Sürekli tekrar eden, yineleyici düşünce ve davranışlara yol açan obsesif kompulsif bozukluk, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Günlük hayatta takıntıların hayat akışını engellemesi ve ilişkilerin olumsuz etkilenmesi gibi durumların yaşanmaya başlanması OKB’ye işaret ediyor olabilir. Olması gerekenden fazla ‘el yıkama, kontrol etme, sayma, düzenleme’ gibi işlerin sık sık yapılması en yaygın görülen davranış biçimidir.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Psikiyatri bölümünden, Doç. Dr. Oya Bozkurt ‘obsesif kompulsif bozukluk belirtileri ve tedavi yöntemleri’ hakkında bilgi verdi.
Obsesyon (saplantı); saçma ve mantık dışı bulunmasına rağmen kişinin isteği dışında ısrarlı ve zorlayıcı bir şekilde aklına gelen yineleyici düşüncelerdir. Kompülsiyonlar (zorlantı) ise kişinin gerçekleştirmek zorunda hissettiği tekrarlayıcı davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. Anksiyete yaratan obsesyonlardan kurtulmak için yapılan bu davranışlar bir kısır döngü yaratarak aslında sıkıntıyı daha da artırırlar.
TİPİK OBSESYON VE KOMPÜLSİYONLAR NEDİR?
Tipik kompülsiyonlar el yıkama, kontrol etme, sayma, düzenleme şeklinde görülürler. Evden çıkmadan önce kapılar, pencereler, ocaklar sık sık kontrol edilir. Dışarıya çıktıklarında mikrop kapma ya da aşırı kirlenmiş olduğu düşüncesiyle eve gelindiğinde sayısız ve çeşitli temizlenme ritüelleri yapabilirler. İleri derecede el yıkayanlarda ellerin derisinde sabun ve deterjan izleri, hatta yaralar görülebilir. Otomobil plakaları, evlerin numaraları, apartmanların kaç kat olduğu sayılabilir. Kimilerinde kanser, AIDS gibi hastalık obsesyonları olabilir. Bir şeyi kuralına göre yaptım mı yapmadım mı, düşündüm mü düşünmedim mi kuşkuları içinde bunalan hastalar etrafındakileri de bunaltabilirler.
Bu hastalar genellikle titiz, düzenli ve kusursuzluk arayan kişilik yapısı gösterdiklerinden dışa vuran davranışlarında düzenli, titiz, aşırı kontrollü ve kuralcıdırlar. Düşüncelerinde sürekli bir tereddüt ve kararsızlık dikkati çeker.
Yaygın obsesyon belirtileri:
Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma
Başkasına zarar vermekten korkma
Hata yapmaktan korkma
Rezil olmaktan veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma
Şeytanca veya günahkar düşünmekten korkma
Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı
Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı
Yaygın kompülsiyon belirtileri:
Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama
El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme
Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma
Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme
Belirli bir sıraya göre yemek yeme
OKB TANISI HANGI DURUMLARDA ALINIR?
Obsesyon ve kompulsiyonlar günde 1 saaten daha uzun zaman alıyorsa ve zamanın boşa harcanmasına yol açıyorsa OKB akla gelmelidir.
OKB (OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK) TEŞHİSİ NASIL KONUR?
OKB için laboratuvar testi yapılmaz. Doktor hastanın ritüellere ayırdığı zaman da dahil olmak üzere hastanın belirtilerini değerlendirerek teşhisini koyar. En önemli tanı kriteri kişinin hoşuna gitmese de bazı düşünce ve davranışları tekrar tekrar yapmalarıdır. Ayrıca bunlarla geçen süre de önemlidir. Herkesin ufak tefek takıntıları olabilir. Örneğin -evden sağ ayakla çıkmak veya sebzelerin mutlaka sirkeli suda bekleterek temizlenmesi gibi alışkanlıklar olabilir. Bu alışkanlıklar ne zaman ki defalarca ve uzun saatler boyu olmaya başlıyorsa, kişi bu sebeple mutfaktan çıkamıyorsa o zaman bir problem vardır diye düşünülmelidir, çoğu hasta bu davranışlarının abartı olmadığını düşünebilir.
