Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Estonya'nın başkenti Tallinn'de AB dışişleri bakanları bir araya geldi. Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin gündeme geldiği buluşmada Estonya Dışişleri Bakanı Sven Mikser, Türkiye ile müzakerelerin devam edip etmeyeceği konusunda bu yıl içinde bir karar alınmasını beklemediğini söyledi.
AB Komisyonu'ndan 2018'den önce Türkiye'nin üyelik için gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığıyla ilgili bir değerlendirme beklemediklerini belirten Bakan Mikser, müzakerelerle ilgili nihai kararın da bu değerlendirme temelinde alınacağını söyledi. Mikser, süreçle ilgili oldukça ihtiyatlı adımlar atılması ve acele karar alınmaması yönünde uyarıda bulundu.
Mikser, Türkiye'nin müzakerelerin geleceğinden bağımsız olarak mülteci krizi, Ortadoğu güvenliği ve NATO üyesi olarak konumu itibariyle birçok siyasi konuda AB için her zaman önemkli bir mütefik olarak kalacağının da altını çizdi.
Tallinn'deki toplantıya katılan Almanya dışişleri bakanı Sigmar Gabriel de Alman hükümetinin Türkiye politikasında rotasını tamamen değiştirdiği yönündeki iddiaları reddetti. Gabriel, Türkiye'nin giderek artan bir hızla AB'den uzaklaştığını, insan haklarını hiçe saydığını, hukuk devletini sorgulanabilir hale getirdiğini ve gazetecileri tutukladığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Nazi benzetmesine ve yaşanan diğer siyasi gerilimlere karşın Almanya'nın uzun bir süre bu provokasyonlara karşı soğukkanlılığını koruduğunu belirten Bakan, artık Almanya'nın kırmızı çizgisine ulaştığını ve hiçbir şey olmamış gibi yola devam edemeyeceğini söyledi.
FİNLANDİYA VE LİTVANYA KESİNLİKLE KARŞI
Finlandiya ve Litvanya dışişleri bakanları ise Türkiye ile müzakerelerin durudurulmasına kesin bir dille karşı çıktı. Problemlerin çözümü için Ankara ile diyaloğun en etkili yöntem olduğunu belirten Finlandiya Dışişleri Bakanı Timo Soini, "Türkiye'de insan hakları konusunda sorunlar yaşandığını biliyoruz. Ancak müzakerelerin sonlandırılmasından yana değilim" diye konuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin karşı karşıya kaldığı birçok krizde önemli bir ortağı olduğunu ve bu yüzden görüşmelerin devam ettirilmesi gerektiğini söylemişti.
Müzakerelerin tamamen kesilmesi için Avrupa Birliği içinde oy birliği şartı aranıyor. Ancak bir diğer ihtimal olan müzakerelerin askıya alınması için 28 üye devletten en az 16'sının "evet" oyu vermesi yeterli. Müzakerelerin yeniden devamı için ise yine oy birliği ile karar alınması gerekiyor.