sevme durumu arasında ise ilişki olmadığı tespit edildi.
Sayı azaldıkça vakit çoğalıyor
ÖĞRETMENLERİN hizmet süresine göre çocuk sevme puanları arasında fark bulunmadığı belirlenen araştırmada, çocukları sevip sevmeme durumunun öğretmenin yaşama bakışı, kişilik özellikleriyle yakından ilişkili olduğu bildirildi.
Sınıftaki öğrenci sayısı azaldıkça öğretmenlerin çocuk sevme puanlarının arttığı saptanan araştırmada, öğrenci sayısı arttıkça öğretmenin sınıfta çocuklara tek tek ayıracağı zamanın ve göstereceği ilginin azaldığı kaydedildi. Araştırmada, çocuk kitapları okuyan ve çocuklarla ilgili haber takip eden öğretmenlerin çocuk sevme ölçeğinden aldıkları puanın yüksek olduğu tespit edildi. Bununla ilgili değerlendirmede ise “çocuk kitabı okuyan öğretmenlerin, onları daha iyi anlayabilme, dünyalarını keşfetme olasılığının daha yüksek olduğuna” ve “insanların bilmedikleri, tanımadıkları şeyleri daha az sevdiğine” dikkat çekildi.