Bir şeyi devamlı, çok fazla düşünmemek mi lazım? Bu bizi obsesif kompülsif mi yapar? (Mesela ocağı kapattım mı diye 3-5 kere kontrol etmemek mi lazım?)
Günlük yaşantımızın gerektirdiği ölçüde elbetteki dikkat, kontrol ve düşünmemizi zorunlu kılan bir çok durum vardır. Bunları olağan düzeyde düşünmek hastalık anlamına gelmez. Zaten OKB bir hastalıktır kişi neyi ne kadar düşüneceğini ve uygulayacağını snırlayamaz elinde olmadan böyle bir tutum sergiler. Yani bir şeyi 3-5 kere yapmak OKB yapmaz OKB olduğu için 3-5 kere yapar.
Hasta yakınları nasıl davranmalı?
Genellikle yakınları bu takıntıları fark ederler. Bu durumda iki yönlü bir tutum sergileyebilmektedirler; ya hastaya –senin bir şeyin yok, aklın başında, nasıl yenemezsin bunu- diyerek sürekli uyarıcı ve eleştirel davranabilirler ya da - sen farkında değilsin ama takıntıların var doktora gitmelisin- şeklinde olabilir. Burada en doğru yaklaşım bir sorun olduğunu fark ettiklerinde sürekli uyarmak veya tersine bir şeyin yok diyerek geçiştirmek değil; bir sorun olduğunu ve doktora gitmesi gerektiğini söylemektir.
OBSESİF-KOMPÜLSİF BOZUKLUĞA NEDEN OLUR?
Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.
Biyolojik faktörler: Araştırmalar serotonin adı verilen nörotransmiterin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptamıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompülsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir
Çevresel faktörler: Bazı çevresel stres yaratıcı faktörler OKB’yi tetikleyebilir. Belirli çevresel faktörler ise kişide var olan bu rahatsızlığı kötüleştirebilir. Bunlar;
Taciz
Yaşamsal değişiklikler
Hastalık
Sevilen birinin ölmesi
İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler
İlişkiyle ilgili kaygılar
OKB (OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK) NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hastalık genellikle süreğen ve inatçı bir gidiş gösterir. Başlangıçta hastalar saplantı ve zorlantılarını gizlemeye çalışırlar. Kendi çabalarıyla yenebileceklerini düşünürler. Genellikle yaşam kaliteleri ciddi şekilde etkilenmeye başladığında ve çevresindekilerin de bıkıp usanmasından sonra psikiyatristlere başvururlar. OKB kendi kendine geçmez, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir. En iyi tedavi yöntemi ilaç ve bilişsel davranış terapisidir.
Bilişsel davranış terapi: Bilişsel davranış terapisinin hedefi, obsesif-kompülsif bozukluğu olanların ritüellerini gerçekleştirmeden korkularıyla yüz yüze gelmelerini ve anksiyetenin azaltılmasını sağlamaktır. Bu terapi obsesif-kompülsif bozukluğu olanlarda sıkça görülen abartılmış veya felaketler içeren düşünceleri azaltmaya da odaklanılır.
İlaç tedavisi: Trisiklik antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri OKB tedavisinde yardımcı olabilir. Hastaların ilaç ve bilişsel davranış terapisine cevap vermedikleri şiddetli vakalarda Eloktrokonvulsif Terapi (EKT) veya beyin cerrahisi kullanılabilir. EKT esnasında hastanın başına elektrotlar takılır ve beyne nöbete sebep olan bir dizi elektrik şoku verilir, bu nöbetler beyinde nörotransmitterlerin salınmasına sebep olur.
Sürekli tedavi sonucunda hastalar normal veya normale yakın yaşam sürerler. Erken teşhis her zaman tedavi süresini azaltır.
Hibya Haber Ajansı